20 Eki 2014 09:07
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:50
Ebru Gündeş de 17 Aralık’ta şüpheliymiş
17 Aralık soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ekrem Aydıner’in verdiği 63 sayfalık takipsizlik kararının detayları ortaya çıktı.
Aydıner, delillerin nasıl değerlendirildiğini 40 maddeyle
açıkladı.
Dikkat çeken ayrıntılar şöyle:
“Soruşturmanın başlamasıyla ilgili net olarak bir olay bulunmamakta, çeşitli kurumların rapor ve yazılarında somut bir vakaya dayanmaksızın belirtilen şüpheler ile isimsiz ihbarlar gibi bilgilerle başlatıldığı anlaşılmaktadır.”
m “MASAK’ca yürütülen ve Mehmet Tahir Özsoy’un düzenlediği 31 Ocak 2008 tarihli raporda Mehmet Happani ve ortağı olduğu Saran Kuyumculuk hakkında adli soruşturma başlatılması talebinde bulunulmuştur. Raporla ilgili olarak 2012’ye kadar bir işlem yapılmamış, alınan rapor bu soruşturmanın başlangıcında dayanak olarak kullanılmıştır. Raporun soruşturmanın şüphelileri ile ilgisi yoktur.”
“Soruşturmaya başlandığı anda gerek MASAK raporunda, gerekse ihbar e-mail ve faksları öncesindeki durumda, bizzat soruşturma makamlarının faaliyetiyle Reza Zarrab hakkında somut fiil isnadını gerektirecek bir bilgiye ulaşılmamıştır. Buna rağmen doğrudan telekomünikasyonun denetlenmesine başlanmıştır. Dosyada kuvvetli suç şüphesini gösteren delil olmadığı gibi, başka şekilde delil elde etme imkânı olmasına rağmen, diğer yollarda hiçbir araştırma yapılmamış olması, telekomünikasyonun denetlenmesi kararını hukuka aykırı hale getirmektedir.
“Dikkat çeken önemli husus, soruşturma başlangıcında yapılan e-mail ve faks ihbarlarında Reza Zarrab ve diğer şüphelilerle ilgili olarak kullandıkları telefon numaralarına kadar her türlü detayın bildirilmesidir. Bu durum kolluk tarafından istihbari dinlemeden elde edilen bilgilerin veya hukuka aykırı yollarla elde edilen delillerin isimsiz ihbarlar yoluyla adli soruşturmada kullanıldığını göstermektedir. Hukuka aykırı yolla elde edilen verilerin isimsiz ihbarlarla soruşturmaya başlanması için delil olarak kullanılması hukuka aykırıdır.”
ÖRGÜT DELİLİ YOK
Savcı Aydıner, 17 Aralık şüphelilerinin örgütlü olarak hareket ettikleri iddialarını ise şöyle yorumladı: “Teoride ve uygulamada ortak kabul gören şekliyle örgüt devamlılık arz eden ve suç işleme amacına yönelen ortak iradeye dayalı devamlı bir oluşumdur. Örgüt niteliği itibariyle devamlılık arz eder, soyut bir birleşme değil, bünyesinde hiyerarşik ilişki hâkimdir. Reza Zarrab’ın ticari faaliyetlerini yürütürken, yukarıda unsurları sayılan bir örgüt oluşumu ile hareket ettiklerine dair hiçbir delil bulunmamaktadır. Örgüt kurdukları iddia edilen diğer kişilerden biri Ekonomi Bakanı, diğeri ise İçişleri Bakanı olup, kurdukları iddia edilen örgüte üye oldukları iddia edilen kişiler de özel kalemlerinde çalışanlar ve bakanların oğullarıdır. Bu örgütün amaçları doğrultusunda söz konusu faaliyetleri gerçekleştirdiklerini iddia etmek mümkün değildir. Bu yönde herhangi bir delil de yoktur.”
Takipsizlik kararı verilen dosyada, 17 Aralık’tan sonra Türkiye’nin gündemine oturan işadamı Reza Zarrab’ın (Rıza Sarraf) şarkıcı eşi Ebru Gündeş’in de 53 kişilik şüpheli listesinde yer aldığı ortaya çıktı. Soruşturmada, rüşvet almak ve vermekle suçlanan Gündeş, 31 Aralık 2013’te İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde 2 saat ifade vermişti.
Hürriyet
Dikkat çeken ayrıntılar şöyle:
“Soruşturmanın başlamasıyla ilgili net olarak bir olay bulunmamakta, çeşitli kurumların rapor ve yazılarında somut bir vakaya dayanmaksızın belirtilen şüpheler ile isimsiz ihbarlar gibi bilgilerle başlatıldığı anlaşılmaktadır.”
m “MASAK’ca yürütülen ve Mehmet Tahir Özsoy’un düzenlediği 31 Ocak 2008 tarihli raporda Mehmet Happani ve ortağı olduğu Saran Kuyumculuk hakkında adli soruşturma başlatılması talebinde bulunulmuştur. Raporla ilgili olarak 2012’ye kadar bir işlem yapılmamış, alınan rapor bu soruşturmanın başlangıcında dayanak olarak kullanılmıştır. Raporun soruşturmanın şüphelileri ile ilgisi yoktur.”
“Soruşturmaya başlandığı anda gerek MASAK raporunda, gerekse ihbar e-mail ve faksları öncesindeki durumda, bizzat soruşturma makamlarının faaliyetiyle Reza Zarrab hakkında somut fiil isnadını gerektirecek bir bilgiye ulaşılmamıştır. Buna rağmen doğrudan telekomünikasyonun denetlenmesine başlanmıştır. Dosyada kuvvetli suç şüphesini gösteren delil olmadığı gibi, başka şekilde delil elde etme imkânı olmasına rağmen, diğer yollarda hiçbir araştırma yapılmamış olması, telekomünikasyonun denetlenmesi kararını hukuka aykırı hale getirmektedir.
“Dikkat çeken önemli husus, soruşturma başlangıcında yapılan e-mail ve faks ihbarlarında Reza Zarrab ve diğer şüphelilerle ilgili olarak kullandıkları telefon numaralarına kadar her türlü detayın bildirilmesidir. Bu durum kolluk tarafından istihbari dinlemeden elde edilen bilgilerin veya hukuka aykırı yollarla elde edilen delillerin isimsiz ihbarlar yoluyla adli soruşturmada kullanıldığını göstermektedir. Hukuka aykırı yolla elde edilen verilerin isimsiz ihbarlarla soruşturmaya başlanması için delil olarak kullanılması hukuka aykırıdır.”
ÖRGÜT DELİLİ YOK
Savcı Aydıner, 17 Aralık şüphelilerinin örgütlü olarak hareket ettikleri iddialarını ise şöyle yorumladı: “Teoride ve uygulamada ortak kabul gören şekliyle örgüt devamlılık arz eden ve suç işleme amacına yönelen ortak iradeye dayalı devamlı bir oluşumdur. Örgüt niteliği itibariyle devamlılık arz eder, soyut bir birleşme değil, bünyesinde hiyerarşik ilişki hâkimdir. Reza Zarrab’ın ticari faaliyetlerini yürütürken, yukarıda unsurları sayılan bir örgüt oluşumu ile hareket ettiklerine dair hiçbir delil bulunmamaktadır. Örgüt kurdukları iddia edilen diğer kişilerden biri Ekonomi Bakanı, diğeri ise İçişleri Bakanı olup, kurdukları iddia edilen örgüte üye oldukları iddia edilen kişiler de özel kalemlerinde çalışanlar ve bakanların oğullarıdır. Bu örgütün amaçları doğrultusunda söz konusu faaliyetleri gerçekleştirdiklerini iddia etmek mümkün değildir. Bu yönde herhangi bir delil de yoktur.”
Takipsizlik kararı verilen dosyada, 17 Aralık’tan sonra Türkiye’nin gündemine oturan işadamı Reza Zarrab’ın (Rıza Sarraf) şarkıcı eşi Ebru Gündeş’in de 53 kişilik şüpheli listesinde yer aldığı ortaya çıktı. Soruşturmada, rüşvet almak ve vermekle suçlanan Gündeş, 31 Aralık 2013’te İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde 2 saat ifade vermişti.
Hürriyet