EKRANLARDAN EDEBİYAT DÜNYASINA! HANGİ TELEVİZYONCU ROMAN YAZDI?
Son olarak TVNET'te Müzik Terapi programını hazırlayıp sunan Aysun Saygı Köknar'ın 4 yıldır üzerinde çalıştığı ilk romanı okuyucularla buluştu.
Yaşama ve ölüme karşı hiç bitmeyen bir ilgi ve öğrenme arzusuyla
dolu olan yazar Aysun Saygı Köknar’ın romanı Beni Karınca
Kadar Seviyorsan Alfa Yayınları’ndan çıktı.
Yaşanmış ve yaşanacak büyük aşklara adanan bir ilk roman özelliğini
taşıyan kitap anlatımı ve kurgusuyla usta elinden çıkmış adeta.
Yazarın farklı dili sizi kuşatırken duygu atmosferinde el feneriniz
olacak bu roman.
Beni Karınca Kadar Seviyorsan/Aysun Saygı Köknar/Alfa
Yayınları/Roman
Ölüm’ün yazdırdığı bir roman bu. Büyük
bir yitimden söz ediyorum. Basit ifadeyle, ‘çok sevdiği annesi’nin
ölümünden sonra yaşamının yarısını toprağa gömmüş bir kahraman var
karşımızda. Ölümün yarattığı travma ve o travmadan kurtulmak
çabası! Yazmak belki de bütün irini akıtmak için kâfi. Sepia bir
hatırayla açılıyor perde, sonra yaşanıyor hayat tüm gerçekliğiyle.
Yaşanan ölüm ve sonrası... Aysun Saygı Köknar’ın romanı ‘Beni
Karınca Kadar Seviyorsan’ ölüm kadar ‘sevgi’nin ve ‘mutlu olmanın’
romanı.
Çağlayan Çevik-Hürriyet Keyif eki
ARKA KAPAK
Bir ay boyunca hiç güneş açmasa da,
hak ettiğin zammı bir türlü kapamasan da, dostların doğum gününü
unutmuş gitmiş duruma bak yavu, sabahları giyecek hiçbir şey
bulamasan da, kırdığın potlardan buradan aya yol olsa, sesin duşta
bile kargaları kıskandırsa, okunması gereken kitapların hiç biri
okunmamış be kanka, teknolojiyle aran hâlâ nane limonsa, bazen en
usturupsuz zamanda kahkahaların, vahhh ipini tutana, bu sabah
burnunun ucunda bir sivilceyle günü aysan mesela, kainatı yutacak
tükenmişlik sendromunun faturası senin elinde patlasa ya da dün
gece sevgilinle aranda bir kez daha şutu çeksen-yesen gol olsa,
kendini özel hissetmek için bir tek sebebin dahi yoksa,………DUR! Bir
nefes al. Orada bir yerlerde seni hep seven hep seven hep hep seven
bir ANNEN VAR!
YETMEZ Mİ?
Benim yoktu.
…
Kafamı kaldırıp kiremitlere çıkmak için kullanılan küçük camın tam
kapanmayan aralığından sızan miss gibi temiz havayı kokladım.
Gökyüzüne baktım. Mavi beyaz ve nazlı bulutlara. Kaybolduğum
karanlığımda oturup uçsuz bucaksız ummanlara, çöllere, güneşe, aya,
deli boran hayal kırıklıklarıma baktım. O gün mağrur bakışlı bir
kartal gönül bağımı saran ayrık otlarını haber etti annem! Söküp
atmaya çalıştıkça daha çok çoğaldığını.... Kararlı, sırnaşık ve
arsızlığını anlattı… Kendi cumhuriyetini kurup berikine yaşama
şansı tanımadan, biteviye çoğalan ayrık otlarımla tanıştım ilk kez.
Gönlüme ektiğim gülümün, sümbülümün, çitlembiklerimin, neşeli ıtır
çiçeklerimin dibini sarmış. Onları günden güne boğarken
fesleğenlerin adını bile andırmazmış…
Kalk da gör halimi…