Economist’e göre Erdoğan ‘kibirli bir otoriter’: Davutoğlu’nun gönderilmesi acımasızlıktı
Britanya’nın önde gelen dergilerinden Economist, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun ‘ipini çekmesi’ni ‘acımasız’ diye niteledi.
BBC Türkçe’nin Economist’ten aktardığı haberde öne çıkan noktalar
özetle şöyle: “Anlaşmanın uygulamaya girmesinin ardından Avrupa’ya
ulaşan göçmen sayısı düştü. Ancak anlaşma giderek daha da bulanık
bir hale bürünüyor. Anlaşma Avrupa Birliği’nin itibarını ve Türkiye
ile ilişkilerini sarsma riskini taşıyor.”
“Mart ayında anlaşmanın yapılmasından bu yana Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan eskisinden daha da açık ve kibirli bir şekilde
otoriterleşti. Sanki karşılığında bir yaptırıma maruz kalmadan AB
normlarının üzerinden geçebileceğini göstermek ister gibiydi.”
“DAVUTOĞLU’NUN GÖNDERİLMESİ ACIMASIZDI”
“22 Mayıs’ta göçmen anlaşmasının mimarlarından Ahmet Davutoğlu,
Başbakanlık görevini Erdoğan’a sadık Binali Yıldırım’a devretti.
Davutoğlu’nun gönderilmesi acımasız olduğu kadar olaysızdı da.”
“Davutoğlu’nun görevden ayrılışının gerekçesiyle ilgili bir iki
muğlak parti birliği açıklamasının dışında Adalet ve Kalkınma
Partisi’nden bir izahat yapılmadı.”
“Binali Yıldırım ise Erdoğan’ı icracı Cumhurbaşkanı yapacak süreci
işleteceği sözünü verdi. Bu değişimden sadece iki gün önceyse
Meclis’te dosyası bulunan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının
kaldırılması kabul edildi.”
“Böylece Halkların Demokratik Partisi’nin Meclis’teki 59 vekilinden
terörle mücadele yasasını ihlalle suçlanan 50 vekil için yargı yolu
açıldı.”
“Erdoğan HDP’lileri PKK’nın propagandasını yapmakla suçluyor.
HDP’liler ise iddiaları reddediyor.”
MEDYAYA BASKI ARTTI
“Erdoğan’ın medya üzerindeki basıkısı da hissedilir biçimde artmış
durumda. Mayıs ayında çıkan bir rapora göre sadece yılın ilk 4
ayında 900’e yakın gazeteci işini kaybetti, 33’ü ise gözaltına
alındı.”
“Erdoğan’ın 2014’te Cumhurbaşkanlığı görevine gelmesinden bu yana
savcılar 1800’den fazla ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ davası açmış
durumda. Erdoğan’ın kolu Türkiye sınırları dışına da uzanıyor.
Nisan ayında Alman yasalarındaki açıkları fırsat bilerek yabancı
bir devlet liderine hakaretten komedyen Jan Böhmermann’ın
yargılanması sürecini başlattı.”
“Tüm bu gelişmeler Brüksel’deki yetkilileri korkutmuş durumda. 23
Mayıs’ta Almanya Başbakanı Angela Merkel, Mart ayında (gerçeklikten
uzak biçimde) üzerinde uzlaşılan vize serbestisinin yürürlüğe
girmesi için Türkiye’nin tüm şartları yerine getirmesi gerektiğini
söyledi.”
O YASA ÇOK TARTIŞILIYOR
“Türkiye’nin hâlâ AB’nin öne sürdüğü 72 koşuldan 7’sini yerine
getirmesi gerekiyor. Bu şartların bazıları biyometrik pasaportlar,
yolsuzlukla mücadele, iade taleplerinde işbirliğinin artırılması.
Ama en çok tartışılan şart, gazetecileri, akademisyenleri ve
siyasileri hedef almak için kullanılan terörle mücadele yasasının
kapsamının daraltılması.”
“Avrupa Konseyi Türkiye’ye verilebilecek vize serbestisini
siyaseten daha sindirilebilir hale getirmek için bir takım yeni
kurallar üzerinde çalışıyor. Eğer talep edilen şartlarda geriye
gidiş gözlenirse Türk vatandaşlarına tanınacak olan vize
muafiyetinin 6 aylığına askıya alınması ya da tamamen kaldırılması
gündeme gelebilecek.
“Ancak tüm bu çabalar anlaşmayı daha da gülünç hale getiriyor.”
ANLAŞMA ERDOĞAN’A KOZ VERİYOR
“Brüksel merkezli Carnegie Europe araştırma kuruluşundan AB’nin
eski Türkiye Büyükelçisi Marc Pierini, hatanın başta yapıldığını ve
vize muafiyeti, göç sorunu ve üyelik süreci gibi birbirinden çok
farklı konuların aynı anlaşma metnine konduğunu söylüyor.”
“Türkiye uzun yıllardır vize muafiyetini kovalıyor. Bunun için de
göç krizinde Avrupa’nın kirli işlerini yapmayı göze alıyor. Ancak
bu anlaşma aynı zamanda Erdoğan’ın eline de koz veriyor: Eğer vize
muafiyeti tanınmazsa, mültecilerin yeniden Avrupa’ya akınının önünü
açabilir.”
AB STANDARTLARINI AŞAĞI ÇEKİYOR
“En kötüsüyse AB anlaşmayı ayakta tutabilmek adına kendi
standartlarını aşağı çekiyor. Mart ayında el konulan muhalif Zaman
gazetesine ne olduğunu soran pek yok. PKK operasyonlarında yerleşim
yerlerinin topçu ateşine tutulması gibi konularsa sadece çekingen
bir dille ifade ediliyor.”
“Eğer Türkiye terörle mücadele yasalarında makyaj vari küçük
düzenlemeler yaptıktan sonra vize muafiyeti verilirse AB’nin konumu
daha da zayıflayacak. Avrupa Parlamentosu’nun Hollandalı üyesi
Marietje Schaake, Brüksel’de pek çok kişinin bu kadar çok taviz
verilmesinden dolayı rahatsızlık içinde olduğunu söylüyor ve ‘Eğer
sana gerçekten çok ihtiyacımız olursa, oturup her konuyu
konuşabiliriz’ mesajının verildiğini ifade ediyor.”
“Ancak AB açısından ufukta daha iyi bir çözüm seçeneği de
görünmüyor.”