Ekrem Dumanlı meydan okudu! Allah'tan korkan hiçbir şeyden korkmaz!
Ekrem Dumanlı Gülen cemaatine yönelik dindar-muhafazakar kesimden gelen eleştirilere, sert karşılık verdi.
Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, muhafazakar
kesimden gelen "bitersiniz" mesajlarına böyle meydan okudu: "Hangi
cemaat/tarikat, fani bir güç karşısında diz çökmeyi, tevhit akidesi
ve bin yıllık tasavvuf geleneğiyle telif edebilir! Bu ne
kibir!"
Satır aralarında iktidara da çatan Dumanlı'nın asıl hedefinde ise
ağır eleştiriler yönelten iktidara yakın medya vardı.
Yakın zamana kadar bu ülkede cuma namazı kılınamayacağını iddia
eden islamcı entelektüellerin şimdi devletin yanında saf tutmasını
eleştiren Dumanlı, hedefindeki kesime böyle karşılık verdi:
"Bir zamanlar en müstağni kanaat önderlerini bile ‘devletçi’
olmakla suçlayan birileri, silahlı mücadele yerine gönül fethini
tercih edenleri ‘korkaklık’ ve ‘pısırıklık’ ile itham etmiş,
anarşiye karşı çıkmayı ‘devlete esaret’ gibi yaftalamışlardı.
Şimdilerde devlet derken kendinden geçiyor, herkesi kafasındaki
‘yeni devlet’ karşısında secde etmeye zorluyor."
AYNI SUÇLAMA İLE YÜZ YÜZE GELMEZ Mİ?
Cemaate karşı paralel devlet suçlamasına karşı öfkesini dile
getiren Dumanlı, yazısına şöyle devam etti:
"Bu ülkede vakıflar, dernekler, platformlar kurarak faaliyet
gösteren kişileri ‘paralel’ olmakla suçlarsan, unutma ki, bu taciz
gelir en başta seni vurur. Kendine düşünce kuruluşu diyen bir
kurum, ‘paralel yapılar’ üzerinden korku salmaya kalkışıyorsa ve bu
arada devlete ait bütün alanlarda kadrolaşıyorsa bir gün aynı
suçlama ile yüz yüze gelmez mi? Hele bir de tayinlerde, terfilerde,
tenkillerde etkin rol oynuyorsa, faaliyetleri sürekli fonlanıyorsa,
doğrudan ya da dolaylı bir şekilde gelir düzeyleri sürekli
artıyorsa, bir gün benzer bir ithamla karşılaşmaları sürpriz olmaz
ki!"
ALLAH'TAH KORKAN HİÇBİR ŞEYDEN KORKMAZ
Kraldan çok kralcılık yapmaya hevesli kişilerin ortada cirit
attığını savunan yazar, kalemşörler eşliğinde infaz mangalarının
kurulduğunu yazdı. Dumanlı, iktidara yakın yazarlara sert
çıktı.
(...)Hiçbirinin birkaç yıl öncesine kadar adı sanı bilinmiyordu.
Ama şimdi hepsi ‘gazeteci-yazar’ sıfatıyla ekranlarda boy
gösteriyor, bol bol tweet atıyor. İl ve ilçe teşkilatlarına “Bu
kişilerin mesajlarını takip edin” diye talimatlar veriliyor.
Bazılarının adı sanı duyulmamış internet sitelerinden başka bir
evveliyatı bulunmuyor. Bazıları karanlık odalardan devşirilmiş
tetikçi unvanıyla sahaya sürülmüş. Yalan, iftira, karalama,
itibarsızlaştırma...
Vefasız, kadirnaşinas bazı coşkun kişilerin yanına başka
diyarlardan devşirilmiş kişiler eklemlenmiş. Şimdilerde yükselmenin
şifresi ‘cemaat’e saldırmak, insanları itibarsızlaştırmak, etrafa
korku salmak. Oysa bilemiyorlar ki Allah’tan korkan hiçbir şeyden
korkmaz.
BU NE KİBİR
‘Okur mektubu’ mahiyetinde yazarlara gönderilen karanlık
mesajlardan bahsetmiyorum. Teşkilatta el üstünde tutulan, bilgi
aktarımında bulunulan, adı sanı belli adamlar bunlar. Mesela biri
küstahça diyor ki “Ya tüm cemaatler gibi hadlerini bilirler, ya da
tamamen bitirilirler.” Vay vay vay! Bu ne büyük bir itham ve
dengesiz bir iddia. Hangi cemaat/tarikat, fani bir güç karşısında
diz çökmeyi, tevhit akidesi ve bin yıllık tasavvuf geleneğiyle
telif edebilir! Bu ne kibir!"
YARIN EVLATLARININ YÜZÜNE BAKAMAYACAKLAR
Muhafazakar kesimlerin baskı altına alınmak istendiğini iddia eden
Dumanlı, yazısını bu sözlerle tamamladı:
"Coşkunluğun tatminsiz gidişatı öteden beri yazı yazan ve toplumun
bir kesiminde itibarı hâlâ devam eden insanları da tasfiye edecek
bir azgınlığa doğru ilerliyor. Güdümlü ve hormonlu bir nesil,
devşirilmiş yaban güllerini kulaklarının arkasına koyarak ikbal
kapılarını zorluyor. Ne var ki belli bir duruş ile temayüz etmiş
insanların ağzından çıkanı kulağı duymayan bu çocuklara
yetişebilmesi imkânsız. Yetişseler kendi kendilerini bitirecekler;
bildiğimiz haliyle kalsalar tasfiye edilmeleri söz konusu.
Herkes için zor günler. Bu dönem geride kalınca, tıpkı diğer çetin
devirlerde olduğu gibi, kimin vicdanıyla kimin talimatla, kimin
istihbarat fısıltısıyla kimin yüreğinin sesiyle yazı yazdığı ortaya
çıkacak. Bugün eline tutuşturulan evrak-ı perişanı gazete yazısı
sanan ve bangır bangır bağıranlar yarın evlatlarının yüzüne
bakamayacak. Keşke bu kadar savrulmasa insanlar, keşke öbür alemin
bize yüklediği sorumluluk hiç unutulmasa. Keşke..."
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ