05 Mayıs 2021 09:57 Son Güncelleme: 05 Mayıs 2021 10:19

Ekrem İmamoğlu'nun yazılı ifadesi ortaya çıktı

Türbede ellerini arkaya bağladığı için hakkında inceleme başlatılan Ekrem İmamoğlu, "Bu yakıştırmayı şiddetle reddediyorum, iftira atanı da kınıyorum" dedi.

İçişleri Bakanlığı'nın türbede ellerini arkaya bağladığı için şikâyet üzerine hakkında ön soruşturma başlattığı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Mülkiye Başmüfettişi'ne verdiği yazılı ifadesinde, “Yüce Han'ın fethettiği, bir çağın kapanmasına yeni bir çağın başlamasına vesile olan Dünya Kenti İstanbul'un seçilmiş bir Belediye Başkanı olarak bu yakıştırmayı şiddetle reddediyorum, iftira atanı da kınıyorum” dedi.

Sözcü yazarı Saygı Öztürk, bugünkü yazısında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, “elini arkasına atmak suretiyle Fatih Sultan Mehmet Türbesi'ne saygısızlık yaptığı” ve HDP'li belediyeleri ziyaret ettiği gerekçesiyle hakkında ön inceleme başlatılan İBB Başkanı İmamoğlu’nun ifadesine yer verdi.

“Bir türbeye ya da hatıraya karşı özensiz olabileceğimi ima edebilecek kadar izandan yoksun biri”

Ekrem İmamoğlu, “Öncelikle belirtmeliyim ki, ‘Fatih Sultan Mehmet'e ait türbe' dedikleri yerin Fatih Camii haziresinde bulunan ‘Gülbahar Hatun' türbesinin önü olduğundan bile bihaber bu müfteri, aziz hatırasını ve emanetini korumak üzere iki yıllık İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığım süresince yaptıklarım ortadayken, Fatih Sultan Mehmet Han'a saygısızlık edebileceğimi; Gülbahar Hatun'a ya da bu dünyadan göç etmiş herhangi tarihi şahsiyete ait bir türbeye ya da hatıraya karşı özensiz olabileceğimi ima edebilecek kadar izandan yoksun birisidir.

Bu nedenlerle Yüce Han'ın fethettiği, bir çağın kapanmasına yeni bir çağın başlamasına vesile olan Dünya Kenti İstanbul'un seçilmiş bir Belediye Başkanı olarak bu yakıştırmayı şiddetle reddediyorum, iftira atanı da kınıyorum” dedi.

“Müfterinin nasıl bir duygu içinde iftira ettiğini bilemem, ancak…”

İmamoğlu, “Müfterinin nasıl bir duygu içinde iftira ettiğini bilemem, ancak bildiğim bir şey var, o da kanunda suç olarak açıkça tanımlanmayan bir eylemin ciddiye alınarak suç kabul edilmesi ve ön inceleme konusu yapılmasıdır. Bu üzüntü verici bir durumdur. Kural şudur; yasanın açıkça suç saymadığı bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez, ceza hukukunda kıyas yapılamaz ve ceza kanunlarının kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanması yöntemi uygulanamaz” sözlerini kaydetti.

“Ceza hukuku sisteminde ‘niyet okuma' yasaktır”

“Fatih Sultan Mehmet'e ait türbede ellerin arkada bağlı bir şekilde gezinmek suretiyle saygısızlık yapmak” diye bir suç tipinin ceza yasasında bulunmadığını hatırlatan İmamoğlu, şunları ekliyor:

“Eller arkada bağlı gezmenin bir suça temas etmesi için bu yönde bir kastın ya da en azından bir ihmalin/kusurun mevcudiyetinin bulunması gerekir. Ancak herhangi bir insandan sadır olan insanın doğal hareketi, anlık refleksi ile elleri arkaya bağlayarak gezinmede bir suça yapışacak şekilde bir iradi hareket olduğunu hukuk sistemi kabul etmez. Aksi halde devreye insanın iç dünyası ile ilgilenme, insanın düşüncesini sorgulama girer ki ceza hukuku böyle bir sorgulamaya izin vermez. Ceza hukuku maddi ve kesin deliller üzerinden yürür. Ceza hukuku sisteminde ‘niyet okuma' yasaktır.”

“Konunun soruşturma yapılacak ise bunun ancak genel hükümlere göre yapılması gerekmektedir”

İmamoğlu, “İddia edilen eylem TCK anlamında suç oluştursa bile bu eylem görevden kaynaklanan ya da görev sebebiyle işlenen bir eylem olmadığı için ön inceleme yapılması mümkün değildir” diyor. İmamoğlu, ifadesini şöyle sürdürüyor:

“Maddede dikkat çeken husus, önceki uygulamanın tersine, bu defa görevden kaynaklanmayan, ancak görev sırasında işlenen suçların özel soruşturma usulüne dahil edilmemiş olmasıdır. Diğer bir ifadeyle, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin işlediği her suç değil, ancak görev sebebiyle işlenen suçlarının soruşturulması izne tabi tutulmuştur.

Görev sebebiyle işlenen suç, memurun yasal düzenlemelerle kendisine verilen görevlerinden doğan ve bu görevleriyle ilgili olan suç demektir. Bu Kanun, devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanır.

Görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi olanlara ilişkin kanun hükümleri ile suçun niteliği yönünden kanunlarda gösterilen soruşturma ve kovuşturma usullerine ilişkin hükümler ve görev dışı işlenen suçlarla disiplin hükümleri saklı tutularak bu kanun kapsamı dışında bırakılmıştır.

Belediye başkanlarının görevleri arasında tarihi kişilerin adını taşıyan yerleri ziyaret etmek gibi bir görevi bulunmamaktadır. Bu nedenle konunun soruşturma yapılacak ise bunun ancak genel hükümlere göre yapılması gerekmektedir.”

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN