''EN İYİ TÜRK FİLMİ POSTERLERİ'' LİSTESİNDE ONUR ÖDÜLÜ HANGİ FİLMİN OLDU?
İşte, '2012 Yılının En İyi Türk Filmi Posterleri' listesinde onur ödülüne layık görülen afiş!
2011 yılında çekilen ve ilk gösterimi Cannes Film Festivali’nde
gerçekleşen ’Kod Adı Venüs’ filminin posteri; IMP Awards’un ’2012
Yılının En İyi Türk Filmi Posterleri’ listesinde onur ödülüne layık
görüldü.
’Venüs Kıbrıs’tır... Kıbrıs Venüs...’ sloganıyla, 2012 yılında
sinemalarda gösterime giren ’Kod Adı Venüs’ (Code Name Venus); 2011
yılında Yakın Doğu Üniversitesi Lefkoşa Kıbrıs (Near East
University Nicosia Cyprus) tarafından çekildi. ’Kod Adı Venüs’ün
afişi, IMP Awards’da (International Movie Poster – Uluslararası
Film Afişleri) 2012 yılı Türk film posterleri arasında, En İyi Türk
Posterleri listesinde onur derecesini aldı.
IMP Awards, yayımlanmış film afişlerini internet yoluyla tarayıp,
yıl sonunda kendi oluşturdukları listelerde, posterlerin başarı
oranlarına göre yine kendi oylamalarıyla ödül veriyor.
’KOD ADI VENÜS’ HAKKINDA
Yasemin, annesi ve babasının çok gizli bir arkeolojik araştırma
için İngiltere’den Kıbrıs’a geldiği 1930 yılında doğar ve 1937’ye
kadar Kıbrıs’ta yaşar. 1937’de bir gün ailesinin aniden ortadan
kaybolmasının ardından, İngiltere’de yatılı okulda okumaya gider.
Cambridge Üniversitesi’nde Charles’a aşık olur ancak ilişkileri
uzun sürmez. (İngiliz İstihbarat servisi) MI5’de gizli ajan olan
Charles, Yasemin’e ailesini bulması için yardım edeceğine söz
verir. Karşılığında da Yasemin’in EOKA Rum teşkilatından bilgi
getirmesini ister. Yasemin’in kod adı Venüs’tür.
Yasemin, Charles ile birlikte aldığı görev için ve ailesini
araştırmak amacıyla, 1956’da Kıbrıs’a geri döner. Görevi; Kıbrıslı
Rumlar tarafından kurulan silahlı örgüt olan EOKA’ya sızmaktır.
Tecrübesiz olmasına rağmen, Yasemin’in geçmişi ve yetenekleri bu
görevi almasını sağlar.
EOKA’da aktif bir kişi olan Adamos’u kendine aşık etmeyi başaran
Yasemin; bir yandan çocukluğunu geçirdiği bu adada, kaybettiği
ailesini arar, bir yandan da Adamos’la başardıkları eylemler, EOKA
içerisinde önemli bir yer edinmesini sağlar.
1963’de adada çıkan iç savaş, dökülen kanlar ve gözyaşları,
Yasemin’in ruhunda dayanılmaz bir ıstırap oluşturur. Yasemin bu
arada, çocukluk arkadaşı Kemal’e aşık olur. 1974’de adadaki Yunan
hayranı faşistlerin darbe yapması ise durgun denizleri yeniden
fırtınalı olaylara çevirir.