Bizim üzüntümüz şu: Devlet, bu konuda ben kendi 12 milyon emeklime bu parayı veriyorum, siz özel sandık emeklilerinin sahipleri bankalarda bu parayı kendi kasanızdan ödeyin diyebilir. Fakat, bu sözler genelde sözde kalıyor. Aslında devleti yönetenler şunu yapmalı, 'sen bu emekliyi sahiplenmek zorundasın. Nasıl ki ben 12 milyon emekliye bayram ikramiyelerini ya da iyileştirmeleri ödüyorsam, sen de bunu kendi bankandan emekli olanlara öde' diye Meclis'te yasa çıkarmalıdır. Ancak, bu yükümlülük ile banka sahipleri, banka vakıfları bu değerlendirmeler ile ancak kendi emeklilerine para ödeyebilir.
'BU DEVLETİN VATANDAŞI OLARAK HAKKIMIZI NEREDE SAVUNACAĞIZ?'
Biz kime gideceğiz? Bu devletin vatandaşı olarak hakkımızı nerede savunacağız? Nereden? Kendi işverenlerimizden mi devletten mi? Şunu istiyoruz, bizim garantörlerimiz Yapı Kredi Bankası. Burada, vakıf yöneticilerinin iyileştirmelerin, katkı olarak yapılan paraların bir dahili yok. Bunu çıkaran devleti yönetenler. Dolayısıyla bu yapılan iyileştirmelerden SGK kapsamında olan emekliler yararlanırken 150 bin kişi civarında özel sandıklardan emekli olanlar yararlanamıyor. İşin garipliği burada.
'ADALETLİ BİR SİSTEMLE KARŞI KARŞIYA DEĞİLİZ'
Biz bu süreci bayram ikramiyelerinde de yaşadık, yaklaşık 5 yıl önce devleti yönetenler hem Kurban Bayramı hem Ramazan Bayramı'nda ödenen bir maaş tutarındaki ikramiyeyi 12 milyon emekli aldı. Biz 2 yıl öncesine kadar bu bayram ikramiyelerini alamadık. İşverenlerimiz ile görüşmeler yaparak taleplerimizi ilettik. İşveren o dönemlerde bayram ikramiyelerini faizi ile birlikte ödedi. Bu 5 bin lira ödeme konusunda da aynı filmi seyredeceğiz. Bizim bu serzenişlerimizi iletmeye çalışacağız.
Adaletli bir sistemle karşı karşıya değiliz. 65 yaş üstü insanları devlet de işveren de yük olarak görüyor. Hem sağlık açısından hem maliyet açısından. Ama biz kendimizi bu ülkeye adamış yurtsever insanlar olarak sadece haklarımızı talep ediyoruz.
