18 Nis 2011 09:09
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:15
EKREM DUMANLI ZAMAN OKURLARINA NASIL BİR MEKTUP YAZDI?
"Sevgili Zaman okuru, Lütfen şu kırık dökük cümleleri, sana yazılmış bir mektup olarak kabul et!"
Canıgönülden teşekkürler
Sevgili Zaman okuru,
Lütfen şu kırık dökük cümleleri, sana yazılmış bir mektup olarak kabul et. Gazete mutfağında gecesini gündüzüne katarak emek sarf eden, daha iyi bir gazete çıkarabilmek için yoğun gayret gösteren arkadaşlarımızın bir mektubu olarak farz et yazdıklarımı. Muhabirinden köşe yazarına, matbaa işçisinden reklam ve tanıtım uzmanlarımıza kadar herkesin hissiyatını paylaşmak galiba bu sütunun muvakkat emanetçisine düşüyor...
Sevgili Zaman sevdalıları,
Bugünkü kapak sayfamızdan da anlaşılacağı üzere gazetemiz Zaman bugün 1 milyon eşiğini aşmış durumda. Bu bir eşikti, aşmak gerekiyordu ki daha başka eşiklerin önünde daha cesur hamleler yapabilelim. Sen çok iyi biliyorsun ki gazetemiz bu ülkenin irfan hayatının çok önemli bir parçasıdır. Alınması gereken, okunması için gayret sarf edilen, paylaşılması için tavsiye edilen bu gazete senin muazzam himmetin ve muhteşem gayretin vesilesiyle tarihe mührünü vuracaktır. Sen kar demedin, kış demedin dört mevsim bu gazeteye sahip çıktın. Demokrasimiz çıkmaz sokaklara girdiğinde bu gazeteyle kendine yol aradın. Karanlık odalarda gizli planlar yaparak bu ülkeye tuzak kuranların oyunlarını bozmak için senin sevgine, desteğine ihtiyaç duyuluyordu. Hiç tereddüt etmedin, abone oldun, abone olmaya teşvik ettin çevreni. Habere, yoruma, analize senin heyecanın renk kattı, bize moral verdi, elimizden tuttu, yol gösterdi. Her daim bildik ki arkamızda ma’şeri vicdanın gürül gürül duası yükseliyor. O duayı hak etmek için kendi öz kültürümüz çerçevesinde dikkatli, özenli bir yol seçtik kendimize. Aile gazetesi olmanın yanında tefekkür burcu olabilmek için çırpındık mesela. Onca güncel konuların tozu dumanı içinde yürürken marifet ufkundan ırak düşmemeye, murakabe disiplininden savrulmamaya gayret ettik. Bütün bu çabalarımızda senin desteğine duyduğumuz saygının payı büyüktür...
Şimdi bir milyona ulaştı gazeteniz. Bu durumu içine sindiremeyenler çıkabilir. Olsun. Dünyanın en modern satış tekniği olan abone sistemini diline dolayanlara aldırış ederek zaman kaybedecek değiliz elbet. Dünyanın en önemli tiraj denetim firması tarafından (BPA) denetlenen satış rakamlarımızı kimseye ispat etmek zorunda değiliz. Gerçek ortada. Allah yolumuzu açık eylesin...
Geçen hafta bürolarımızın gayretlerini arz ederken Ankara ve Erzurum illerimizin (çevre illerle beraber) bir milyona göre dağıtılan bölgesel hedeflerine ulaştıklarını söylemiş, teşekkür etmiştim. Bu hafta İzmir, Gaziantep ve tabii ki İstanbul (etrafındaki şehirlerle birlikte) aynı başarıyı gösterdi. Onları da tebrik ediyoruz. Bu gayretler, inanın, sadece basın tarihimiz için yeni bir sayfa açmıyor; aynı zamanda demokrasi tarihimize de önemli bir not düşüyor... O notu okuyacak olan gelecek nesiller tefekkürün kalesi haline gelen bir gazeteyle bir milletin yeniden nasıl dirildiğini görecek. O günkü teşekkürler belki en zor anımızda elimizden tutup bizi rahmet kapılarının açılmasına taşıyacaktır...
Sevgili Zaman okuru,
Lütfen şu kırık dökük cümleleri, sana yazılmış bir mektup olarak kabul et. Gazete mutfağında gecesini gündüzüne katarak emek sarf eden, daha iyi bir gazete çıkarabilmek için yoğun gayret gösteren arkadaşlarımızın bir mektubu olarak farz et yazdıklarımı. Muhabirinden köşe yazarına, matbaa işçisinden reklam ve tanıtım uzmanlarımıza kadar herkesin hissiyatını paylaşmak galiba bu sütunun muvakkat emanetçisine düşüyor...
Sevgili Zaman sevdalıları,
Bugünkü kapak sayfamızdan da anlaşılacağı üzere gazetemiz Zaman bugün 1 milyon eşiğini aşmış durumda. Bu bir eşikti, aşmak gerekiyordu ki daha başka eşiklerin önünde daha cesur hamleler yapabilelim. Sen çok iyi biliyorsun ki gazetemiz bu ülkenin irfan hayatının çok önemli bir parçasıdır. Alınması gereken, okunması için gayret sarf edilen, paylaşılması için tavsiye edilen bu gazete senin muazzam himmetin ve muhteşem gayretin vesilesiyle tarihe mührünü vuracaktır. Sen kar demedin, kış demedin dört mevsim bu gazeteye sahip çıktın. Demokrasimiz çıkmaz sokaklara girdiğinde bu gazeteyle kendine yol aradın. Karanlık odalarda gizli planlar yaparak bu ülkeye tuzak kuranların oyunlarını bozmak için senin sevgine, desteğine ihtiyaç duyuluyordu. Hiç tereddüt etmedin, abone oldun, abone olmaya teşvik ettin çevreni. Habere, yoruma, analize senin heyecanın renk kattı, bize moral verdi, elimizden tuttu, yol gösterdi. Her daim bildik ki arkamızda ma’şeri vicdanın gürül gürül duası yükseliyor. O duayı hak etmek için kendi öz kültürümüz çerçevesinde dikkatli, özenli bir yol seçtik kendimize. Aile gazetesi olmanın yanında tefekkür burcu olabilmek için çırpındık mesela. Onca güncel konuların tozu dumanı içinde yürürken marifet ufkundan ırak düşmemeye, murakabe disiplininden savrulmamaya gayret ettik. Bütün bu çabalarımızda senin desteğine duyduğumuz saygının payı büyüktür...
Şimdi bir milyona ulaştı gazeteniz. Bu durumu içine sindiremeyenler çıkabilir. Olsun. Dünyanın en modern satış tekniği olan abone sistemini diline dolayanlara aldırış ederek zaman kaybedecek değiliz elbet. Dünyanın en önemli tiraj denetim firması tarafından (BPA) denetlenen satış rakamlarımızı kimseye ispat etmek zorunda değiliz. Gerçek ortada. Allah yolumuzu açık eylesin...
Geçen hafta bürolarımızın gayretlerini arz ederken Ankara ve Erzurum illerimizin (çevre illerle beraber) bir milyona göre dağıtılan bölgesel hedeflerine ulaştıklarını söylemiş, teşekkür etmiştim. Bu hafta İzmir, Gaziantep ve tabii ki İstanbul (etrafındaki şehirlerle birlikte) aynı başarıyı gösterdi. Onları da tebrik ediyoruz. Bu gayretler, inanın, sadece basın tarihimiz için yeni bir sayfa açmıyor; aynı zamanda demokrasi tarihimize de önemli bir not düşüyor... O notu okuyacak olan gelecek nesiller tefekkürün kalesi haline gelen bir gazeteyle bir milletin yeniden nasıl dirildiğini görecek. O günkü teşekkürler belki en zor anımızda elimizden tutup bizi rahmet kapılarının açılmasına taşıyacaktır...