EMRE USLU'DAN MİT İDDİASI; BAŞBAKAN HANGİ İSME FIRÇA ATTI?
Taraf yazarı Emre Uslu, bugünkü köşesinde Başbakan Erdoğan ile ilgili çarpıcı bir iddiayı ortaya attı..
MİT’in ve medyanın bu olayı görmezden gelerek, Pollayanacılık
oynadığını belirten Uslu, yazısına şöyle devam etti:
Sürecin başlarında MİT’in polyannaları sürece kuşkuyla yaklaşanları
linç etmeye kalkmıştı. “Kaybedenler listeleri” hazırlanmış, “PKK
eylülde silah bırakıyor” kehanetleri havada uçuşmuş, barışa
“merdivenler” kurulmuş, basamakları medya yöneticileri tarafından
çakılmıştı. İmralı’dan gelen ışığa meftun “dindar âkiller” ve
Balıkçı’nın yakaladığı en önemli balıklar kol kola girmiş “PKK
silahı da bırakmaz dışarı da çekilmez” diyenleri “güvenlikçi, savaş
lordu” ilan ederek, zılgıt çekip üstlerinde horon tepiyorlardı.
Ancak “PKK çekilmeyi durdurduk” deyince müzik sustu, horon tepenler
tek ayak üstünde yakalandı. Gözler Öcalan’a döndü.
Erdoğan’ın Hakan Fidan’a, "süreç konusunda beni yanılttın" dediğini
de öne süren Uslu’nun yazısının devamı şöyle:
Sürecin en eğlenceli teorisi ise bisiklet teorisiydi. “Süreçte esas
olan bisikleti devirmemek. Bunun için pedalı sürekli çevireceksin,
yoksa bisiklet devrilir” şeklindeki dâhi analojiyle sorun bir
çırpıda çözülmüş, “evladım bu pedalı boşa çeviriyorsun, zincir
kırık” diyene de deli muamelesi yapılmıştı.
Az gittik uz gittik dere tepe düz gittik. Biz giderken PKK’nın da
gittiğini düşünüp, “PKK çekildi çekiliyor” diye manşetler attık.
Bir de baktık ki ne görelim hareket eden bizmişiz. Tüm dikkatimiz
yandaki arabaya odaklandığından, biz hareket ettikçe yandaki aracın
hareket ettiğini sanmışız. Esasen bir baş dönmesi hâliymiş
yaşadığımız. Bu baş dönmesi hâlini erkenden anlayanlar oldu. Ancak
polyannaları PKK’nın “çekilmeyi durdurduk” açıklaması bile ikna
edemedi.
Bu sefer de “süreci Öcalan başlattı Öcalan bitirir, PKK çekilmeyi
durdurduk dese de Öcalan yeniden başlatacaktır” diye tempo
tutturdular.
Hep beraber İmralı’dan gelecek ışığa bir kez daha bağlandı
umutlar...
Erdoğan’ın bile Hakan Fidan’a “süreç konusunda beni yanılttın” diye
çıkıştığı bir ortamda onlar halen “her şey yolunda” türküleri
söylüyor.
Öcalan açıklamasında “çekilmeyi yeniden başlatın” çağırısı yapmadı.
Hatta KCK’nın çekilmeyi durdurduk kararını destekledi. “Yeni bir
formatta müzakereleri başlatmak için imkânlarının
iyileştirilmesini” talep etti...
Peki, Öcalan ne demek istedi?
Öcalan’ın “yeni bir formatta müzakerelerin başlatılması” talebi
özünde “eski formatın” yani üç aşamalı çekilme, silah bırakma ve
normalleşme, formatının rafa kalktığının ilan edilmesidir. Eski
format çalışmadığı için yeni format önermiştir Öcalan.
“Yeni format” ne olabilir?
PKK unsurları içeride stratejik konumlarını korurken, silahı tehdit
olarak kullanırken, çift taraflı ateşkes hükmünün devam etmesi ve
müzakerelerin bu şartlar altında sürdürülmesi demek yeni
format.
Çözüm sürecinde asker ve polis çatışma çıkmasın diye kışlasından
çıkmadı. Dağlık köylere asayiş olaylarına müdahale için bile
gitmedi. Oralarda egemenliği fiilen PKK’ya bıraktı. Nitekim
jandarma çatışma çıkmasın diye köylerdeki asayiş olaylarına
müdahale etmediği için, barış sürecinde köylüler birbirini
öldürmeye başladı. PKK yandaşları devlet yanlılarına baskı yapmaya
çalıştı. Onlar da devlet kendilerini savunmadığı için kendi
kendilerini savunmaya başladılar.
Yeni format, devletin bu fiili durumu kabul ederek, Öcalan’ın
imkânlarını artırıp çözüm görüşmelerinin başlatılması anlamına
geliyor.
PKK çekilmeyi ve silah bırakmayı kendisinin tasfiyesi olarak
görüyor. Bunu yapmayacağını açıkça ilan ediyor.
Silah bırakmayacağını açıkça ilan eden PKK ile neyi görüşecekler
ben de onu merak ediyorum...
Öcalan’ın dile getirdiği “müzakere” kavramından umutlanmalı mıyız?
Bu kavram “diyalog sürecini ilerletip müzakere aşamasına getirdik”
anlamına gelir mi?
Maalesef hayır. Hatırlayın çözüm süreci başladığında birçok yazar
Öcalan ile MİT arasındaki müzakerelerin bittiğini, bizim filmi
geriden seyrettiğimizi, yaşadığımız sürecin kamuoyunu hazırlamak
için yaşanması gereken bir süreç olduğunu ifade ediyordu. MİT
kaynakları da bunu doğruluyordu. Şimdi Öcalan “bitmiş
müzakerelerin” yeniden başlamasını istiyor. Bu ne yaman
çelişki...
Dahası bizzat Öcalan’ın kendisi 1 Kasım 2010’da Aysel Tuğluk
aracılığıyla yaptığı açıklamada “artık sürecin diyalogdan müzakere
sürecine geçtiğini” ifade etmişti.
Yani sizin anlayacağınız, biz bu “müzakere sürecine” 2010’da geçtik
ama bir sonuç çıkmadı. Bunlar Öcalan’ın klasik alan açma hamleleri.
Öcalan sürece format attı her şey sıfırdan kurulacak. Bundan barış
çıkmaz.
Taraflar kendilerine konum ve zaman kazandırmak için hamle yapıyor.
Hem AKP hem de PKK samimi değil. Eğer samimilerse daha önce
verdikleri sözleri tutsunlar. Kürtlerin haklarını bu pazarlıklara
rehine yapmasınlar...