Şafak bunu beni yalnızlaştırıp, sadece ona kalma isteğinden dolayı yapmıştı. Yani onunla barışmam için görüntüleri araç olarak kullandı. Bu görüntüler basına sızınca da barıştık. Şafak amacına ulaşmıştı. Hem yalnız kaldım hem işimden ayrılmak zorunda kaldım. Görüntülerin çıktığı gün barıştık ve beni Bodrum'a götürdü.
Normalde eşinizin toplantılarına hep gittiğini söylediniz. O gece neden yanında değildiniz?
Fikret Orman'ı sevmediğim için gitmedim. Fikret Orman kendine ait düşünceleri, Şafak'a dayatıp, ona söyletiyordu. Buna çok şahit olduğum için onu sevmiyordum. O günkü toplantıyı da Fikret Orman istemiş. Bundan dolayı da gitmedim. Eğer gitseydim yanımda Eymen de olurdu. Benim için çok daha büyük bir felaket olurdu. O gün Şafak'la gece 12.00'de konuştuk. Sesi çok mutluydu, "Aşkım geliyorum, geliyorum bitanem" dedi ama gece yarım oldu gelmedi.
Ben de sinirlendim. Israrla onu görüntülü aramaya başladım. O sırada katillerle masada oturuyormuş. Gece 12.35'te de vurulmuş. Olaydan kısa bir süre sonra da şoförü aradı ve "Yenge biz vurulduk" dedi. Sonrasında ölüm haberini aldım. Öldü dedikleri anda yıkıldım. Onun son halini görmedim, görmek istemedim. Hastaneye gittiğimde abisi ve birkaç adam vardı. Ama ben tek başıma kaldım. Abisi sonra beni şoförüyle eve gönderdi.
Bir daha evlenmeyi düşünüyor musunuz?
Büyük konuşmayayım ama hayır. Şafak'ı kaybettikten sonra hayatıma kimse girmedi. Zaten Şafak gibi beni böyle güzel sevecek bir insan bulmak da zor.