Ekran Kedisi yaraya parmak bastı: Neden format üretemiyoruz?
"Kore"den dizi uyarlamaktan ve o dizileri yurtdışına satmaktan öte birşey yapmayan yöneticilere Ekran Kedisi'nden tavsiyeler var....
Bu günlerde televizyon sektörü Cannes’da buluşmuş durumda. Bunun sebebi ise her yıl iki kere düzenlenen dünyanın en büyük format fuarı olan MIPCOM. Her yıl Ekim ve Nisan ayında düzenlenen bu fuarda televizyon sektörünün önde gelen format firmaları yeni ürünlerini burada yapımcılara ve televizyon sektörüne sergilerler.
Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi televizyon formatları dünya üzerinde çok büyük bir pazara sahip. Öyle ki bu alanda Hollanda ve İsrail başı çeken ülkeler. Format üretim sektörü bu ülkelerin önemli ihracat kalemlerinden biri. Tabii böyle bir fuara bizim sektör temsilcileri ve kanallarımız da tam kadro katılıyor.
Bizim şu anda yapabildiğimiz ise “Kore”den uyarladığımız dizileri orta dünya ülkelerine satmamızdan öteye geçemiyor ne yazık ki! Orta dünya ülkesi dediğim için bana kızacaklar ama maalesef öyle. Bizimkilerin fuara katılmalarının amacı beleş geziden öteye geçemiyor maalesef.
Peki ama neden kendi formatlarımızı üretemiyoruz? Hemen burada bir konuyu da belirteyim ki haksızlık olmasın. Ülkemizin ilk formatı Murat Üçkardeşler'in yaptığı Gelinim Olur musun ve Bana Her Şey Yakışır gibi birkaç tane formatımız var. Ama Hollanda ve İsrail gibi neden biz de format üreten bir ülke olamıyoruz?
Bunun nedenini şöyle açıklayayım. Format üretmek demek, tamamen uzmanlık ve serbestlik isteyen bir olaydır. Öncelikle format üretmek için belli bir televizyonculuk ve format bilgisine sahip olmak gerekmektedir. Böyle insanlar ülkemizde var mı? Evet çok az da olsa var.
Peki başka ne gerek derseniz, bu insanların serbest olması gerek. Çünkü format üretmek bir akıl işidir. Yani uzun zaman bu konuda kafa yormak ve bunu anlayabilecek yönetici gerektirir. Biz de ise yapım firmaları sabah 9 akşam 6 memur zihniyeti ile çalıştığı için burada tıkanıyoruz.
Biraz daha açıklamak gerekirse şöyle anlatabiliriz. Öncelikle siz bir kişiyi format üretmesi için işe alacaksınız ona zaman kısıtlaması ve yer kısıtlaması koyamazsınız. Yani sabah gel, akşam git, bugün kaç format ürettin diyemezsiniz. Hatta ona işyerine gel bile diyemezsiniz. Onu ve yaratıcılığını tamamen serbest bırakmalısınız. Hollanda ve İsrail’de bu iş böyle yapılıyor. Format üreten kişilere kimse bugün yada bu ay ne ürettin diye sormuyor. O kişi bir yıl içerisinde sadece bir format üretse bile o firmaya yıllarca para kazandıracak bir iş yapmış olur çünkü.
Bugün en kötü format lisans ücreti hariç bölüm başı 1000 euro para kazandırır ( ortalama ). Bunu 10 ülkeye sattığınızı ve haftalık bir program olduğunu düşünürseniz haftada 10 bin Euro para eder. Hele bir de bunun dünyada ses getiren bir format olduğunu düşünürseniz bu kazanç 10 katı artar. Yani önemli olan formatı yapmak değil onu üreten olmaktır.
Umarım biz de bir gün format işinin bir yaratıcılık olduğunu ve bunu yapan kişilerin de bu şekilde çalıştırılması gerektiğini anlarız.
[email protected]
Twitter : @ekran_kedisi