16 Haz 2010 15:34
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:23
''EKŞİ SÖZLÜK CİDDİYE ALINSIN MI?'' SABAH YAZARINDAN İLGİNÇ SÖZLÜK YAZISI!
İnternet dünyasının en konuşulan sitelerinden biri olan ekşisözlük, Fatih Altaylı'nın köşesinde yayımlattığı tekziple bir kez daha gündeme geldi.
Ekşisözlük ciddiye alınsın mı?
İnternet dünyasının en konuşulan sitelerinden biri olan ekşisözlük, Fatih Altaylı’nın köşesinde yayımlattığı tekziple bir kez daha gündeme geldi. İşin hukuksal boyutu beni ilgilendirmiyor... Yazıların kişilik haklarına tecavüz edip etmediğini belirleyen kurumlarımız var; onlar gerekli kararları verirler. Asıl önemli olan, son yaşanan olay özelinde tekrar gündeme gelen, bu tip sitelerin ciddiye alınıp alınmaması durumudur. Çünkü bir kesim, görmezden gelinmeleri, yokmuş sayılmaları gerektiğini; haklarında yapılan her haberin de aslında ’kötü’ye hizmet ettiğini düşünüyor. Ben öyle düşünmüyorum!
BİLGİ KAYNAĞI MI?
Ekşisözlük’ün bir bilgi kaynağı olarak görülmesine karşıyım. Benim için, oradaki bilgilerin, zerre referans değeri yoktur. Bu yüzden, bizim camiada da çok bulunan, ’siteden aldıkları derme çatma bilgilerle ahkâm kesen insanlar’a da çok gülerim. Ama ekşisözlük’ü zaman zaman ziyaret ederim. Zehir gibi yorumlar, farklı bakış açıları görmek hoşuma gidiyor. Seviyesiz yorumlar yapanlar yok mu? Elbette var; ama sistem onları zamanla eleyecektir zaten. Yorum yazanların çoğunun, dünyaya açık insanlar olduğu kesin. Uçandan, kaçandan; her şeyden haberleri var. Modern dünyada, bu kadar aktif, bu kadar takip eden insanların bulunduğu bir oluşumun, "Ne var canım, görmezden gelin!" mantığıyla kenara itilebileceğini düşünmüyorum. Çünkü İnternet üzerinden bir birliktelik sağlayan oluşumlar, dünyada, sandığımızdan daha önemli işler yapabiliyor. Nasıl mı? Anlatayım...
İSVEÇ’İ DİZE GETİREN SİTE
’The Pirate Bay’, dünyanın en çok ziyaret edilen ’download’ sitelerinden biriydi. İsveç merkezli oluşum, paylaşımın önündeki bütün engellerin kaldırılmasını, kullanıcıların kendi aralarında; müzik ve video dosyalarının transferlerini yapabilmelerini amaçlıyordu. Telif haklarının, aslında yapımcıların uydurduğu bir saçmalık olduğunu düşünüyorlardı. Site, kısa zamanda çığ gibi büyüyüp, 25 milyon kullanıcıya ulaştı; sene 2004’tü… Kullanıcı sayısının artması, telif haklarının sıkı sıkıya korunduğu İsveç’te, polisi harekete geçirdi. Şirket merkezine düzenlenen baskınla, tüm sisteme el koyuldu. Günlerce süren araştırmaya rağmen, İsveç polisi, siteyi kapatacak delilleri bulamadı. Çünkü sistem, sadece kullanıcılar arasında bağlantı kuruyor, kendi server’larında herhangi bir içerik barındırmıyordu. İsveç polisi işin peşini bırakmadı. Büyük müzik ve film şirketlerinin de baskılarıyla 17 Nisan 2009’da, şirketin üç yetkilisi, birer yıl hapis cezasına ve üç milyon avro tazminat ödemeye mahkûm edildi. Kendi içeriklerinin ücretsiz paylaşıldığını düşünen firmalar memnundu; şeytanın başı ezilmişti çünkü. Ama alttan alta kimsenin farkında olmadığı bir hareket geliyordu…
ÜLKE YÖNETMEYE ADAY OLDULAR
’Piratpartiet’, ’The Pirate Bay’ sitesinin savunduğu tüm ilkeleri, siyaset alanına taşımak için 2006 yılında kurulmuş bir partiydi. Amaçları; her bireyin her istediği bilgiye ulaşabileceği, insanların kendi aralarında özgür paylaşımlar yaparak, interneti bir gelişim aracı olarak kullanabilecekleri bir yönetim oluşturmaktı. İlk yıllarında İsveç gençliğinden hatırı sayılır destek gördüler. ’The Pirate Bay’in de desteklediği kampanyayla, üye sayılarını arttırdılar. Üyelerinin çoğunluğunu, ’The Pirate Bay’ sitesinden içerik indiren gençler oluşturuyordu. 2006 yılında yapılan seçimlere girdiler ve ülke çapında yüzde 0.63 oy aldılar. ’The Pirate Bay’ kurucularının mahkûm edilmesine varacak süreçte mitingler yaptılar, afişler astılar; seslerini var güçleriyle duyurdular. Genel merkezleri yoktu, toplantılarını, internet erişimi olan kafelerde yapıyorlardı. Ve 2009 yılında, İsveç’te yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde yüzde 7.13 oranında oy aldılar ve bir milletvekilliği kazandılar. Şimdiki amaçları, ilk genel seçimlerde koalisyon ortağı olabilmek. 2006’da yüzde 0.63, 2009’da yüzde 7.13. Başlangıçta küçücük bir internet oluşumuydu, şimdi ülke yönetiminde söz sahibi… Artık dünyada, önemli internet platformları, fevkalâde ciddiye alınıyor. Çünkü dünya artık o eski; çiçek, böcek, güneş dünyasından çok daha fazlası… Hakaret içeren yazılarla ilgili gereken işlemler kanun çerçevesinde yapılır; ama ekşisözlük’ü görmezden gelmek, yok saymak mümkün değildir. Diyeceğim budur…
Okan Can Yantır/Sabah
İnternet dünyasının en konuşulan sitelerinden biri olan ekşisözlük, Fatih Altaylı’nın köşesinde yayımlattığı tekziple bir kez daha gündeme geldi. İşin hukuksal boyutu beni ilgilendirmiyor... Yazıların kişilik haklarına tecavüz edip etmediğini belirleyen kurumlarımız var; onlar gerekli kararları verirler. Asıl önemli olan, son yaşanan olay özelinde tekrar gündeme gelen, bu tip sitelerin ciddiye alınıp alınmaması durumudur. Çünkü bir kesim, görmezden gelinmeleri, yokmuş sayılmaları gerektiğini; haklarında yapılan her haberin de aslında ’kötü’ye hizmet ettiğini düşünüyor. Ben öyle düşünmüyorum!
BİLGİ KAYNAĞI MI?
Ekşisözlük’ün bir bilgi kaynağı olarak görülmesine karşıyım. Benim için, oradaki bilgilerin, zerre referans değeri yoktur. Bu yüzden, bizim camiada da çok bulunan, ’siteden aldıkları derme çatma bilgilerle ahkâm kesen insanlar’a da çok gülerim. Ama ekşisözlük’ü zaman zaman ziyaret ederim. Zehir gibi yorumlar, farklı bakış açıları görmek hoşuma gidiyor. Seviyesiz yorumlar yapanlar yok mu? Elbette var; ama sistem onları zamanla eleyecektir zaten. Yorum yazanların çoğunun, dünyaya açık insanlar olduğu kesin. Uçandan, kaçandan; her şeyden haberleri var. Modern dünyada, bu kadar aktif, bu kadar takip eden insanların bulunduğu bir oluşumun, "Ne var canım, görmezden gelin!" mantığıyla kenara itilebileceğini düşünmüyorum. Çünkü İnternet üzerinden bir birliktelik sağlayan oluşumlar, dünyada, sandığımızdan daha önemli işler yapabiliyor. Nasıl mı? Anlatayım...
İSVEÇ’İ DİZE GETİREN SİTE
’The Pirate Bay’, dünyanın en çok ziyaret edilen ’download’ sitelerinden biriydi. İsveç merkezli oluşum, paylaşımın önündeki bütün engellerin kaldırılmasını, kullanıcıların kendi aralarında; müzik ve video dosyalarının transferlerini yapabilmelerini amaçlıyordu. Telif haklarının, aslında yapımcıların uydurduğu bir saçmalık olduğunu düşünüyorlardı. Site, kısa zamanda çığ gibi büyüyüp, 25 milyon kullanıcıya ulaştı; sene 2004’tü… Kullanıcı sayısının artması, telif haklarının sıkı sıkıya korunduğu İsveç’te, polisi harekete geçirdi. Şirket merkezine düzenlenen baskınla, tüm sisteme el koyuldu. Günlerce süren araştırmaya rağmen, İsveç polisi, siteyi kapatacak delilleri bulamadı. Çünkü sistem, sadece kullanıcılar arasında bağlantı kuruyor, kendi server’larında herhangi bir içerik barındırmıyordu. İsveç polisi işin peşini bırakmadı. Büyük müzik ve film şirketlerinin de baskılarıyla 17 Nisan 2009’da, şirketin üç yetkilisi, birer yıl hapis cezasına ve üç milyon avro tazminat ödemeye mahkûm edildi. Kendi içeriklerinin ücretsiz paylaşıldığını düşünen firmalar memnundu; şeytanın başı ezilmişti çünkü. Ama alttan alta kimsenin farkında olmadığı bir hareket geliyordu…
ÜLKE YÖNETMEYE ADAY OLDULAR
’Piratpartiet’, ’The Pirate Bay’ sitesinin savunduğu tüm ilkeleri, siyaset alanına taşımak için 2006 yılında kurulmuş bir partiydi. Amaçları; her bireyin her istediği bilgiye ulaşabileceği, insanların kendi aralarında özgür paylaşımlar yaparak, interneti bir gelişim aracı olarak kullanabilecekleri bir yönetim oluşturmaktı. İlk yıllarında İsveç gençliğinden hatırı sayılır destek gördüler. ’The Pirate Bay’in de desteklediği kampanyayla, üye sayılarını arttırdılar. Üyelerinin çoğunluğunu, ’The Pirate Bay’ sitesinden içerik indiren gençler oluşturuyordu. 2006 yılında yapılan seçimlere girdiler ve ülke çapında yüzde 0.63 oy aldılar. ’The Pirate Bay’ kurucularının mahkûm edilmesine varacak süreçte mitingler yaptılar, afişler astılar; seslerini var güçleriyle duyurdular. Genel merkezleri yoktu, toplantılarını, internet erişimi olan kafelerde yapıyorlardı. Ve 2009 yılında, İsveç’te yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde yüzde 7.13 oranında oy aldılar ve bir milletvekilliği kazandılar. Şimdiki amaçları, ilk genel seçimlerde koalisyon ortağı olabilmek. 2006’da yüzde 0.63, 2009’da yüzde 7.13. Başlangıçta küçücük bir internet oluşumuydu, şimdi ülke yönetiminde söz sahibi… Artık dünyada, önemli internet platformları, fevkalâde ciddiye alınıyor. Çünkü dünya artık o eski; çiçek, böcek, güneş dünyasından çok daha fazlası… Hakaret içeren yazılarla ilgili gereken işlemler kanun çerçevesinde yapılır; ama ekşisözlük’ü görmezden gelmek, yok saymak mümkün değildir. Diyeceğim budur…
Okan Can Yantır/Sabah