EK GELİR İÇİN AJANSA KAYDOLDU,YILDIZ OLDU!..İŞTE KAVAK YELLERİ'NİN ASLI'SI!..
Eskişehir Anadolu Üniversitesi Turizm İşletmeciliği´ni bitirdikten sonra çalışmak için tek başına ailesiyle yaşadığı Ankara´dan İstanbul´a gelen Pelin Karahan, hiç beklemediği bir anda kendisini kamera karşısında bulduğunu söyledi.
İstanbul'a geldikten sonra zor günler geçiren ve ek gelir olsun diye bir ajansa kayıt yaptıran Karahan, oynadığı birkaç reklam filminden sonra Kanal D'nin dizisi "Kavak Yelleri"nde Aslı rolüyle kamera karşısına geçti.
"Kavak Yelleri" dizisiyle bir anda ortaya çıktınız. Pelin Karahan kimdir, bir anda nasıl televizyonda belirdi?
24 yaşındayım Ankara doğumluyum. Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nde turizm işletmeciliği okudum. Üniversite bittikten sonra turizm veya reklamcılık üzerine çalışmak için İstanbul'a geldim. Oyunculuk hiç ama hiç aklımda yoktu. Hatta öyle bir kabiliyetim de yoktu. Ama İstanbul'a gelmemle birlikte hayatım tamamen değişti. İki yıldır hiç aklımda olmayan bir işi oyunculuğu yapıyorum.
Ankara'dan İstanbul'a tek başına geldiniz. Bu sizin için zor olmadı mı?
Evet tek başıma geldim ve bir tanıdığımızın yanında kalmaya başladım. Öyle enteresan bir durum yaşadım ki, İstanbul'a geldiğim gün iş buldum ve özel bir şirkette asistanlık yapmaya başladım. İstanbul'da geçinmenin zor olduğunu gördüm. Bana verilen ücret çok azdı, yanımda yeterli kıyafetim yoktu. "Ne yapacağım ben burada" diye çok ağladığım zamanlar oldu. Sonra bana ek gelir getirsin diye ajansa kayıt oldum ve ardından reklam filmlerinde oynamaya başladım.
Ajansa girme fikri nereden çıktı?
Yakınlarım "Pelin yüzün çok güzel. Bir ajansa yazıl en azından reklam filminde oynarsın" diyordu. Ama ben bunu hiç istemiyordum. Ancak İstanbul'daki zor hayat şartları karşısında mecbur kalıp ajansa yazıldım. İlk reklam filmimi Çağan Irmak çekti. Onunla başlamak büyük şans.
"Oyunculukta yeteneğim yoktu" diyen biri olarak "Kavak Yelleri" dizisinde yer almanız nasıl oldu?
Ajanstan aradılar ve görüşmeye gitmemi söylediler. Görüşmeye gittim. "Müzikle uğraşıyor musun?", "Spor yapıyor musun?", "Bir müzik aleti çalabiliyor musun?", "Okullu musun?" gibi bir sürü soru sordular. Ben her soruya "hayır" diyordum. Orada bir sürü insan vardı ve aralarında çok güzel fiziğe sahip mankenler de vardı. Onlara baktığımda şansımın sıfır olduğunu düşündüm. Hem tecrübesiz, hem kabiliyetsizdim, hem de kısa boyluydum. Bazı sahneleri oynattılar. Sonunda beni ciddiye aldıklarını gördüm, ben de çabaladım ve rolü aldım.
Bu işle uzaktan yakından alakası olmayan biri olarak ilk projede başrol oynamak sizi korkutmadı mı?
Yeni bir işte bir başrol almıştım bu durum hiç beklemediğim bir şeydi. Aslına bakarsanız hiçbir şey bilmeden gözü kapalı girdim bu işe.
İstanbul'a sizi turizm üzerine çalışmaya gönderen aileniz, bu kararınız karşısında ne tepki gösterdi?
Ailemden kimse karşı çıkmadı, tam tersi beni cesaretlendirdiler. İki yıl yalnız İstanbul'da yaşadım ama şimdi yanıma geldiler. İstanbul'a yeni alışmaya başlayan biri olarak dizinin Urla'da çekilmesi değişik bir durumdu. Tanımadığım 60 kişilik bir ekiple başka bir kente gittim. Ama ekiple kısa sürede çok yakınlaştık. İlk başladığımızda yönetmenimiz Kerem Çakıroğlu'ydu. Benim üzerimde çok emeği vardır. Çok sabretti ve çok şey öğretti.
Bu rolü almanda güzelliğinin ne kadar etkisi olduğunu düşünüyorsun?
Kendimi sevimli ve güzel bulurum ama öyle çekici, kadınsı bir havam yoktur. Sempatik olmak daha önemli.
Kurallarınız var mıdır? Sinema filmlerinde öpüşme sahneleri gibi?
Bizim dizimizde de öpüşme sahneleri var ama her yerde bir sınır olmalı. Sinema filminde bu durum biraz daha ileri gidebilir, ama çok genişletemem. Belki o kadar profesyonel değilim. Benim sınırlarım var ve hep olacak.
Dizide eski sevgilin Deniz'in en yakın arkadaşı Efe ile aşk yaşamaya başladınız. Nasıl tepkiler alıyorsunuz bu durum karşısında?
&n