ELİF ŞAFAK, OKURUNU KREDİ KARTINA VE TÜKETİME TEŞVİK EDİYOR!
Taraf'ın sivri dilli televizyon eleştirmeni Telesiyej "kredi kartı reklamında oynayan yazar Elif Şafak"ı yerden yere vurdu.
Elif Şafak, okurunu kredi kartına ve tüketime teşvik ediyor!
Hoppala paşam, Malkara Keşan!
Bir yazar, bir banka reklamında yer alıp, kitlesini kredi kartı kullanmaya, tüketime teşvik eder mi yavu?
Edebiyat ve ticaret!
İnsanlık tarihi boyunca bazı kelimeler ve kavramlar pek yan yana gelmemiştir.
“Edebiyat ve ticaret” de onlardandır işte.
Aslında bu yan yana gelememe hâli, derinden bir kavga hâlidir; ortada ciddi bir hayat anlayışı çatışması vardır çünkü.
Biri hayatı manaya çekerken, diğeri maddi menfaate çeker!
Bu nedenle özellikle gerçek yazı sanatçıları, ticari menfaat alanlarında var olmamışlardır.
Sanat, paraya karşıdır zira!
Onun misyonunda paranın yabancılaştırdığı (paraya yabancılaşmış) insanı uyarmak, hatta kurtarmak vardır!
Kredi kartı kullanmaya, dolaysıyla tüketime teşvik etmek yoktur mesela.
Bu ontolojik bir durumdur aslında. Sanatçının varoluşu, diğer insanların varoluşundan farklıdır zira. Toplum, onları onurlandırırken, farklı bir yere koyar her zaman; hiçbir zaman sistemin bir parçası olarak görmek istemez.
Sanat, saygın bir üstyapı kurumudur.
Aslında zirvededir.
Lakin bilindiği gibi Türkiye’nin bir edebiyat sorunu var; çok az kitap okunuyor, edebî değeri olan metinler de oldukça az çıkıyor ortaya. Bu aynı zamanda şunu gösterir ki, edebiyatın bu toplumda itibarı pek yoktur. Bu alanda verilen mücadelenin asıl amacı da, edebiyatı itibarlı bir hâle getirmekten başka bir şey değildir.
Elif Şafak’ın bir reklam yıldızı olması, edebiyatın bu durumunu ne derecede etkiler acaba?
Bana göre, zaten itibar sorunu olan edebiyatımıza saygınlık açısından kusurlu bir davranıştır, bir yazarın ticari bir reklam filminde yer alması.
Edebiyat insana hakikati görme arzusu verir aslında.
Hakikatin içinde yer alanlardan biri de, insanı içine almış olan sistemdir; şu anda kapitalizmin körükleyip durduğu tüketimdir. Hiçbir gerçek yazar tüketimin sözcüsü olamaz, olmamalıdır.
Reklam da zaten bir tür zihin kontrolü aracıdır; insanın ihtiyacı olmayan
ürünleri aldırmaya, hizmetleri edinmeye yönelik bir tür beyin yıkama ve koşullandırma mekanizmasıdır.
Bugüne kadar dünyada kaç edebiyatçı; romancı, hikâye yazarı ya da şair, ticari bir reklam filminde yer almıştır acaba?
Bir edebiyatçı, kendi sektörüyle ilgili, örneğin insanların okuma alışkanlıklarını arttırmak için düzenlenmiş bir kampanyada yer alabilir; kendi kitabının tanıtımında sözcülük yapabilir belki, ya da kamu yararına herhangi bir kampanyada görünebilir; ama düpedüz ticaret adına yapılan, kapitalizmin daha çok kâr etmesi için planlanmış bir ticari reklam projesi içinde hangi bağlamda ve ne için yer alabilir ki?
Bir banka ile bir havayolu şirketinin ortak ürünü olan bir kredi kartının reklam filminde, ünlü bir roman yazarının, kendi edebî yolculuğundan yola çıkarak, imajıyla bankanın kredi kartını desteklemesi ne kadar yakışık alır?
Elif Şafak, Garanti Bankası’yla THY’nin ortak kredi kartı Miles&Smiles’ın sözcüsü olmuş: “Yazmaya sekiz yaşında başladım. Annemin bana hediye ettiği deniz mavisi bir defterle. Hep sevdim hayal kurmayı, kelimelerle uzaklara seyahat etmeyi. Doğu Batı, insan ayrımı yapmaksızın edebiyat hudutları aşar, tüm dünyadan okurlarla buluşur; hem Türkçe hem İngilizce roman yazabiliriz dedim. İnanmadılar, yüksekten uçtuğumu söylediler,” diyor, Londra’da.. orada burada bir film yıldızı edasıyla salınırken. Ve dış ses ekliyor: “Elif Şafak, yüksekten uçanlar kulübünün bir üyesi. Alışverişlerinde Miles&Smiles kredi kartını kullanıyor, hiç kimsenin uçamadığı kadar uçuyor. Miles&Smiles kredi kardı. Sadece Garanti’den.”
İnanması güç görünüyor.. ama –görmediyseniz de– göreceksiniz nasıl olsa yakında Elif Şafak’lı Garanti Bankası reklamını.
Popüler kültürün idolü Sezen Aksu (aynı sektörde çalışan bir sürü insan, önünü ardını düşünmeden reklam kampanyalarında var olup, paralar kazanırken), bugüne kadar hiç bir reklam filminde görünmemiştir. Görünmediği gibi sesini de vermemiştir.
Bunu yapsaydı, kendisine gelen reklam kampanyalarını geri çevirmeseydi, bugün Türkiye’nin en zengin starları arasında olurdu, hiç kuşku yok.
Anladığım kadarıyla, Elif Şafak, medyatik ünlülerle ahbaplık etmeyi seviyor; tanıyorsa, ya da ulaşabilirse, Sezen Aksu’ya bir sorsun bakalım, neden reklam kampanyalarından uzak durmuş bugüne kadar (35 yıl).
Alacağı cevaplar ufkunu açabilir belki.
Goethe, “Dünyadan kurtulmanın sanattan daha iyi bir yolu yoktur” diyor. Lakin yazarlar kredi kartı reklamlarında yer alırsa, dünyadan kurtarmak bir yana, tam tersine, insanı dünyaya, sisteme daha çok bağlarlar!
Capito?