El-Cezire sunucusu o suçlamaları reddetti!
Mısır'da, 25 Ocak 2011 Devrimi sırasında Tahrir Meydanı yakınlarında bir avukatı alıkoymak ve işkence yapmak suçundan yargılanarak 15 yıl hapis cezasına çarptırılan El-Cezire kanalı sunucusu Ahmed Mansur, kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti.
Mısır'ın başkenti Kahire'nin Tahrir Meydanı'nda devrik lider Hüsnü
Mübarek'e karşı yapılan, ülkenin kaderini değiştirecek 25 Ocak
Devrimi sırasında görevini yapan gazeteci Mansur, o günün kendisi
için de bir dönüm noktası olacağından haberdar değildi.
Mısır'daki Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) yöneticilerinden
Muhammed el-Biltaci, darbe karşıtı Ulusal İttifak liderlerinden
Safvet Hicazi, eski Gençlik Bakanı Usame Yasin ve Mansur'un da
aralarında bulunduğu sekiz sanık, '25 Ocak 2011 devrimi sırasında
Tahrir Meydanı yakınlarında bir avukatı alıkoymak ve işkence
yapmak' suçundan yargılandı. Kahire Ceza Mahkemesi, 11 Ekim 2014'te
Polis Akademisi'nde görülen davada Biltaci, Faruk, Hicazi ve
Mansur'u on beşer yıl hapis cezasına çarptırdı. Ahmed Mansur,
Mısır'da bulunmadığı için hapis cezası gıyabında verildi.
Mansur, bir gazeteci olarak kendisinin de Mısır Devrimi'ni tarihe
not etmek için dünyanın her köşesinden gelen yüzlerce basın mensubu
gibi 25 Ocak 2011 günü Tahrir Meydanı'nda olduğunu belirterek
'Ayrıca devrimde varlıklarını hissettirmek isteyen milyonlarca
insanın yaşadığı anı paylaşan bir Mısırlıydım' dedi.
'Temelsiz, uydurma ve sahte iddialar'
Başlangıçta kendisinin davanın sanıklarından biri olmadığını,
itibarının zedelenmesi amacıyla isminin sonradan dava dosyasına
eklendiğini, bunu da medyadan öğrendiğini belirten Mansur, 'Bana
yöneltilenler, temelsiz, uydurma ve tamamıyla sahte iddialar' diye
konuştu.
Mısır'da, devrimin ardından halkın iradesiyle seçilen Cumhurbaşkanı
Muhammed Mursi'yi 3 Temmuz 2013'te deviren darbe rejiminin,
kendisini düşman olarak gördüğünü, suçlamaların öncesinde
Mısır'daki bütün para ve mülkiyetine hiçbir yasal dayanak
göstermeksizin el koyulduğunu anlatan Mansur, tek suçunun
televizyon programları ve yazılarında darbeye karşı çıkmak olduğunu
ifade etti.
Mansur, El Cezire'de yaptığı programlar ve yazılarında Mısır'daki
şiddet eylemlerini kışkırtmaktan başlayarak, silahlı kuvvetlere
zarar vermek, teröristlere yardım etmek, asılsız haber yapmak,
halkı yanlış yönlendirmek, devletin önde gelen kişilerinin
itibarını zedelemeye varan hakkında 177 ayrı iddianın
soruşturulduğuna ve vatandaşlıktan çıkarılmasının istendiği birçok
davanın bulunduğuna işaret etti.
Gazeteci Mansur, kendisine isnat edilen suçlamaları reddederek bu
iddiaların, devrik lider Hüsnü Mübarek'e karşı yapılan 25 Ocak
Devrimi'nde rejimin düşmesine katkı sağlayan herkesten intikam
almak amaçlı olduğunu, Rabia ve Nahda meydanlarında darbeye karşı
olan binlerce kişinin ölümüne yol açan ve 50 bin kişiye işkence
eden asıl suçluların ise hala özgürce istediklerini yaptıklarını
söyledi.
'Darbe rejimine meydan okuyorum'
Rejimin bu asılsız suçlamalarla kendisine karşı güttüğü kinin
boyutlarını, yapmaya çalıştığı 'karakter cinayetini' ve zulümle
kendisini tahrip etme girişiminde bulunduğunu ortaya koyduğunu
vurgulayan Mansur, şunları kaydetti:
'Bu sahte davada gerçekleştiği iddia edilen olayın yer aldığı yerin
yakınlarında bir yerde olduğumu gösterecek ufacık bir kanıtla
gelmesi için Mısır darbe rejimine meydan okuyorum. Darbe rejimi,
karşıtlarını ahlaki ve kamu davaları açarak suçlu konumuna getiren
bir strateji güdüyor. Şunu iyi biliyorlar ki; yönelttikleri siyasi
suçlamalar, beni ülkemdeki insanların gözünde kahramana
dönüştürecek.'
Mısır Ceza Kanunu'na göre gıyabında yargılamalarda azami ceza
verildiğine ilişkin bir soru üzerine Mansur, rejimi protesto etmek
için hala sokağa çıkıp gösteriler düzenleyen yüz binlerce kadın ve
çocuk ile yüzlerce tutuklu bulunduğunu belirterek 'Bu rejim
çocukları korkutamıyor, beni nasıl korkutabilir? ' dedi.
'Gelecek, Mısırlı devrimcilerin elinde'
Mansur, darbe liderlerinin dünyadaki diğer örnekleri gibi er ya da
geç başarısız olacağına inandığını ve Mısır'ın geleceğinin, özgür
ve onurlu devrimcilerin ellerinde olduğunun altını çizdi.
Yazılarında ve her yerde darbenin karşısında olmaya devam edeceğini
söyleyen Mansur, 'Bir gazeteci olarak bu durumda tarafsız
olmamalıyım. Ben doğrunun ve onu destekleyenlerin yanında olmalı ve
yanlışların, haksızlıkların, ihlallerin ortaya çıkmasını
sağlamalıyım. Aksi takdirde, yalancı bir tanık olacağım. Yüz kere
ölüm cezası verseler de korkmam. Doğrunun yanında olmazsam,
yaşamamın bir anlamı yok' ifadesini kullandı.
'Mısır halkı Biltaci'ye minnet borçlu'
Mansur ayrıca kendisiyle hapis cezası alan Muhammed el-Biltaci'nin
Mısır devriminin kahramanlarından olduğunu ve insanların zulümden
kurtulması için kendini feda ettiğini belirterek Mısır halkının
Biltaci'ye büyük minnet borçlu olduğunu sözlerine ekledi.