03 Nis 2009 11:04 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:37

"ELİNİN HAMURUYLA TV YÖNETMEYE KALKTIN!" TAHA AKYOL'A ŞOK SÖZLER!

Taha Akyol, gerçekten yeter artık. Dün kalkmışsınız CHP'ye akıl veriyorsunuz, bugün milliyetçilere akıl öğreteceksiniz, bir önceki gün AKP'ye önerilerde bulundunuz falan.



Taha Akyol, gerçekten yeter artık. Dün kalkmışsınız CHP'ye akıl veriyorsunuz, bugün milliyetçilere akıl öğreteceksiniz, bir önceki gün AKP'ye önerilerde bulundunuz falan. Ne çok aklınız, ne çok bilginiz varmış meğerse. Taşıyor adeta.


Peki bu söyledikleriniz çok orijinal, kimse düşünmedi, sadece sizin parlak fikriniz mi zannediyorsunuz?


Kusura bakmayın ama yanılıyorsunuz... Maalesef satırlarınızda hiçbir parıltı yok, fikir diye sattıklarınızın hiçbiri ilginç, çarpıcı değil... Ama daha da acıklısı sizin durumunuz.


Deniz Baykal sizin aklınızdan geçenleri düşünmedi mi zannediyorsunuz? Recep Tayyip Erdoğan'ın sizin fikirlerinize ihtiyacı mı var sanıyorsunuz? Devlet Bahçeli'yi de size muhtaç bir çaresiz mi görüyorsunuz?
Sanki onların kendi akılları yok, sanki çok önemli bir hazine sizin fikirleriniz; alt tarafı yaptığınız birkaç derlemeden ibaret, ettikleriniz de beylik laflar.


Size mi kaldı CHP'yi kurtarmak, AKP'nin oylarını yükseltmek, milliyetçilere yol göstermek?


Hakikaten, yeter artık. Sizce de sıkmadı mı biraz?
Hadi bir de sizi tanımasak, bilmesek...Bari bu akılları verirken, geçmişiniz başarılarla dolu olsa... Keşke sizi devrimci biri olarak bilsek... Keşke her sözünüz altın kıymetinde olsa ve fikirlerinizle düşünce hayatımızı değiştirmiş olsanız...


Ama hayır, siz kendi işinizi bile beceremediniz ki!
Bir zamanlar da medya mogul'luğuna soyunmuştunuz değil mi... Elinizin hamuruyla kanal yönetmeye çalıştınız, bu koltukta da ısrarcı oldunuz. Ama sonunda ne olduğunu hepimiz biliyoruz: Hem kanalı batma noktasına getirdiniz, hem de inandırıcılığını zedelediniz.
Yandaşlarınıza ekranı açtınız, izlenme oranını düşürdünüz, haberciliği unutturdunuz. Hantal bir yapı oluşturdunuz...


Hala bıraktığınız enkazı kaldırmaya çalışıyor yerinize gelenler... Ama siz ısrarınızdan vazgeçmediniz:Bir alt katta, işiniz televizyonculuk olmadığı halde bir televizyon binasının bir odasında, onların ayağının kaymasını bekliyorsunuz değil mi?


Anlamadınız mı hala: Siz bu işlerden pek anlamıyorsunuz... Geçmişte de anlamamıştınız...
Koskoca Tercüman gazetesini batırma noktasına getirmiştiniz, orada da olmamıştı.
Hayattaki tek beceriniz Abdi İpekçi'nin katilinin cebinden çıkan Hergün gazetesinde çalışıp Milliyet'e yazar olabilmektir... İpekçi'nin kemiklerini sızlatan bu hata nasıl yapıldı, hala anlayabilen çıkmadı.
Ama orada kalkmış ahkam kesiyorsunuz, kendinizi komik duruma düşürüyorsunuz...


Bakın, etrafınızada birkaç kişi, mesela oğlunuz, size 'yüce bilge' muamelesi yapabilir. Etrafınızdaki birkaç şakşakçı sizi düşünür zannedebilir, öyle davranabilir. Egonuzu okşayacak birileri illa ki vardır; ülkü ocaklarından gençler, 'namaz kardeşliği' müritleri, sizden çıkarı bulunanar, berberiniz falan...


Ne olur bunların gazına gelmeyin... Bu övgüler insanı yanıltır... Doğruyu göremezsiniz. Zannedersiniz ki insanlar sizi ciddiye alıyor, ders çıkartıyor, hakikaten de birden kendinizi 'guru' falan sanırsınız...


Taha Akyol, yapmayın, etmeyin, siz bunların hiçbiri değilsiniz...
Modası geçmiş, neden o koltuklarda bulunduğu, hangi ilişkilerle nereye geldiği ve ne gibi bağlantılarını kullanarak koltuğunu koruduğunu herkesçe malum olan bir medya çalışanısınız.


Pek çokları bunları yüzünüze söylemiyorsa, gidip onları patrona gammazlamanızdan çekindiğindendir... Ya da belki yaşınıza falan saygı duyanlar da olabilir... Daha da acısı 'Boşver, dursun bir köşede, bulaşmayalım, zaten kimse ciddiye almıyor ki' diyenlerdir...


İnsanlar arkanızdan bunları söyler durur... Herkes o akıl öğretmenizin, o siyaset yorumlarınızın, ahkamlarınızın içinin boş olduğunu bilir ama.
Ne o yazıların muhatapları, ne de okur oradaki bilgilerden, analizden etkilenecek kadar geri veya boştur. Hatta pek çokları, özellikle de siyasi partilerin liderleri, sizden birikim ve tecrübe olarak kat be kat ileridedir...
Bir gün birinin aklınıza ihtiyacı olunca, eminim söyler. İyisi mi, o güne kadar sabredin...


Oray Eğin/ Akşam