"ELİ SİLAHLI ÜÇ FİDAN, DENİZ GEZMİŞ MASUM MUYDU?"
Bugün yazarı Gültekin Avcı, idam edilen Deniz Gezmiş ve arkadaşları için çok tartışılacak bir yazıyı kaleme aldı..
Deniz Gezmiş masum muydu?
Deniz Gezmiş idamı hak etmedi.
"İdam cezası olsaydı, kimin idam edilmesi gerekirdi" sorusuna, bu milletin ezici bir çoğunluğu "Öcalan" diye cevap verir.
Cinnet şebekesinin başı Öcalan bile idam edil(e)mediyse, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idamlarının hukuksuzluğu ve adaletsizliği tartışma götürmez.
Gerçekten yazık olmuştur.
Lakin bu konuyu sloganlaştıranların neyi protesto ettiklerini ve neyi haksızlık addettiklerini netleştirmeleri gerekir.
Tepkilerin hedefini merak ediyorum.
1-O dönemde idam cezası kanunlarımızda mevcuttu. Karşıtlık ve itirazlar idam cezasına mı?
2-12 Mart muhtıra sürecine mi? Gezmiş ve arkadaşlarının idam kararını veren darbe ürünü sıkıyönetim mahkemesine mi?
3-Deniz Gezmiş suçlu olabilir ama ceza idam olmamalıydı mı deniyor?
4-Yoksa Deniz Gezmiş'in hiçbir şekilde suçlu olmadığı, fikir özgürlüğünü kullanan bir devrimci olduğu mu söyleniyor?
Soykırım ve insanlığa karşı suçlarla, terör ve zorla cinsel tecavüzle çocuğu ve kadını öldürme gibi nitelikli haller dışında idama ben de karşıyım.
Bunun dışında, yukarıda saydığım ilk 3 tepki hedefine söylenecek hiçbir şey yoktur, ben de aynı kanaatteyim.
Ama Deniz Gezmiş'in "sütten çıkmış ak kaşık" gibi lanse edilmesine de karşıyım.
Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın idam edilmelerindeki haksızlık rengiyle Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edilmesindeki haksızlık rengini karıştıran renk körleri var.
Haksız yere ölüm bile insanı temize çekmez çoğu zaman.
Keza "Marksist Kürt devrimci gerillaları" olarak pompalanan Karayılan veya Fehman Hüseyin'in haksız yere öldürülmeleri, onları pirüpak etmez.
Deniz Gezmiş'i dillerine pelesenk edenlerin unutmaması gereken şeyler var.
Eli silahlı üç fidan
Deniz Gezmiş, THKO (Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu) terör örgütünün lideriydi.
THKO, faaliyet gösterdiği 70'li yılların başındaki hukuk sistemine göre terör örgütüydü.
Bugünkü hukuk sistemine göre de terör örgütüdür.
Avrupa ülkeleri ceza kanunlarına göre de terör örgütüdür.
Silahın ve şiddetin gücüyle devrim yapma özgürlüğünün hiçbir dünya ülkesinde olmadığını söylemiştim.
Deniz Gezmiş ve arkadaşları THKO terör örgütünü, Ankara'da ABD Büyükelçiliği önünde nöbet tutan polislere kurşun sıkarak ilan etmişlerdi.
Yaralanan polislerin düştüğü yere, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ve Sinan Cemgil tarafından THKO bildirisi bırakılmıştı.
Silah tehdidiyle İş Bankası'nı soydular. Bu adi bir soygun değil, silahlı propaganda yapan bir terör örgütü faaliyetiydi.
THKO İstanbul sorumlusu Cihan Alptekin'e bağlı hücreler, o dönemde İstanbul'da birçok soygun ve gasp eylemlerini gerçekleştirdiler.
Silah tehdidiyle ODTÜ'de görevli bir kişinin arabasını gasp ettiler.
Zorla evine girdikleri bir astsubayın eşini tabancayla yaraladılar.
Silahla tehdit ettikleri astsubayı da yanlarına alarak bir ciple kaçtılar.
Şarkışla ve Gemerek'te güvenlik güçleriyle silahlı çatışmaya girdiler.
ABD askerlerini kaçırdılar...
İşte "efsane" bu.
"Sadece banka soydu" yalanına sarılan Deniz Gezmiş fetişistleri, bu eylemlerin ferdi değil, THKO terör örgütü eylemleri olduğuna kördürler.
Bu kafayla PKK eylemlerine katılmayan Öcalan'a beraat kararı vermeliydiniz.
Silahlı eylemlerde bulunmayan Karayılan'ı neden arıyorsunuz?
O dönemin THKP/C militanı, bugünün BDP milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Parti Cephe'nin kurmaylarının öldürüldüğü Kızıldere sonrası çıktığı mahkemede:
"Silaha sarıldığım için tarihe karşı ve kendi halkıma karşı suç işlediğim inancındayım" diyordu.
Demek ki bu ifadesinde samimi değilmiş ki, bugün dünyanın en vahşi terör örgütü PKK'ya toz kondurmuyor.
Menderes suçsuz yere idam edildi.
Milli iradenin tercihiydi.
Menderes'in 1 gün bile hapsi gerektiren suçu yoktu.
Ama Deniz Gezmiş bir terör örgütü lideriydi.
PKK'nın bölgesel olarak yapmaya çalıştığının bir türevini, tüm Türkiye sathında Milli Demokratik Devrim teziyle yapmak istiyordu.
Deniz Gezmiş'in efsaneleşmesine sebep olan tek şey, suçsuz yere değil haksız yere idam edilmesidir.
Eylemlerinin adil bir cezası olmalıydı.
Ama bu ceza idam değildi.
Gültekin AVCI / BUGÜN