08 Şub 2010 11:34 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 14:04

EKRAN ESARETİNE HAYIR!..EVİNDEN TELEVİZYONU ATAN HABER MÜDÜRÜ KİM?

Biri siyasetçi diğeri gazeteci... İkisinin de evinde televizyonu yasaklı... Kimler mi?

Star yazarı Şamil Tayyar "Ekran esaretine hayır" başlıklı yazısında Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu'nun "Akşam yarım saat televizyonu kapatıp Kuran okuyun" dedi diye "deli" ilan edildiğini belirtti.


İşte Tayyar'ın o köşe yazısı ve işte evinden televizyonu atan haber müdürü...


Gerçi, darbecilerin "baş tacı" edildiği yerde "delilik" yaftası onur ödülüdür, Bardakoğlu´nun incinmesine hiç gerek yoktur.


Hele lafı neresinden anladığı belli olmayan senarist ve aktörlerin "Televizyona karşı çıkmak matbaaya karşı çıkmakla aynıdır" türünden demeçleri ise nasıl bir kokuşmuşluğa dücar olduğumuzun resmidir.


Halkın önemli kısmının televizyon esaretinde yaşadığı bir ülkede "yarım saat" mola istemenin, "delilik" olarak adlandırılması, sadece bize özgü olsa gerek.


Kuran okumak istemeyenler, İncil okusun, Tevrat okusun, başka kitaplar okusun, operaya gitsin, eşine veya çocuğuna zaman ayırsın, spor yapsın, ne yaparsa yapsın. Yeter ki, o sihirli kutunun esaretinden yarım saatliğine kurtulsun.


Radikalleri de var. Bakın Ufuk Uras televizyonu evine hiç sokmuyor. Habertürk´ün Ankara Haber Müdürü Ahmet Dirican, eşine ve çocuklarına daha çok zaman ayırmak için evindeki televizyonları söküp attı. Gıptayla izledim ama onun kadar iradeli çıkamadım.


Farklı bir yol izliyorum. Ekran başında Kurtlar Vadisi gibi 3-4 saat süren dizilere saplanıp kalmıyorum.


Elbette, özgür bir ülkede kimin neyi, ne kadar izlediğine kimse müdahale edemez. Ancak toplumsal hastalıkların teşhisi ve tedavisine ilişkin önerilere de "delilik" diye bakamazsınız. Hepimiz o topluluğun birer parçasıyız.


Bugün birçok ülkede internet bağımlıları, tıpkı uyuşturucu bağımlıları gibi tedavi görüyor. Çünkü, esarete dönüşmüş internet kullanımı düşünceyi yok ediyor ve toplumu için için kemiriyor. Türkiye´de televizyon kullanımı da benzer bir tehlike içeriyor.


Ne var ki, demokratik rejime darbeyi savunmak in, ekran esaretine darbeyi önermek out. Birine Onur Ödülü vermek istiyorlar, diğerine "deli" diyorlar.


Burası Türkiye...