El Kaide'nin kaçırdığı, Türkiye'nin tutukladığı 'gazeteci' konuştu!
Suriye'de El Kaide tarafından esir tutulurken bir şekilde kaçan ve "ajan" olduğu öne sürülen gazeteci Snell, daha sonra Türkiye tarafından tutuklanmıştı.
Geçtiğimiz Ağustos ayında, Türk medyası, Suriye'de yaralanan ABD'li bir kadın ajanın Türkiye tarafından kurtarıldığına ilişkin haberler geçmişti.
Daha sonra medya, kadın ajanın Türkiye'ye kaçak yollardan girdiğini, bu nedenle askerler tarafından gözaltına alındığını ileri sürmüştü.
Nihayet, Eylül ayında ABD, resmi olarak Lindsay Snell'in Türkiye tarafından tutuklandığını doğrulamıştı.
"İzinsiz sınırı geçmek ve askeri bölgeye girmekten" tutuklanan Snell'in, 12 Ekim tarihinde serbest bırakılarak ABD'ye gönderildiği, The Guardian'dan Jared Goyette'nin haberinde söyleniyor.
ABD'ye gönderildikten sonra ilk mülakatını Goyette'ye veren Snell, kendisine yardım eden ve onu koruyan ekibin, Nusra Cephesi'nden daha ufak ve güçsüz bir grup olduğunu ileri sürüyor.
2014 yılından Nusra'nın eline düşene kadar "gazeteci" olarak 7 kez Suriye'ye giriş-çıkış yapan Snell, çektiği 30 videonun Vocativ, MSNBC, Fusion ve the Discovery Seeker Channel tarafından yayımlandığını söylüyor.
Snell'in "iliştirildiği" grup, Halep çevresinde faaliyet yürüten Suwar el-Şam (Şam Devrimcileri).
Yakalanmadan önceki üç gün boyunca hastanelere odaklandığını ve burada çekimler yaptığını söyleyen Snell'e göre, hastenelerin yüzde 95'inde siviller tedavi ediliyordu ve bunlar "militanlar" için değildi.
Burada, Rusya'nın kullandığı "misket bombaları" nedeniyle bacaklarını kaybeden çocuklar gördüğünü ileri süren Snell, doktorların kendisine "Nusra bahanesiyle uluslararası toplumun kendilerine yardım göndermediğini" söylediğini aktarıyor.
Yakalandıktan sonra sorgulandığını ve bir hafta boyunca bir evde kaldığını belirten "gazeteci", daha sonra mağara benzeri bir yere götürüldüğünü söylüyor.
Daha sonra başka bir eve, Nusra militanlarının eşlerinin ve çocuklarının bulunduğu bir mekana gönderildiğini kaydeden Snell, burada birkaç gün içerisinde kadınların güvenini kazandığını ve onların cep telefonlarını kullanmaya ikna ettiğini savunuyor.
Ancak Twitter hesabından esareti sırasında fotoğraf paylaşımı yapan Snell, "Nusracılar telefonumu neden almadılar bilmiyorum" demişti. Yani Snell, kullandığı telefonun kendisinin olduğunu söylüyordu.
Bu telefonlarla birlikte, Snell kendi kocasına e-posta gönderebilmiş. Snell'in kocası Suliman Wardak, süreç boyunca FBI'ın kendisiyle sürekli temas hâlinde olduğunu söylüyor.
Snell'in "acil durum teması", bir başka gazeteci/fotoğrafçı Joey Lawrence'tı. Lawrence, bazı devlet kurumlarını haberdar ederek arkadaşını kurtarmaya çalıştı.
Ancak ilginç bir şekilde, tam da bu noktada, Snell "kendi temasları" aracılığıyla bir kaçma planı organize ettiğini iddia ediyor. Temaslarının kaçma planı için yardım aldığı isimse, Nusra Cephesi ile birçok yerde birlikte hareket eden, El Kaide bağlantılı Ahrar'uş Şam'ın bir üyesiydi.
Plana göre bu kişi, motorsikletiyle Snell'in kaldığı eve yakın bir yolda bir gece bekleyecekti. Kaldığı evin iyi korunmadığını kaydeden Snell'e göre, militanların çoğu cephedeydi.
Kaçış başarılı olduktan sonra, motorsikletli adam Snell için Türkiye sınırında bir ev ayarlamış. O evde 2 gün kalan Snell, daha sonra bir kaçakçı aracılığıyla sınırdan geçmiş.
Sınırdan geçtikten hemen sonra, bir arabaya binen Snell, arabada ABD Konsolosluğu'ndan bir kadının ve Özel Kuvvetler'den olduğunu tahmin ettiğini bir adamın olduğunu söylüyor.
Ancak Türk askerleri Snell'i bu arabadan indirmiş ve kendileri ile birlikte yolculuğa zorlamış. Daha sonra Türkiye tarafından sorgulanmış, gözaltına alınmış ve mahkemeye çıkartılmış.
Snell, 67 günlük tutukluluğunun ilk 17 gününü İskenderun'daki bir hapishanede, tecrit altında geçirdiğini söylüyor. Snell, koşullarının Suriye'deki esaretinden daha kötü olduğunu iddia ediyor.
Snell'e neden serbest bırakıldığı da açıklanmamış. Brookings Institute'tan Kemal Kirişçi, bu olayın ABD ile Türkiye arasında süren müzakerelerin ya da darbe sonrası tutuklananların bazılarının serbest bırakılması için zorlanmasının bir parçası olabileceğinden şüphelendiğini söylüyor.
Ancak Snell hakkındaki olay bundan ibaret değil. Bir Afgan olan kocası İstanbul'a gelerek eşinin serbest bırakılması işini organize etmek istemiş. Ancak Wardak, 22 Ağustos'ya İstanbul'da "darbe ile ilişkili olduğu" gerekçesiyle gözaltına alınmış!