18 Nis 2007 10:21 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 12:47

ENGİN ARDIÇ ARDIÇ ADAYINI AÇIKLADI!.."AHA BENİM ADAYIM...ÜSTELİK SİVİL...RAKI DA İÇİYOR"!..

Engin Ardıç,Çankaya için aday açıkladı. "Fazla liberal canım" diye vıkvıklanacak bir kaç serseriyi göze aldığını yazan Ardıç, "Üstelik sivil. Rakı da içiyor" dedi ve adayının özelliklerini sıraladı!..

"Aha benim adayım da Sami Selçuk, hadi bakalım!

Arkadaşımız Metin Uca´nın vatanı, milleti ve de laikliği kurtarmak, eh azıcık da reyting almak için evini satmasından sonra, bir emekli albay vatandaşımız da meclis dışından kendi kendini aday göstermiş...

Kurban olayım, ne renkli bir ülkedir bu Türkiye yahu... Bana, rahmetli dostum Oğuz Atay´ın "Oyunlarla Yaşayanlar" romanında yarattığı Emekli Albay Hüsamettin Tambay tipini hatırlattı!

Biz de, başı açık ve de hükümetle uyum içinde çalışacak bir kadın aday istemiştik de kimse aldırmamıştı... Tövbe, bir tek Serdar Turgut aldırdı, o da bula bula Deniz Ülke Arıboğan´ı buldu... Bana danışsaydı, Elif Altuğ ve Sevim Gözay arasında epey bocalar, sonunda Mehveş Evin´i önerirdim (Güler Kömürcü darılmasın, onun için başbakanlık düşünüyorum... Deniz´i de babasının işyerine müsteşar yapacağım.)

Kusura bakmayın, bu işin suyu çıktığı için fazla ciddi olmak gelmiyor içimden...

Nitekim ciddi hanım adaylardan Zeynep´in yaşı tutmuyormuş, Nimet´in üzerinde de fazla durulmadı. Aslında Nazlı var da, düşmanı çoktur.

Galiba hanımların "çapları" yeterli bulunmadı, oysa şöyle Sabiha Gökçen, Afet İnan, ya da Küçük Ülkü gibi Atatürkçü bir hanımefendi olsa akan sular duracak. İri kalçalı olursa daha da oturaklı görünür. Tayyör-etek giyecek, içine de "Ankara fırfırı" beyaz bluz, ki bürokrasi beğensin... Eva Braun modası... Saçlar 1935 modeli, maşa çekilmiş...

Bu arada gene ciddi ciddi Hilmi Özkök´ü önerenler de çıkmadı değil ha! (Darbe özlemlerine yüz vermediği için bazı Ankaralı gazeteciler onunla "Hilmi Bey" diye dalga geçmişlerdi...)

Eh, fena değil, hem asker, hem de AKP´ye "çok kötü bakmadığı" söyleniyor ya... Akılları sıra ne şiş yanacak ne kebap...

Derken zihnimde bir ışık yandı: Yahu siz bu makama ille de bir yüksek bürokrat istemiyor musunuz, Sami Selçuk neden olmasın?

(Vallahi bunu bana kimse yazdırmadı, ben kendim buldum.)

Hem eski Yargıtay başkanı, yani hiçbir bürokrat ve basında hiçbir bürokrat şakşakçısı bu tercihe ağzını açamaz... Hep Anayasa Mahkemesi´nden mi terfi edilecek oraya, bu kez de Yargıtay olsun... 2014 seçiminde de Evkaf´tan birini buluruz.

Gerçi "fazla liberal canım" diye vıkvıklanan birkaç serseri çıkar ama, cürmü gazetesinin tirajı kadar yer yakar.

Sonunda, homurdanırlar ama, bir yüksek bürokratı reddetmek kendi kalelerine gol atmak gibi olacağından, çok fazla da konuşamazlar. En azından kalabalıkları "bir de buna karşı çıkmak için" sokağa dökemezler.

Üstelik adam sivil... Rakı da içiyor... Türkiye´de bu önemli bir çağdaşlık göstergesi sayılmıyor mu?

"Tipi de müsait", kıro gibi durmuyor. Eh, "lisan" da biliyordur. Eşini tanımıyoruz ama onun da başı kapalı değildir herhalde...

Sami Selçuk, ülkenin normalleşmesi ve gerilimlerin yatışması için canla başla çalışır Çankaya´da.

İktidarla kavga eden bir cumhurbaşkanı da olmaz, kimsenin kafasına anayasa fırlatmaya kalkıp dolar kurunu beş liraya zıplatmaz.

Bürokrasiyi de kollayabildiği kadar kollar, dellenmesine izin vermez.

Laiklerle dincilerin iyi kötü arasını bulacak tek adam!

Vallahi şaka yapmıyorum, Avrupa Birliği´ne aday olmuş bir Türkiye´ye yakışır bir cumhurbaşkanı... Üstelik kefere de parmak ısırır. Hiçbir yabancı ona "barbar" diyemez.

Ahmet Necdet Sezer gibi "eski Türkiye´den yeni Türkiye´ye geçiş döneminin ara b