18 Eyl 2013 08:54 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:39

EMRE USLU'DAN MİT İDDİASI; BAŞBAKAN HANGİ İSME FIRÇA ATTI?

Taraf yazarı Emre Uslu, bugünkü köşesinde Başbakan Erdoğan ile ilgili çarpıcı bir iddiayı ortaya attı..

MİT’in ve medyanın bu olayı görmezden gelerek, Pollayanacılık oynadığını belirten Uslu, yazısına şöyle devam etti:

Sürecin başlarında MİT’in polyannaları sürece kuşkuyla yaklaşanları linç etmeye kalkmıştı. “Kaybedenler listeleri” hazırlanmış, “PKK eylülde silah bırakıyor” kehanetleri havada uçuşmuş, barışa “merdivenler” kurulmuş, basamakları medya yöneticileri tarafından çakılmıştı. İmralı’dan gelen ışığa meftun “dindar âkiller” ve Balıkçı’nın yakaladığı en önemli balıklar kol kola girmiş “PKK silahı da bırakmaz dışarı da çekilmez” diyenleri “güvenlikçi, savaş lordu” ilan ederek, zılgıt çekip üstlerinde horon tepiyorlardı.

Ancak “PKK çekilmeyi durdurduk” deyince müzik sustu, horon tepenler tek ayak üstünde yakalandı. Gözler Öcalan’a döndü.

Erdoğan’ın Hakan Fidan’a, "süreç konusunda beni yanılttın" dediğini de öne süren Uslu’nun yazısının devamı şöyle:


Sürecin en eğlenceli teorisi ise bisiklet teorisiydi. “Süreçte esas olan bisikleti devirmemek. Bunun için pedalı sürekli çevireceksin, yoksa bisiklet devrilir” şeklindeki dâhi analojiyle sorun bir çırpıda çözülmüş, “evladım bu pedalı boşa çeviriyorsun, zincir kırık” diyene de deli muamelesi yapılmıştı.

Az gittik uz gittik dere tepe düz gittik. Biz giderken PKK’nın da gittiğini düşünüp, “PKK çekildi çekiliyor” diye manşetler attık. Bir de baktık ki ne görelim hareket eden bizmişiz. Tüm dikkatimiz yandaki arabaya odaklandığından, biz hareket ettikçe yandaki aracın hareket ettiğini sanmışız. Esasen bir baş dönmesi hâliymiş yaşadığımız. Bu baş dönmesi hâlini erkenden anlayanlar oldu. Ancak polyannaları PKK’nın “çekilmeyi durdurduk” açıklaması bile ikna edemedi.

Bu sefer de “süreci Öcalan başlattı Öcalan bitirir, PKK çekilmeyi durdurduk dese de Öcalan yeniden başlatacaktır” diye tempo tutturdular.

Hep beraber İmralı’dan gelecek ışığa bir kez daha bağlandı umutlar...

Erdoğan’ın bile Hakan Fidan’a “süreç konusunda beni yanılttın” diye çıkıştığı bir ortamda onlar halen “her şey yolunda” türküleri söylüyor.

Öcalan açıklamasında “çekilmeyi yeniden başlatın” çağırısı yapmadı. Hatta KCK’nın çekilmeyi durdurduk kararını destekledi. “Yeni bir formatta müzakereleri başlatmak için imkânlarının iyileştirilmesini” talep etti...

Peki, Öcalan ne demek istedi?

Öcalan’ın “yeni bir formatta müzakerelerin başlatılması” talebi özünde “eski formatın” yani üç aşamalı çekilme, silah bırakma ve normalleşme, formatının rafa kalktığının ilan edilmesidir. Eski format çalışmadığı için yeni format önermiştir Öcalan.

“Yeni format” ne olabilir?

PKK unsurları içeride stratejik konumlarını korurken, silahı tehdit olarak kullanırken, çift taraflı ateşkes hükmünün devam etmesi ve müzakerelerin bu şartlar altında sürdürülmesi demek yeni format.

Çözüm sürecinde asker ve polis çatışma çıkmasın diye kışlasından çıkmadı. Dağlık köylere asayiş olaylarına müdahale için bile gitmedi. Oralarda egemenliği fiilen PKK’ya bıraktı. Nitekim jandarma çatışma çıkmasın diye köylerdeki asayiş olaylarına müdahale etmediği için, barış sürecinde köylüler birbirini öldürmeye başladı. PKK yandaşları devlet yanlılarına baskı yapmaya çalıştı. Onlar da devlet kendilerini savunmadığı için kendi kendilerini savunmaya başladılar.

Yeni format, devletin bu fiili durumu kabul ederek, Öcalan’ın imkânlarını artırıp çözüm görüşmelerinin başlatılması anlamına geliyor.

PKK çekilmeyi ve silah bırakmayı kendisinin tasfiyesi olarak görüyor. Bunu yapmayacağını açıkça ilan ediyor.

Silah bırakmayacağını açıkça ilan eden PKK ile neyi görüşecekler ben de onu merak ediyorum...

Öcalan’ın dile getirdiği “müzakere” kavramından umutlanmalı mıyız? Bu kavram “diyalog sürecini ilerletip müzakere aşamasına getirdik” anlamına gelir mi?

Maalesef hayır. Hatırlayın çözüm süreci başladığında birçok yazar Öcalan ile MİT arasındaki müzakerelerin bittiğini, bizim filmi geriden seyrettiğimizi, yaşadığımız sürecin kamuoyunu hazırlamak için yaşanması gereken bir süreç olduğunu ifade ediyordu. MİT kaynakları da bunu doğruluyordu. Şimdi Öcalan “bitmiş müzakerelerin” yeniden başlamasını istiyor. Bu ne yaman çelişki...

Dahası bizzat Öcalan’ın kendisi 1 Kasım 2010’da Aysel Tuğluk aracılığıyla yaptığı açıklamada “artık sürecin diyalogdan müzakere sürecine geçtiğini” ifade etmişti.

Yani sizin anlayacağınız, biz bu “müzakere sürecine” 2010’da geçtik ama bir sonuç çıkmadı. Bunlar Öcalan’ın klasik alan açma hamleleri. Öcalan sürece format attı her şey sıfırdan kurulacak. Bundan barış çıkmaz.

Taraflar kendilerine konum ve zaman kazandırmak için hamle yapıyor. Hem AKP hem de PKK samimi değil. Eğer samimilerse daha önce verdikleri sözleri tutsunlar. Kürtlerin haklarını bu pazarlıklara rehine yapmasınlar...