22 Mayıs 2018 11:55 Son Güncelleme: 24 Kas 2018 02:13

Emrah Serbes raporunda şoke eden ifade: Kaza yaparken o ilacın etkisindeydi!

Raporda Emrah Serbes yönetimindeki otomobilin 130 km’nin üzerinde bir hıza sahip olduğu da öne sürüldü.

İzmir-Aydın otoyolunda geçen yıl meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden Özçelik ailesinin avukatı Burcu Ece Güler’in talebi üzerine hazırlanan bilirkişi raporu, İzmir 8.Ağır Ceza Mahkemesi dava dosyasına girdi. [Emrah Serbesin kaza dosyasına giren raporda şoke eden ifadeler]

Rapora, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Doç.Dr.Halis Ulaş, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Dr.Pınar Bacaksız, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Doç.Dr. Özgür Can, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof.Dr. Çağlar Özdemir imza attı.

RAPORDA ÇARPICI TESPİTLER

Raporda şu tespitlere yer verildi:

-Somut olayda iddialar sanığın alkollü şekilde araç kullandığı yönündedir. Bu konuda tanık anlatımları da söz konusudur. Her ne kadar bu konu şüpheye yer bırakmayacak biçimde sübuta ermiş olmasa da sanığın kullandığı ilaçların etkilerinin de ayrıca ele alınması gereklidir.

-Sanık (sara nöbetlerini önleyici) bi ilaç kullanmaktadır. Olayın adli tıp açısından yapılan değerlendirmesinde ilacın sürüş yeteneğini olumsuz şekilde etkilediği ifade edilmiştir. Sanığın olay anında bu ilacı kullanmakta olduğu hususu da sübuta ermiştir. Öte yandan adli tıp açısından yapılan değerlendirmede sanığın bu ilaçla birlikte alkol kullanma eğiliminde olduğu da tespit edilmiştir.

-Gerek teorik açıdan gerekse Yargıtay’ın konuya ilişkin olarak verdiği kararlar çerçevesinde değerlendirildiğinde sürüş yeteneğini olumsuz etkileyen maddeler etkisi altında araç kullanan kişinin fiilinin bilinçli taksir teşkil ettiğine şüphe yoktur. Sanık elbette meydana gelen neticeyi istememiştir ancak neticeyi öngörmüş fakat buna rağmen araç kullanmaya devam etmiştir.

-Emrah Serbes tarafından kullanılan 34 NT 5005 plakalı aracın 34 TV 9335 plakalı araca arkadan çarpma hızının yasal hız limitlerinin ve iddia edilen 130 km’nin çok üzerinde olduğu, bu hususun bilimsel metodolojik yöntemlerle Üniversitelerin Otomotiv Mühendisliği bölümlerince değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu.

AİLENİN AVUKATI: “RAPOR GERÇEĞİN ÖNÜNÜ AÇTI”

Hürriyet’e konuşan Özçelik ailesinin avukatı Burcu Ece Güler, Emrah Serbes’in kazanın oluşumuna ait gerçeğe aykırı savunmalarını çürütmek, savunmaların bilimsel dayanağı olmadığını ispatlayabilmek ve Serbes’in takdiri indirim sebeplerinden yararlanmaya yönelik çabalarını sonuçsuz kılmak için bilimsel mütalaa alınmasına ihtiyaç duyduklarını ifade etti. Dava dosyasına giren bilimsel raporun gerçeğin önünü biraz daha açtığını üstünü çizen avukat Güler, “Bu rapor sonrasında geldiğimiz noktada mahkemenin elinde bilinçli taksirin uygulanması için iki sebep daha bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi sanığın kanında tespit edilen ve sürüş yeteneğini olumsuz etkileyen reçeteli ilaçların etkisinde iken araç kullanması, bir diğeri de olumsuz hava koşullarında çok yüksek hızda araç kullanmasıdır. Mütalaada ayrıntısı ile belirtildiği üzere şüpheli Emrah Serbes ifade ettiği 130 km/s’den çok daha hızlı gittiği oluşan hasarın büyüklüğünden anlaşılmaktadır. Bu raporla birlikte kamuoyunda dava ile ilgili yapılan yorumların başında gelen ve hemen herkesin hem fikir olduğu “Bu kaza 130 km ile yapılmış olamaz, kesin daha hızlıdır,” gibi yorumların doğruluğu ispatlanmış, bilimsel gerçekleri ortaya konulmuştur” dedi.

NE OLMUŞTU?

22 Eylül 2017’de İzmir-Aydın otoyolunda, başka bir otomobilin çarpmasıyla kontrolden çıkıp takla atan otomobilin sürücüsü 59 yaşındaki Ayhan Özçelik ve kızı 16 yaşındaki Zeynep Özçelik yaşamını yitirmiş, kazada sürücünün eşi 51 yaşındaki Nilgün Özçelik ise ağır yaralanmıştı. Kazanın ardından Serbes’in yanındaki Kenan Doğru, aracı kendisinin kullandığını söylemiş, daha sonra da tutuklanmıştı. Emrah Serbes ise altı gün sonra gelen itirafının ardından savcılığa giderek teslim olmuş, daha sonra da tutuklanarak Buca Cezaevi’ne gönderilmişti. Serbes’in itirafı, savcının ‘şüphe üzerine’ soruşturmayı derinleştirmesinden iki gün sonra gelmişti. Serbes ifadesinde, kaza sonrası İstanbul’a gittiğini, özel bir klinikte dört beş gün boyunca yatarak kendisini cezaevi koşullarına ruhsal ve bedensel olarak hazırlamaya başladığını söylemişti. Kazada ağır yaralanan Nilgün Özçelik, hastanede hayatını kaybetmişti. Serbes’in, kaza sırasında alkollü olmadığı başta olmak üzere birçok iddiası tanık ifadelerinde yalanlanmıştı.