16 Oca 2014 12:45
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:53
Emre Uslu yanıt aradı: PKK suikastleri MİT'in işi mi?
Paris suikastlerinin arkasında MİT olduğu yönündeki iddialar güderek güç kazanırken Taraf yazarı Emre Uslu akıllardaki soruya yanıt aradı...
AKP cemaat savaşının yan kollarından biri olarak gelişen MİT ve
Paris suikastleri iddiaları giderek geniş bir tartışma konusu
haline geliyor. Zanlı Ömer Güney'in internete sızdırılan ses kaydı
ve MİT mührü taşıyan bir belgenin sosyal medyaya sızdırılması
üzerine akıllara yerleşen soruya Taraf gazetesi yazarı Emre Uslu
yanıt aradı: Paris cinayetini MİT mi yaptı
İşte Uslu'nun yazısındaki ilgili bölüm:
Belge hakkında MİT tutarsız bir açıklama yaptı. MİT, resmî açıklamasında belge sahte demedi. Soruşturma başlatıldı, dedi.
Medya bu açıklamayı MİT cinayet kabul mü ediyor şeklinde sorgulayınca MİT el altından bilgi sızdırmaya başladı. Belgenin sahte olduğunu iddia ediyor ama belgenin MİT’in içinde mi dışında mı hazırlandığını araştırıyor, şeklinde açıklamalar geliyor.
Belli ki MİT, insanların kafasını karıştırmak için böylesi açıklamalar yapıyor. O belgenin sahte olup olmadığının anlaşılması iki dakikalık bir mesele. Zira belgenin üzerinde hem el yazısı var hem de MİT belgelerine özel barkod sistemi. O el yazısının kime ait olduğu da on dakikada tespit edilebilecek bir konu.
SIZDIRILAN BELGE BUZ GİBİ MİT BELGESİ!
MİT’in manipülatif açılamalarından anlaşılıyor ki, o belge buz gibi MİT belgesi.
Daha önemlisi MİT’in Devrimci Karargâh örgütüne sızdırdığı, İsviçre’de yaşayan Murat Şahin isimli bir ajan Türkiye’de Devrimci Karargâh operasyonunda gözaltına alınmış daha sonra MİT tarafından serbest bıraktırılmıştı. Şahin’in açıklamasına göre kendisi için MİT Polat Küçük isimli bir avukat bile tutmuştu. Ne tesadüftür ki o avukat MİT’e yakın paralel internet sitesinde köşe yazarlığı yapıyor.
Murat Şahin Avrupa’ya döndükten sonra PKK gazetelerine konuşmuş, Paris cinayetini MİT’in organize ettiğini, Çankaya’da Teyze isimli bir MİT mensubunun Avrupa’daki gençleri (lejyonerler) organize ettiğini anlatmıştı.
Yeni çıkan belgeler MİT’çi Murat Şahin’in o dönemde anlattığı bilgilerle bire bir örtüşüyor.
MİT HEM SÜRECİ YÜRÜTÜP HEM DE İNFAZ MI YAPIYOR?
Şimdi soru şu? MİT bir yandan çözüm sürecinde ilerlerken bir yandan PKK’lıları neden öldürsün?
Esasen bunun cevabı da basit. MİT- PKK ilişkisini bilenler açısından, MİT’in böylesi eylemler yapması çok çelişkili bir tutum değil. Bunu anlamak için özellikle devletin 2012’de yaptığı stratejik savaş anlayışına bakmak gerekiyor.
MİT, PKK'IN ORTA DÜZEY YÖNETİCİLERİNİ HEDEF ALMIŞTI
2011-2012 yıllarında devlet PKK’nın orta kademe liderlerine yönelik birtakım stratejik operasyonlar yaptı. Özellikle nokta operasyonlarıyla PKK’nın liderleri Yücel Halis, Rüstem Cudi, Çiçek Kıçi, Dağlıca saldırısının organizatörü Ape Hüseyin kod adlı Kadir Çelik gibi birçok PKK yöneticisi öldürüldü. Bu stratejinin son halkasında Fehman Hüseyin’e yönelik saldırı planları yapılırken PKK MİT’i tuzağa düşürüp yanıltmış, Uludere faciası yaşanmıştı.
Bu ölümlerden anlaşılıyor ki devlet PKK’nın orta kademe yöneticilerine yönelik bir saldırı planlaması yapmış. Ömer Güney’in ses kaydında ve ortaya çıkan MİT belgesinde bize yansıyan planlama işte o stratejinin parçası.
SAKİNE CANSIZ ÜZERİNDEN DİĞER LİDERLERE MESAJ
Anladığım kadarıyla MİT bir yandan görüşmeleri sürdürürken, diğer yandan görüşmelere engel olabilecek kişileri infaz ettirerek bu cinayeti işletmiş olabilir. Burada Sakine Cansız’ın çözüm sürecine ilişkin tutumunu tam bilmiyoruz. Belki o tutumu nedeniyle, belki de Sakine Cansız’ı öldürerek diğer PKK liderlerine mesaj vermek için de bu cinayet işlenmiş olabilir.
MİT JİTEM'İN ROLÜNÜ ALMIŞ
Cinayet belgelerinden ortaya bir başka gerçeklik daha çıktı. MİT, JİTEM’in rolünü almış. Hrant Dink cinayetinden, Malatya’daki misyoner cinayetlerine kadar hemen her cinayette ipuçlarından biri mutlaka MİT’e gidiyor. En son Sakine Cansız cinayetinde de MİT’in parmağı ortaya çıktı...
İşte Uslu'nun yazısındaki ilgili bölüm:
Belge hakkında MİT tutarsız bir açıklama yaptı. MİT, resmî açıklamasında belge sahte demedi. Soruşturma başlatıldı, dedi.
Medya bu açıklamayı MİT cinayet kabul mü ediyor şeklinde sorgulayınca MİT el altından bilgi sızdırmaya başladı. Belgenin sahte olduğunu iddia ediyor ama belgenin MİT’in içinde mi dışında mı hazırlandığını araştırıyor, şeklinde açıklamalar geliyor.
Belli ki MİT, insanların kafasını karıştırmak için böylesi açıklamalar yapıyor. O belgenin sahte olup olmadığının anlaşılması iki dakikalık bir mesele. Zira belgenin üzerinde hem el yazısı var hem de MİT belgelerine özel barkod sistemi. O el yazısının kime ait olduğu da on dakikada tespit edilebilecek bir konu.
SIZDIRILAN BELGE BUZ GİBİ MİT BELGESİ!
MİT’in manipülatif açılamalarından anlaşılıyor ki, o belge buz gibi MİT belgesi.
Daha önemlisi MİT’in Devrimci Karargâh örgütüne sızdırdığı, İsviçre’de yaşayan Murat Şahin isimli bir ajan Türkiye’de Devrimci Karargâh operasyonunda gözaltına alınmış daha sonra MİT tarafından serbest bıraktırılmıştı. Şahin’in açıklamasına göre kendisi için MİT Polat Küçük isimli bir avukat bile tutmuştu. Ne tesadüftür ki o avukat MİT’e yakın paralel internet sitesinde köşe yazarlığı yapıyor.
Murat Şahin Avrupa’ya döndükten sonra PKK gazetelerine konuşmuş, Paris cinayetini MİT’in organize ettiğini, Çankaya’da Teyze isimli bir MİT mensubunun Avrupa’daki gençleri (lejyonerler) organize ettiğini anlatmıştı.
Yeni çıkan belgeler MİT’çi Murat Şahin’in o dönemde anlattığı bilgilerle bire bir örtüşüyor.
MİT HEM SÜRECİ YÜRÜTÜP HEM DE İNFAZ MI YAPIYOR?
Şimdi soru şu? MİT bir yandan çözüm sürecinde ilerlerken bir yandan PKK’lıları neden öldürsün?
Esasen bunun cevabı da basit. MİT- PKK ilişkisini bilenler açısından, MİT’in böylesi eylemler yapması çok çelişkili bir tutum değil. Bunu anlamak için özellikle devletin 2012’de yaptığı stratejik savaş anlayışına bakmak gerekiyor.
MİT, PKK'IN ORTA DÜZEY YÖNETİCİLERİNİ HEDEF ALMIŞTI
2011-2012 yıllarında devlet PKK’nın orta kademe liderlerine yönelik birtakım stratejik operasyonlar yaptı. Özellikle nokta operasyonlarıyla PKK’nın liderleri Yücel Halis, Rüstem Cudi, Çiçek Kıçi, Dağlıca saldırısının organizatörü Ape Hüseyin kod adlı Kadir Çelik gibi birçok PKK yöneticisi öldürüldü. Bu stratejinin son halkasında Fehman Hüseyin’e yönelik saldırı planları yapılırken PKK MİT’i tuzağa düşürüp yanıltmış, Uludere faciası yaşanmıştı.
Bu ölümlerden anlaşılıyor ki devlet PKK’nın orta kademe yöneticilerine yönelik bir saldırı planlaması yapmış. Ömer Güney’in ses kaydında ve ortaya çıkan MİT belgesinde bize yansıyan planlama işte o stratejinin parçası.
SAKİNE CANSIZ ÜZERİNDEN DİĞER LİDERLERE MESAJ
Anladığım kadarıyla MİT bir yandan görüşmeleri sürdürürken, diğer yandan görüşmelere engel olabilecek kişileri infaz ettirerek bu cinayeti işletmiş olabilir. Burada Sakine Cansız’ın çözüm sürecine ilişkin tutumunu tam bilmiyoruz. Belki o tutumu nedeniyle, belki de Sakine Cansız’ı öldürerek diğer PKK liderlerine mesaj vermek için de bu cinayet işlenmiş olabilir.
MİT JİTEM'İN ROLÜNÜ ALMIŞ
Cinayet belgelerinden ortaya bir başka gerçeklik daha çıktı. MİT, JİTEM’in rolünü almış. Hrant Dink cinayetinden, Malatya’daki misyoner cinayetlerine kadar hemen her cinayette ipuçlarından biri mutlaka MİT’e gidiyor. En son Sakine Cansız cinayetinde de MİT’in parmağı ortaya çıktı...