"ELEŞTİRENLER BİRAZ DA ÖZELEŞTİRİ YAPSA NE OLUR?...." MEHMET BARLAS'TAN HINCAL ULUÇ'A FIKRALI ELEŞTİRİ!...
Mehmet Barlas "medyada Hıncal Uluç dışında kendi gazetesini eleştiren yok dedi" ve ekledi...
Eleştirenler biraz da özeleştiri yapsa ne iyi olurdu...
Tabii ki "eleştiri" hem demokrasinin, hem de gelişmenin vazgeçilmezleri arasındadır.
Ancak eleştirenlerin arada bir özeleştiri yapması da gerekir. Bu hem kendi gazetelerinin tutarsızlıklarını görmezden gelip rakip gazetelere eleştiri yöneltenler için söz konusu, hem de iktidarı eleştiren muhalefet partileri için geçerli bir durum.
Medyada alışkanlık haline geldi.
Sevgili Hıncal Uluç dışında, kendi gazetesini eleştiren pek yok.
Rakip gazetelerin nasıl yayın yapması ve kendileri dışındaki köşe yazarlarının nasıl yazması gerektiğini işaret eden "gazeteler-üstü bilgeler"in sayısı ise artmaya başladı.
İçinde yaşadıkları denizi bilmeyen ama âleme nizam vermeye kalkışan balıkların durumundan farklı bir olay bu.
Çünkü bu bilge gazetecileri sürekli izlediğiniz zaman "eleştirmenlik"le "tetikçilik" arasındaki ince çizginin iki yanına da geçmenin ne kadar kolay olabileceğini görürsünüz.
Konu "Çifte Standartlar Enstitüsü" nün faaliyet alanına girdiği zaman ise, iş iyice çığırından çıkar. Sonuçta "Benim gibi düşünmeyen herkes ya haksızdır ya taraflıdır ya da satılmıştır" benzeri yargılar utanmazcasına seslendirilir.
"Göreceksiniz önümüzde hafta neler olacak" diye sürekli darbe kâhinliği yapanlar, birden hukuk, demokrasi ve sivillik anıtlarına dönüşürler.
Temel'in eksikleri
Neyse... Bunlara alıştık.
Bu gibi gazete-üstü bilge adamların durumunu bir Temel fıkrası ile özetleyelim.
Temel'in babası, oğluna kız istemeye gitmiş.
Gelin adayının babası, Temel'in babasına sormuş:
- Oğlunuzda sigara, içki, kumar var mı?
Temel'in babası gülmüş,
- Hepsi var, bir tek karı yok, demiş.
MEHMET BARLAS / SABAH