06 Tem 2017 21:16 Son Güncelleme: 20 Kas 2018 00:33

Elazığ'daki FETÖ/PDY davası

- Aralarında tuğgeneral rütbesindeyken TSK'dan ihraç edilen eski Hozat 51. Motorlu Piyade Tugay Komutanı Ünlü'nün de bulunduğu tutuklu 61 askeri personelin yargılandığı davanın 4. duruşmasında sanıkların ifadelerinin alınması işlemi tamamlandı- Sanık eski Binbaşı Susam:"İddianamede söylendiği gibi..

ELAZIĞ (AA) - Elazığ'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında açılan, aralarında tuğgeneral rütbesindeyken TSK'dan ihraç edilen, eski Hozat 51. Motorlu Piyade Tugay Komutanı Abdulkerim Ünlü'nün de bulunduğu tutuklu 61 askeri personelin ifadelerinin alınması işlemi 4. duruşmada tamamlandı.

Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesince sanık sayısının fazlalığı nedeniyle Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası konferans salonunda görülen davanın dördüncü duruşmasında, tüm eski askeri personelin savunması alındı.

İddianamede, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme ve bu suçun beraberinde başka suç işleme", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" ve "FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma" suçlarından yargılanan sanık eski Binbaşı Ali İhsan Susam, savunmasında hakkındaki suçlamaların asılsız ve tutarsız olduğunu ileri sürdü.

Bir jandarma erinin ifadesinin delil olarak gösterildiğini belirten Susam, 15 Temmuz günü Elazığ'a sıkıyönetim ilan edildiğini bildirmek için gitmediğini savundu.

Devam eden bir soruşturma kapsamında 8. Kolordu Komutanlığı askeri savcısının ifade için çağırması üzerine geçici görevle gittiği Tunceli Jandarma Bölge Komutanlığı'ndan ilişkisini keserek izne ayrıldığını ve Elazığ'a geldiğini anlatan Susam, şunları kaydetti:

"İddianamede söylendiği gibi 15 Temmuz günü alaya, alayın çay ocağındaki çaycı ere sıkıyönetim tebliğ etmeye gitmedim. Böyle bir mantıksızlık olamaz. Binbaşı rütbesindeki bir insanım, böyle bir iddiayı ben kabul etmiyorum. Bu askerin ifadesi iftira niteliğindedir. O gün orada alay komutanı, alay komutan yardımcısı ve rütbeli askerler var. Ben bunların hepsini bir kenara bıraktım, gittim çay ocağındaki çaycı askere, 'bu aslında kalkışma değil sıkıyönetimdir, benim emirlerime uy, buraya boşalt, bana bir bardak çay getir, bir de kumanda getir.' demişim. Böyle bir şey olamaz."

Susam, beraatini ya da tahliyesini talep etti.

Sanık eski istihbarat subayı Hakan Candan ise eski Tugay Komutanı Tuğgeneral Abdulkerim Ünlü'den çıktığı ifade edilen "atama listesini" kimin hazırladığını ve Orduevi 302 no'lu odanın bulunduğu koridorun solundaki klimanın üstüne kimin koyduğunu bilmediğini savunarak, burada bulunan poşetteki listede dönemin Kurmay Başkanı Mahmut Altun'un parmağının olduğunu iddia etti.

Candan, şöyle devam etti:

"Sanık Abdulkerim Ünlü, sivil cezaevine girerken not ele geçirilmesinden sonra oradaki İl Jandarma Komutanlığı görevlisinin bunu Cumhuriyet savcılığına bildirmesi gerekirken önce dönemin İl Jandarma Alay Komutanı İlker Temel'e bildiriyor. O da Mahmut Altun'a bildiriyor. Altun'un herhangi bir idari ve kolluk görevi olmamasına rağmen poşete bakıyor. Ancak İlker Temel'in 'Komutanım siz ne yaptınız, bırakın başkası baksın' demesi üzerine yaklaşık iki saat sonra Cumhuriyet savcılığına bildirimde bulunuyor. Ondan sonra bu poşetle ilgili işlem yapılıyor. Altun'un bu listeyi poşete koyarken parmak izini silmek için eşyaların üzerini sildiğini düşünüyorum. Poşetteki evrağa dokunulmuştur, delil olsa dahi delil olmaktan çıkmıştır. Belki de Altun'un sevdiği birkaç kişinin de ismi vardı, bunu kimse bilemez."

Candan, Bylock kullanmadığını ileri sürerek, beraatini talep etti.

Duruşmada, diğer tutuklu sanıklar da suçlamaları reddederek, beraatlerini istedi.

Sanık ifadelerinin tamamlanmasının ardından sona eren duruşma, tanık ifadelerine başvurulmak üzere yarın devam edecek.