Ekrem İmamoğlu'ndan sürpriz 'ahmak davası' hamlesi!
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası aldığı "ahmak davası" ile ilgili tartışmalar ve iddialar, geçtiğimiz haftanın önemli gündemlerinden biriydi. Söz konusu davada İstinaf Mahkemesi'nin vereceği karar beklenirken, İmamoğlu'nun mahkemeye verdiği dilekçe ortaya çıktı.
Geçtiğimiz günlerde canlı yayında "Hodri meydan. Ceza mı keseceksiniz? Buyurun kesin. Size söz: Bu millet ayağa kalkar. Bu millet size Yargıtay kararı verene kadar, o süreyi göstermez, evinize yollar. Onun da yöntemi belli. Erken seçim gelir" diyen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, avukatı aracılığıyla istinafa bakacak mahkemeye dilekçe sundu.
Gazeteci Aytunç Erkin'in ulaştığı dilekçede İmamoğlu, hüküm aldığı hakaret suçlaması maddesinin (125/3-a) anayasaya aykırı olduğunu belirtti ve dosyasının Anayasa Mahkemesine gönderilmesini talep etti.
Sözcü gazetesindeki köşesinde, "Bana verilen 'ahmak' cezası Anayasa’ya aykırı, dosya AYM’ye gitmelidir" başlıklı yazıda Aytunç Erkin, "İlk önce hukuki bilgi. Somut norm denetimi, bir mahkemede görülmekte olan bir davanın karara bağlanmasının o davada uygulanacak hukuk normunun anayasaya uygun olup olmadığına bağlı olması halinde yapılacak denetimdir. Somut norm denetiminde, normun anayasaya aykırılığı iddiasının Anayasa Mahkemesi’nin önüne götürülebilmesi, davaya bakan mahkemenin iddiayı ciddi bulmasına bağlıdır. Şimdi geçelim Ekrem İmamoğlu’nun, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Ceza Dairesi’ne yaptığı başvuruya" dedi.
TALEP: CEZA VERİLEN KANUN GERİDE BIRAKILMALI
Aytunç Erkin'in yazısının devamı şöyle:
İmamoğlu, “ahmak” davasında hani maddeden ceza aldı? Türk Ceza Kanunu 125/3-a ve 5. Ne diyor bu madde:
“(3) Hakaret suçunun; a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı... (5) Kurul halinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.”
3 Eylül’de Ekrem İmamoğlu’nun avukatı tarafından Bölge Adliye Mahkemesi’ne verilen dilekçede deniyor ki:
“Anayasa’nın 153’üncü maddesi uyarınca, müvekkile uygulanan kamu görevlilerine karşı hakaret suçu olarak nitelendirilen TCK Madde 125/3-a ve 5 hükmünün Anayasa’ya aykırılık iddiasıyla somut norm denetimi yapılması amacıyla davanın geri bırakılarak dosyanın Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) gönderilmesi...
“Somut norm denetimi talebinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatları uyarınca, duruşmalı olarak değerlendirilmesi ve talebimize dayanak yapılan bilimsel mütalaayı hazırlayan uzmanların mahkemenizce dinlenmesi...
“Dilekçemizde atıf yapılan AİHM kararlarının, Anayasa 90’ıncı Madde ve AYM içtihatları uyarınca, sayın mahkemenizin vereceği hükmü doğrudan etkileyeceğinden, aynı zamanda adil yargılanma hakkı ve savunma hakkı kapsamından kararların Türkçe çevirilerinin yapılması için Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü’ne yazı yazılması talep edilmektedir.
“İş bu taleplerimizin gerekçelerine aşağıda yer verilmekle birlikte ekte sunulan bilimsel mütalaada ayrıntılı bir şekilde taleplerimizin gerekçeleri yer almaktadır. Ayrıca belirtmek gerekir ki, müvekkilin beyanlarının kamu görevlisine karşı olmadığı savunmalarımız tekrar edilmekle birlikte mahkemenin kabulüne ve uygulanan norma göre Anayasa’ya aykırılık iddiasında bulunulmaktadır.”
İmamoğlu özetle; ceza aldığı TCK 125/3-a ve 5’in Anayasa’ya aykırı olduğunu iddia ediyor.
HUKUKEN TARTIŞILABİLİRLİK YETERLİDİR
Dilekçeden devam edelim.
“Huzurdaki davada müvekkil hakkında uygulanan kamu görevlisine hakaret suçu olarak nitelendirilen TCK md. 125/3-a ve 5 hükmünün Anayasa’ya aykırı olduğu kanaatindeyiz. Görülmekte olan bir davada, uygulanan norm hakkında Anayasa’ya aykırılık iddiası olması karşısında hangi hukuki müessesenin uygulanacağı Anayasa’nın 153. Maddesinde düzenlenmiş olup, bu müessesenin somut norm denetimi olduğu kuşkusuzdur.
“Anayasa’nın 153. Md hükmü uyarınca, aykırılık iddiamızın Mahkeme tarafından incelenmesi de şu üç koşula bağlanmıştır: a) Davaya bakmakta olan yetkili mahkemenin mevcut olması, b) davada uygulanacak bir normun mevcut olması, c) re’sen bir Anayasa’ya aykırılık görülmemişse tarafların ileri sürdüğü Anayasa’ya aykırılık iddiasının ciddi bulunmasıdır.
“Mahkemenizin yetkili bir mahkeme olması, müvekkil hakkında uygulanan TCK 125/3-a ve 5 hükümlerinin mevcut norm olması nedeniyle bu iki koşulun sağlandığı çekişmesizdir. İş bu dilekçe ve ekli mütalaayla, aykırılık iddiamızın ciddilik koşulunu karşıladığı sayın mahkemeye açıklanmaktadır. Belirtmek gerekir ki, sayın mahkemenizin somut norm denetimi talebimiz karşısında yapacağı inceleme, Anayasa’ya aykırılık iddiasında bulunulan söz konusu hükmün Anayasa’ya aykırı olup olmadığı hakkında değildir. Mahkemeniz yalnızca iddiamızın ciddi olup olmadığı hakkında inceleme yapmak durumundadır. Anılan ciddilik ölçütü, ‘haklı bulunma, benimsenme’ olmayıp ‘hukuken tartışılabilirlik’in yeterli olmasından ibarettir. Mezkur mütaala, bu iddianın neden ciddi olduğunun gerekçelerini ayrıntılı bir biçimde ortaya koymaktadır.”