EKRANLARIN HAL-İ PÜR MELALİ! KESKİN KALEM'DEN 2010'DAN 2011'E BİR BAKIŞ!

Son yıllarda bir ‘Acun’dur gidiyor medyamızda… Acun’un arabası, Acun’un sevgilisi, Acun’un yeni projesi… Kendine özgü hiçbir yapımı olmamasına rağmen iyi bir ‘Uyarlamacı’ olan Acun’u yere göğe sığdıramaz olduk… Yani yurt dışında zekası olanların ürettiğini alıp Türk versiyonuyla ekrana taşımanın adı “ekranın deha çocuğu” oluveriyor. Oy anam oy...Kendini kandırmanın daniskası!..Allah Acun’u hem bizim hem de ‘Necip Türk’ medyasının başından eksik etmesin…

Neyse… İşimize bakalım…

Herkesin birbirini ‘kopya’ ettiği bir dönem yaşıyoruz ‘Tv’lerimizde…

Her kanalımızın bir ‘sağlık’ programı var. Maşallah! Neden bu kadar meraklıyız acaba sizce bu sağlık işlerine? Söyleyelim; tamamen tıp dünyasına ve halka hizmet amaçlı; diğer bir ifadeyle cüzdana yönelik ‘duygusal’ ilişkiler… Ver parayı çık ekrana anlat anlatabildiğin kadar… Alan memnun satan memnun… Üstüne üstelik bir de her kanalda Tarım Bakanlığı ruhsatlı ürünler boy gösteriyor ki değmeyin ballı paranın keyfine… Sağlıklı mı sağlıksız mı kimsenin umurunda değil… Şükür, RTÜK’ümüz var… Var ki ekranlarımızın namusu kurtuluyor… ! Yoksa ‘Muhteşem Yüzyıl’ tüm soyumuzu sopumuzu ayaklar altına almış, yurtdışına çıkamaz hale gelmiştik… Ayar vermek bu diziye bence az… Sultanahmet Meydanı ne güne duruyor… Asacaksın bir ikisini bakın bakalım bir daha böyle bir dizi yapabilecekler mi ?
İşin kolayını bilen bilir… Ver cinselliği ekrana al reytingi bu kadar basit… Ha bu arada, ‘Muhteşem Yüzyıl’ın televizyonculuk tekniği açısından önemli bir yapıt olduğunu söylemek lazım. Bu anlamda önemli bir yapım…

Neyse, kanallarımıza dönelim…

İşe haber kanallarından başlayalım…

TRT Haber… Bir kan değişikliği olduğu rengine renk geldiği bir gerçek. Hülya Hökenek’in sunduğu “45 Dakika”ya ayrı bir pencere açıyorum. Hülya hanımın ekrandaki mimik ve tavırlarına bir bakın. Ne gözü duruyor, ne de eli. İnsan izlerken yoruluyor. ‘Eyvah Eyvah 1’ (2’sini bir sonraki yazıya bırakıyorum.) Çok bilmiş tavırlar ve her konu başlığı sonunda mesaj verme kaygısı… Bu hanım kızımıza ve onu oraya oturtanlara yayın bantlarını evde de izlemelerini salık veririz. Devam edelim…

Kadir Çöpdemir’in ‘Söz Millette’si baydı ki ne baydı! Baymasa NTV bırakır mıydı? Belli ki Çöpdemir, ‘Bal Tutan Parmağını’ misali bir dönemi yaşıyor, yaşasın. Uzatmayalım iyi şeyler de var ekranda… Rıdvan Memi’nin “Kozmik Odası”, “Memleket İsterim-Aydın Gözüyle Türkiye” (Sırrı Süreyya Önder, Mario Levi, Mustafa Karaalioğlu bölümleri harikaydı). Ayrıca Merkez Haber de dikkat çekiyor… Merkez Haberi sahadan gelme alnın teriyle haketmiş bir meslektaşımız sunuyor. Unutmadan ‘Anadolu’da Zaman’ı da beğenerek izleyenlerden biriyim… Genel anlamda doğru işler yapılıyor TRT Haber’de…

TRT Haber varken TRT Türk’ü artık yazmayayım, satırlarıma yazık olur. TRT Türk’ün hangi amaca hizmet ettiğini bilen varsa beri gelsin. Dünyaya, Türkiye’yi ‘Türkçe’ anlatma sevdalısı bu kanal sanırım TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in yaptığı bunca atılıma yakışmayan tek kanal… Kanalın başına hangi kontenjandan oturtulduğunu bilmeyenin kalmadığı Ümit Sezgin’in ne büyük bir deha olduğunu TRT Türk sayesinde öğrendik!!! Her şeyden anlıyor; spor deseniz o yorumluyor, tarih deseniz o konuşuyor, siyaset derseniz onu da ‘Ümit Abi’ yapıyor. Yetişemediklerine de eskiden çalıştığı NTV’deki dostlarını koşturtuyor.

NTV… Haber kanallarının öncülüğünü yapan NTV oturmuş yapısı içinde yuvarlanıp gidiyor… Zaman zaman habercilik reflekslerinden uzaklaşsa da yine lider olma özelliğini açık ara önde götürüyor… Fazla söze gerek yok grup bünyesindeki NTV Spor ise çok iyi gidiyor kutlarız…

CNN Türk... Ne yazık ki toplumu kucaklayamayan yayın çizgisi ile kendi kendilerine kapalı devre yayın yapan bir kanal izleniminde… Snop yapısı içinde izlenmeyen bu kanal Doğan Grubu için sanırız büyük bir hayal kırıklığı… Reytinglerde zaten ortada… Kanala hareketlilik getirmesi beklenen Yavuz Oğhan ise mevcut hantal yapının içinde yok olup gitti… Yazık…


Haber Türk; Yiğit Bulut’un ‘taraf’ olma faktörünü saymaz isek kanal genel anlamda iyi gidiyor… Kanal habercilik refleksleri haricinde tartışma programları ile öne çıkıyor… Uzun vadede işleri kolay değil… Bu kanalda tek sorun, Yiğit kardeşimizin yiğitliğe sığdırılamayacak üslupla kanal çalışanlarına zaman zaman iş hukukunu zorlayarak davranması, yakışıksız üslupla hitap etmesi.

24… AK Parti’ye yakınlığı ile bilinen bu kanalımız ne yazık ki ağzınla kuş tutsa olmaz. Yayın politikası belli. Objektif bir yapısı söz konusu değil. Taraf… Hem de ne taraf! Tek dertleri Başbakan Erdoğan’ın günlük programını ekrana yansıtmak ve fırsatını bulup bol bol muhaliflerini aşağılama düzeyinde Tİ’ye almak. Durum böyle olunca da haberciliğinden söz etmek çok iyimser olur. İzlenmeye değer bulduğum iki yapımı var; Ali Bayramoğlu’nun ‘Demokrasi Arşivi’ ve Yaşar Taşkın Koç’un ‘Keşke Olmasaydı’… Gerçi Ali Bayramoğlu’nun ‘Demokrasi Arşivi’ kaldırılmış, onu da yeni duydum.

TGRT Haber… Mehmet Soysal’dan sonra kanalda bir hareketlilik olur mu , bir canlılık gelir mi diye beklediysem de bu beklentim boş çıktı… Ölü toprağı serpilmiş bir izlenim uyandıran bu kanal ne yazık ki zor canlanır…

Samanyolu Haber; Bu kanalımız da belli ölçülerde evrenselliği yakalıyor. Kendi dünya görüşleri çerçevesinde derli toplu bir izlenim veriyor…

Sky Türk; yokluk içinde yayın yapmaya çalışan emekçilerin kanalı. Yorum yapmak haksızlık olur. Alkışlar diyorum…

Kanal B; patronlarının cezaevinde olduğu bu kanal için şu ortamda yorum yapmak Keskin Kalem’e yakışmaz… Rekabet eşit şartlarda olur ise bir anlamı olur diyor ve Majör kanallarımıza uzanıyorum…

***
TRT 1… Bu ilk gözağrımız ne yazık ki ‘yokları’ oynuyor… Mevzuyu şöyle yorumlamaya çalışsam sanırım TRT 1’in durumunu daha iyi anlayacaksınız… TRT1’de aklınızda kalan bir yapım var mı ? Ya da izleyemedim ‘eyvah’ dediğiniz bir programdan bahsedebilirmiyiz ? Tematik kanal atağından olsa gerek İbrahim Şahin’in gözü TRT 1’i pek görmüyor… Yazık oluyor bu ilk gözağrımıza..!

Kanal D… Ha satıldı ha satılacak psikolojisi içindeki Kanal D, 2010’u da zirvede kapattı… Ne söylesek boş… Tebrikler…

ATV;Yaz-boz tahtasına dönen ATV için tehlike çanları çalıyor… ATV koridorlarında Çalık’ın adamları ve Serhat Albayrak’ın adamları olmak üzere 2 grup mevcut. Her iki grupta kanalı ele geçirmenin hesapları içinde. Ve her iki grupta kendi yakınlarına iş yaptırmak için birbirlerini yiyor. ATV Haber ile grubun yeni kuracağı Haber Kanalı arasında yetki ve güç kavgası var ki Aktaş-Er savaşları kaçınılmaz… Şimdi gelelim kanalın lokomotifi olan Kurtlar Vadisi’ne… Dizi yapımcıları baktılar ki reytingler ‘derin devlet’ konuları ile düştü, hemen yeni bir ‘İskender’ yarattılar… Kan gövdeyi götürdü reytingler dize geldi ama mantık hataları devam ediyor… (daha önceki yazımda detaylı olarak anlattım)Yeni bölümde ‘Çakır Ailesi’ geri döndü… Sefa geldi hoş geldi tamam da bu çocuklar 6 yılda nasıl 15 yaş büyüdüler..? Çakır’ın oğlunu ‘gübreye mi’ bastılar noldu..?

Neyse! Biz işimize bakalım…

Star Tv… Her ne kadar kardeş kanaldan dizi yardımı alsa da bir türlü istenilen başarıyı yakalayamadı. Son yılların Doğan medyası tarafında pofpoflanan genel müdürü İrfan Şahin’in de ‘dahiyane’ yetenekleri kanalı kurtarmaya yetmiyor. Neden mi? Kendisinden başkasının sivrilmesine tahammül edemeyen Şahin’nin, atama yaptığı müdürlüklere iyi bakması ve iyi tahlilde bulunması lazım. Genel müdürlük payesi verdiği elamanların geçmişleri ‘ortadayken’ başarı beklemesi büyük yanlış. Umarız kanal satılır da yeni sahipleri bu yanlıştan döner. Ayrıca Uğur Dündar gibi Dünya televizyonculuğunun nadide isimlerinden birine de değinmem lazım; n’oldu da muhalif ve acımasız üslup artık haber bülteninde yok? Ayar mayar dememek lazım ama Uğur Abimize de sormak lazım? Ah tabi bir de şu ATV, Kanal D, Show ve Star’ın ana haberlerinin ne zaman başlayıp biteceğini bilebilsek! Seyirciyi kandırarak reyting listelerinde birinci veya ikinci olabilme saçmalığından ben yoruldum onlar yorulmadı.


FOX TV… Dizi ‘Deneme Tahtası’ haline gelen bir başka kanal daha… ‘Bez Bebek’ ile anılan kanal sanırız artık ‘Su Gibi’ kanalı olarak anılacak. Fox Tv’de tek övüç kaynağı sanırız dökülen onca paradan sonra Aralık ayında Star’ı geçmiş olmak.


Tv 8… Fulya’daki binasından Ayazağa’ya taşınan TV 8’de huzursuzluk had safhada. Tek icraatları internet medyası üzerinden kendilerini ‘pohpohlamak’. Kanal içinden gelen duyumlar işlerin iyi gitmediği yönünde. Sözde, Ortadoğu’nun en büyük LED ekranı ve büyük stüdyoları onlardaymış!!! Oy anam oy, bu ne yaman çelişki. El-Cezire yayınlarını izlesinler anlayacaklar ‘Anyayı da Konyayı da’.!

TV 8 ekranlarında Okan Bayülgen’in izlerini taşıyan yapımlar boy gösterse de sanırız değişim için bunlar yeterli değil. Genel Müdür Abiş beyin, otel yöneticiliği ile yayıncılığını karıştırdığı bir gerçek. Akıl hocaları ‘Kralım Sen Çok Yaşa’ diyerek Abiş beyi yanlış yönlendiriyor… Bi de Bahar Feyzan’a ayrı bir pencere açmak istiyorum… Sert yüz ifadesi ile ‘ben bilirim’ ifadesi ne yazık ki kendisini itici kılıyor… Ekranda promterda editörlerinin yazdığı notlar olmasa kem küm demekten öte gidemeyen Bahar hanım yaptığı işi ciddiye almalı ve gazetelerin magazin sayfaları kadar köşe yazarlarını da okumalı..


KanalTürk... Bu güzide kanalımız da kendisini internet medyası üzerinden “pof poflayan” bir başka kanalımız. Ters Açı’yla ekran başındakileri ayrıştıran kin ve nefret tohumları eken bir yayıncılık anlayışını bize enjekte etmekte. Her hafta çıkan kavgayı büyük bir övünçle servis etmek kanallarımızın ve Kanaltürk’ün genel anlayışı oldu… Kanalın elle tutulan yapımları ise sabah kuşağındaki 2.Sayfa, Telegol ve Son Kale. Gerisi ise yalan…


Ben yoruldum devamı “ Yakında” diyelim… Sağlıcakla kalın… Radarlarınızın ayarı ile de oynamayın…

KESKİN KALEM