Elif Şafak'a büyük onur! Romanı sahneye uyarlandı!
Elif Şafak’ın Türkiye’de çok tartışılan "Baba ve Piç" adlı romanı İtalya’da tiyatroya uyarlandı.
Eserleri 30’un üzerinde dile çevrilen dünyaca ünlü Yazar Elif
Şafak’ın Türkiye’de çok tartışılan "Baba ve Piç" adlı
romanıİtalya’da tiyatroya uyarlandı. Serra Yılmaz’ın da
başrollerinde yer aldığı, kapalı gişe oynanan gösterinin
Floransa’daki prömiyeri büyük ilgi gördü.
Sanat ve tarihin başkenti Floransa’daki Rifredi Tiyatrosu, Tarkan,
Sezen Aksu ve Baba Zula şarkılarının eşlik ettiği, ezan sesinin
duyulduğu, aşurelerin pişirilip, tarifinin verildiği, Türk ve
Ermeni mutfağının vazgeçilmez lezzetleriyle sofraların kurulduğu
bir temsile; Baba ve Piç’e ev sahipliği yaptı.
Böylece Türk ve dünya edebiyatına 15’in üzerinde önemli eser
kazandırmış olan Elif Şafak’ın ilk kez bir romanı tiyatro sahnesine
uyarlanmış oldu.
Türkiye’de ilk baskısını yaptığı 2006 yılında en çok okunan kitap
olan "Baba ve Piç", aynı yıl "La Bastarda Di İstanbul (İstanbul’un
Piçi)" adıyla raflarda yerini aldığı İtalya’da sahneye yine bu
isimle konuldu.
Müslüman-Türk Kazancı ailesiyle Türkiye kökenli Ermeni-Amerikalı
Çakmakçıyan ailesinin İstanbul- San Francisco hattında iç içe geçen
ve 90 yıla dayanan öykülerini konu edinen eser, 1915 yılında
yaşanan olayların etrafında iki toplumun ilişkilerini
inceliyor.
Bu aynı zamanda, erkeklerin zamansız ve açıklamasız öldüğü ve
geride hep kadınların kaldığı bir sülaleden dört kuşak kadının da
hikayesi.
Nitekim, bir ‘piç’ olarak dünyaya gelen Asya’nın
teyzelerinden biri olan Banu Kazancı’ya hayat veren Serra Yılmaz
ile birlikte 7 aktris sahnede görülürken, ansızın ABD’ye taşınmaya
karar veren evin oğlu, ailenin hayatta kalan tek erkeği Mustafa
(Riccardo Naldini) yegane aktör olarak karşımıza çıkıyor.
KAPALI GİŞE OYNUYOR
"La Bastarda Di İstanbul", Rifredi Tiyatrosu’nda Salı akşamı
yapılan prömiyer gibi, gösterileceği 15 Mart’a kadar kapalı gişe
oynayacak.
Giuseppe Ragazzini’nin, İstanbul sahneleri başta olmak üzere özel
animasyon efektlerden oluşan video sahneleriyle bezediği sahne fonu
da izleyiciyi büyüledi.
Angelo Savelli’nin romana sadık kalarak yazıp yönettiği temsil, ilk
sınavını verdiği gün yoğun alkış aldı.
Bir Türkiye aşığı olan Rifredi Tiyatrosu’nun yöneticisi Angelo
Savelli,
11 yıldır aynı tiyatroda kapalı gişe oynayan ve başrolünde Serra
Yılmaz’ın yer aldığı Son Harem’i (L’Ultimo Harem) de Floransa
izleyicisiyle buluşturan isim.
"ELİF ŞAFAK’A VE ESERLERİNE MEFTUN OLDUM"
Savelli, La Bastarda Di İstanbul’u sahnelemek için Elif Şafak’tan
güçlükle izin alabilmiş ve bunun için 2 yıla yakın süre
gerekmiş.
Serra Yılmaz’ın da yoğun çabalarının buna katkı sağladığını dile
getiren Savelli, prömiyer öncesi DHA’ya yaptığı açıklamada, "Serra
Yılmaz gibi çok başarılı ve sempatik bir oyuncuyla burada çalışmaya
devam etmekten memnunum. Floransa halkı, Türkiye üzerine yaptığımız
her projeyi ve Serra Yılmaz’ı çok seviyor. Ben Türk
dünyasını, kültürünü tanımaya devam ettiğim bu yolculuk için çok
mutluyum. Bir diğer toplumun mantalitesine, psikolojisine girmek
için tiyatro çok önemli bir araç. Çok uzun yıllardır takip ediyorum
Türkiye’yi. Oraya aşığım" diye konuştu.
"Baba ve Piç" hikayesinin kendisini çok etkilediğini anlatan
Savelli, "BenOrhan Pamuk’tan sonra bir diğer evrensel yazar olan
Elif Şafak’ı keşfettim ve kişisel olarak onu tanımasam da tüm
kitaplarını okuduktan sonra O’nun tam bir meftunu oldum" sözleriyle
başarılı yazara olan hayranlığını ifade etti.
Elif Şafak gibi olağanüstü ve çağdaş dünyanın en başarılı
yazarlarından birinin bir eserini sahnelemenin kendisi için büyük
onur olduğunu söyleyen Savelli, "Aynı zamanda büyük de bir
sorumluluk. O, ilk defa bir eserinin sahnelenmesine izin verdi ve
bu şans da bana nasip oldu" dedi.
"Baba ve Piç"in, İtalya’da en çok okunan Türk kitapları arasında
yer aldığı bilgisini paylaşan Savelli, "Şafak’ın destansı
eserlerini burada çok seviyorlar. Bu oyunu sahneleme fikrini ortaya
atıp, ‘Ama Elif Şafak asla izin vermez’ dediğimde, Serra
beni cesaretlendirdi ve O’nu ikna etti. Gerçekten zor ikna oldu.
Bunun için Serra’ya teşekkür ediyorum" dedi.
"FLORANSA’DA, TAŞRADA DOKTORLUK YAPAN BİRİ
GİBİYİM"
"La Bastarda Di İstanbul"da da olduğu gibi Valentina Chico ve
Riccardo Naldini ile Son Harem oyununda 11 yıldır birlikte sahne
alan Serra Yılmaz, temsiller için sık sık geldiği Floransa’da
halkın gözbebeği olmuş.
"Bana burada çok büyük sevgi gösteriyorlar" diyen Serra Yılmaz,
bunu şu sözlerle destekliyor "Geçtiğimiz günlerde Son Harem iki gün
boyunca iptal oldu, çünkü hastalanmıştım. Seyircilerin paraları
iade edildi, ama kimse de şikayet etmedi. Herkes bana özel ilgi
gösterdi, kartlar, hediyeler gönderdiler. Kendimi zaman zaman
taşrada doktorluk yapan biri gibi de hissediyorum, çünkü kimi
balını, kimi yumurtalarını getiriyor. Floransa’da çok mutluyum.
Adeta benim ikinci şehrim gibi. Floransa macerası her zaman mutlu
bir macera benim için."
24 bin seyirciye ulaşan Son Harem’in başarısından sonra yeni bir
oyuna karar vermenin kolay olmadığını vurgulayan Yılmaz,
"Yönetmenimiz Angelo Savelli bana bir takım önerilerde bulundu.
Hiçbiri hoşuma gitmedi. Biz 6 yıl önce Baba ve Piç’in burada bir
okumasını yapmıştık. Elimizde bir metinle oynamıştık. Çok hoşumuza
gitmişti. Seyirci de çok beğendi. Sadece bir okuma olmasına rağmen
çok talep gördü. İkinci bir akşam daha oynamak zorunda kaldık.
Dolayısıyla kafamızın ucunda hep bu vardı, ancak hikayede çok
kahraman vardı ve prodüksiyonu maddi açıdan daha ağırdı. Bir
ortak yapım girişimi oldu, ama sonuç alamadık" diye konuştu.
Son Harem’in önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini, ancak artık
yeni bir oyunla da izleyici karşısına çıkmak isterken Baba ve
Piç’te karar kıldıklarını anlatan Yılmaz, "Angelo Savelli,
adaptasyon konusunda çok başarılı bir yönetmen. Bu oyunu geçtiğimiz
günlerde kaybettiğimiz, çok büyük bir tiyatro yönetmeni olan Luca
Ronconi’ye adadı. Bunun nedeni de Ronconi, tiyatroya 3. şahıs
anlatımları getirmiş bir insan. Yani ben Banu’yu oynuyorum, ama
aynı zamanda da Banu’nun kim olduğunu anlatıyorum. Aynı yöntemi
bundan önceki oyunda da kullanmıştık" diye sözlerini sürdürdü.
Zengin bir hikaye ve çok karakteri olan Baba ve Piç’i sahneye
uyarlamanın kolay olmadığını savunan Yılmaz, Savelli’nin bu işten
alnının akıyla çıktığını düşündüğünü de ekledi.
"1915 OLAYLARININ 100. YILINA DENK GELMESİ GÜZEL BİR
ŞEY"
Söz konusu piyesin, 1915 olaylarının 100’üncü yılına denk geldiği
hatırlatılan Yılmaz, "Bu çok anlamlı oldu, ancak biz özellikle
böyle organize etmedik, kendiliğinden oldu ve kendiliğinden olması
da güzel bir şey" dedi.
Elif Şafak’a teşekkürü de ihmal etmeyen Serra Yılmaz, "Çünkü bu iş
tamamen bana güven duymasıyla oldu. O da seyredebildiği zaman oyunu
beğenecektir" öngörüsünde bulundu.
BABA VE PİÇ’İN TCK 301’DEN YARGILANMASI
Baba ve Piç, raflarda yerini almasını takiben, roman
kahramanlarının kendi aralarında yaptıkları konuşmalar nedeniyle
bir yargılama süreci geçirmişti.
Ermeni Tehciri’ne atfen yapılan bu konuşmalarda, "Türklüğü
aşağıladığı" öne sürülen ve dönemin Türk Ceza Kanunu’ndaki (TCK)
ünlü 301’inci maddeden yargılanan Elif Şafak, daha sonra beraat
etti.
Avukat Kemal Kerinçsiz’in şikayet ettiği Şafak’ın dava süresince,
"Ben iki toplum arasında insancıl ve barışçıl ortamın yaratılmasına
katkıda bulunmak istedim" açıklaması hatırlatılan Serra Yılmaz,
"Türkiye’de hangi yazar yargılama süreci geçirmedi ki! Geçmişle
yüzleşmek çok önemli. Bu toplumsal ruh sağlığı açısından önemli"
dedi.