01 Oca 2006 02:00 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:55

Ekrem Dumanlı'dan bomba iddia! Cemaate operasyon yaklaşıyor, AKP itirafçı avına çıktı!

Zaman gazetesi, yazarı Ekrem Dumanlı bugün zehir zemberek bir yazı kaleme aldı. Dumanlı'nın hükümete oldukça sert yüklenen yazısını Zaman gazetesi manşetten verdi

İddialara göre AKP, Cemaat'e dava açabilmek için "itirafçı" aramaya başladı.

Erdoğan'ın "partili cumhurbaşkanı" hayallerini anlatarak yazısına başlayan Dumanlı, Mustafa Kemal ve İsmet İnönü'nun cumhurbaşkanlığı koltuğunda otururken aynı zamanda parti başkanı olduklarını hatırlattı ve "o günden bugüne sadece devlet değil, birey ve toplum da büyük değişim yaşadı. Tanrılaştırılan liderler ve putlaştırılan partilerin faturasını çok ağır ödedi insanoğlu." ifadelerini kullandı.

"İTİRAFÇI ARANIYOR"

Cemaat'e soruşturma açılması için kamu kuruluşlarında "itirafçı" arandığını belirten Dumanlı şöyle devam etti:

"Hukuk devletinde önce somut delil bulunur, sonra suçlama yapılır ve suç sabit oluncaya kadar da insanlar masumdur. Parti devletinde sistem şöyle işler: Önce hayalî suçlamalar yapılır; sonra işgüzar yetkililer o iddiaların içini doldurmak için suç ve suçlu uydurur. Şimdi Türkiye’de bu süreç yaşanıyor. Bütün kamu kuruluşları didik didik ediliyor, “itirafçı” aranıyor. Onlara “etkin pişmanlık” önerilerek “tanık koruma yasasından yararlanma” vaat edilerek “paralel yapı hakkında itirafçılık” teklif ediliyor. O yetmezmiş gibi eski Ergenekon sanıklarından akıl alınarak FBI’ın ve diğer yurtdışı güvenlik birimlerinin kapısı çalınıyor, yıllar önce kurulan kumpaslardan hareketle dava açılmak isteniyor. Daha düne kadar en ağır ithamlarla komplo senaryosunun düzenleyicisi olarak gördükleri uluslararası istihbarat örgütlerinden medet ummaları ve şimdi onlarla işbirliği yapmaları nasıl bir halet-i ruhiyenin hakim olduğunu gözler önüne seriyor."

Dumanlı şöyle devam etti.

"Ajanlık, casusluk gibi akıl dışı suçlamalar için uydurulan belgeler de işin cabası! Nerde kaldı “İslamcılık” nerde kaldı “ümmetin hak ve hukuku”? Sinsice takip edilen bu yoldan suç ve suçlu çıkarabilirsiniz; ama ma’şeri vicdandan da mahşerî hesaptan da kurtulamazsınız."

PARTİ MEDYASI, PRAVDA’YI SOLLADI

Erdoğan'ın internete sızan "Habertürk'e talimat"larına da değinen Ekrem Dumanlı, bu durumun habertürk'e özel olmadığını hatırlatarak şöyle devam etti:

Daha yakında bir medya grubunun üzerine çöküldü, çeşitli atamalarla o grup, parti bültenine dönüştürüldü. Sabah ve atv için nasıl bir havuz kurulduğunu ürpererek öğreniyor kamuoyu. Milyar dolarlık kamu ihalelerinden pay alma karşılığında Sabah ve ATV için kurulan “havuz”a kayıt dışı 100’er milyon lira atıyor işadamları. Apaçık bir suç! Yeni sahibi bilinmeyen bu grup her gün yalan, iftira ve karalama yapıyor.

Öteden beri parti sözcüsü; hatta tetikçisi şeklinde çalışan gazete ve TV’ler vardı. Şimdi hepsi şirazeden çıktı, partizanlığın en feci örneklerini veriyor her gün. Urla’daki villalardan hiç ama hiç bahsetmeyen, “havuz medyası” kurabilmek için kamu ihalesinden nasıl pay dağıtıldığını görmezden gelen, rüşvet için uyduruktan fetva bulmanın yüz kızartıcı bir şey olduğunu hiç zikretmeyen bir medya topluluğu hangi “dava düşüncesi”ne hizmet ettiğini sanıyor acaba? Yalan yazmaya, iftira atmaya, kara propaganda yapmaya gelince kalemlerinden kin damlıyor maalesef. Ne dostluğun anlamı kalmış ne kardeşliğin. Ne izanı hatırlıyorlar ne mizanı.

KOMÜNİST PRAVDA DAHA DÜRÜSTTÜ

Üzülerek ifade etmek zorundayım ki “parti devleti” modeliyle “şerik kabul etmez” bir puta tutunanlar medya içinde eşi benzeri görülmemiş bir mekanizma inşa etti. Ve etraf “Pravda”lardan geçilmiyor gayrı. Emin olun o komünist Pravda, bizim muhafazakâr Pravda’lardan daha dürüsttü. Vallahi çok yazık, billahi çok günah..."