06 Kas 2013 12:20 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:44

"EHH, BU DA YAŞAM TARZINA MÜDAHALE DEĞİLSE, HİÇBİR ŞEY DEĞİLDİR"

Erdoğan'ın öğrenci evlerine dönük açıklamalarına hükümete yakın liberal kalemlerden de itirazlar yükseldi...

Başbakan Erdoğan'ın öğrenci evlerine "ahlak denetimi" öngören çıkışının yankıları hükümete yakın bazı isimleri de sarsmış gözüküyor. Bugün gazetesi yazarı Gülay Göktürk Erdoğan'ın açıklamalarını yorumladığı yazısında "Ehh, bu da yaşam tarzına müdahale değilse, hiçbir şey değildir Sayın Başbakanım..." dedi.

Öğrenci evlerine dönük yapılması planlanan denetimin 11 yıllık AKP iktidarı boyunca yaşam tarzına yapılan en açık müdahale olduğunu vurgulayan Gülay Göktürk "sonuçları ağır olacak büyük bir hatadır; devletin resmen ahlak bekçiliğine soyunmasıdır." dedi.

İşte Göktürk'ün yazısındaki ilgili bölüm:

Muhafazakârlığınız nerede söker?

Erdoğan bütün argümanını muhafazakâr bir iktidar olmalarına dayandırıyor; "Muhafazakâr bir iktidar olarak, anne babalardan gelen feryatları duymazdan gelemezdik" diyor.

Oysa iktidarın muhafazakârlığının bir sınırı vardır. O sınır da sizin yönettiğiniz yurtların bittiği yerde biter. Bugün dünyanın her yerindeki üniversitelerde bu konuda farklı uygulamalar var. Kimi yerlerde kız ve erkek öğrencilerin ayrı bloklarda kalması kuralı uygulanırken, daha liberal bazı üniversitelerde kız ve erkek öğrenciler aynı binanın farklı odalarını ya da katlarını paylaşabiliyor.

Dolayısıyla, muhafazakâr bir iktidar olarak AK Parti'nin bu konuya da muhafazakârca yaklaşmasını ve devletin denetiminde olan yurtlarda kız ve erkek öğrenci yurtlarını karıştırmamasını normal karşılayabiliriz.

Ama iş özel yurtlara, hele hele evlere gelince, işte bu alan iktidarların muhafazakârlığının sökmediği alandır.

Anneler babalar isyan ediyor; hükümeti göreve çağırıyormuş...

O zaman söyleyin o anne babalara, gidip kendileri baksın çocukları ne yapıyor, nerede kalıyor, nasıl bir hayat yaşıyor diye... "Bu iş bizim işimiz değil, sahip çıkabiliyorsan sen sahip çık çocuğuna, lafını geçirebiliyorsan sen ikna et, bizi bu işe karıştırma" deyin.

Komşular rahatsız oluyor, halkın çoğunluğu da zaten aynı evde kalınmasını tasvip etmiyormuş!

Peki siz herkesin yaşam tarzının güvencesi değil miydiniz? Hemen kollarınızı sıvayıp müdahaleye girişeceğinize, neden rahatsız olan o komşulara "Ben karışamam, onlar reşit bireyler, istedikleri gibi yaşarlar" demiyorsunuz?

Bitirirken durumu şöyle özetleyebilirim:

Erdoğan'ın bu konuda aldığı tutum 11 yıllık AK Parti iktidarı boyunca yaşam tarzına yapılan en açık müdahaledir; sonuçları ağır olacak büyük bir hatadır; devletin resmen ahlak bekçiliğine soyunmasıdır. Bunca yıldır verilmeye çalışılan "Her türlü yaşam tarzının güvencesi olacağız" garantisine vurulmuş ağır bir darbedir ve ne yazık ki bundan sonra geri adım atılsa bile etkileri kalıcı olacaktır.