28 Oca 2009 12:49 Son Güncelleme: 10 Mayıs 2021 16:06

"DURMAK YOK,SİNİRLENMEYE DEVAM!" İSMET BERKAN'IN BAŞBAKAN ERDOĞAN'A YANITI NE OLDU?...

Radikal'den İsmet Berkan Başbakan Erdoğan'a nasıl cevap verdi? İşte Berkan'ın Başbakan'a yanıtı...

Erdoğan'ın Radikal'e yaptığı sert eleştiriye Radikal'den cevap var..


Başbakn Erdoğan'ın dünkü grup toplantısında yaptığı sert konuşmaya Radikal yazarı İsmet Berkan köşesinden cevap verdi. "Durmak yok sinirlenmeye devam!" başlığıyla yazdığı yazısında Berkan haberinin arkasında durdu. Haberimizde "AK Parti'ye bir art niyet söz konusu değil." dedi.


İŞTE Berkan'ın Erdoğan'a cevap niteliğinde yazdığı o yazı


Durmak yok, sinirlenmeye devam!


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün partisinin Meclis grup toplantısında epeydir ara verdiği medya eleştirilerine yeniden başladı.


Önce Başbakan´ın ne dediğini Anadolu Ajansı´nın haberinden aktarayım:


"Düşünün, cumhurbaşkanımızın toplantıya dahil edilmediğini, kabul edilmediğini, yemeğe çağrılmadığını yazacak, söyleyecek kadar yalan üretme cüretini gösteren bir medya var. Gerçek başka, bunların yazdıkları, söyledikleri başka. Aynı şeyi bizler için, Brüksel´de yapılan toplantılarda söylediler. `Siz basına yasaklar getiriyorsunuz´ dediler. Hayır, ben basına yasak getirmiyorum. Ama ben burada sivil inisiyatif kullanıyorum. Yalan yanlış haber yapan medyaya karşı, gelin almama kampanyasını yapalım. Boşuna paranızı niye veriyorsunuz? Zaten yalan, yanlış haber. Rahmetli İnönü´nün bir lafı vardı: `Benimle ilgili yapılan haberlere inanmıyorum, ama başkaları ile ilgili yapılan haberlere inanıyorum´ diyordu. Medya böyle. Onun için dikkat edeceğiz. Onlar aynı söyleyecek, aynı şeyi yazacaklar ama bizim de duruşumuzu böyle ortaya koymamız lazım. Yazmasınlar yanlış haber."


***


Başbakan, birkaç ay önceki boykot çağrısını yineliyor. O zaman da yazıldı, bugün de tekrar etmekte fayda var: Kimsenin yalan veya yanlış haberi savunduğu yok ama ayrım yapmaksızın gazeteleri boykot etmeye kalkışmak, hele hele bunu da Başbakan´ın ağzından yapmak, kimseye yakışan şeyler değil.


Anlaşılan o ki Avrupa Birliği yetkilileri de, Başbakan´a basına yönelik bu baskıcı tavrını sormuş, o da kendi tavrını savunmuş. Başbakanı dinleyen AB yöneticilerinin dudakları uçuklamış olmalı.


Ama bu yazının esas yazılma sebebi Başbakan´ın bu sözleri değil. Çünkü Başbakan Erdoğan orada durmadı ve Radikal´e de laf etti.


Kısa bir hatırlatma yapayım: 24 Ocak Cumartesi günü Radikal´in birinci sayfasının yarıdan fazlasını bir fotoğraf kaplıyordu. Gaziantep´te Ak Parti örgüt binası açılışında çekilmiş, yerdeki kan gölünü gösteren bir fotoğraf. Başlığımız da, fotoğrafta görülen `Durmak yok, hizmete devam´ sloganına nazire olarak `Durmak yok, kesmeye devam´dı.


Başbakan işte buna, bir fotoğrafa ve onun Radikal´de kullanılış biçimine tepki gösteriyor. Dinleyelim:


"O gün orada kesilmiş ve arkada, `Durmak yok hizmete devam´ pankartı. Gazetede ise devasa, tam sayfa fotoğraf, yer adeta kan gölü halinde, `Durmak yok, kesmeye devam´ başlığı atılmış. Bu şimdi bir art niyeti göstermiyor mu? Bunun neresinde Allah aşkına, doğru dürüst bir hareket söz konusu. Burada art niyet yok da nerede art niyet var? Acaba AK Parti´ye nereden bir kulp takabiliriz... Bugüne kadar, hangi siyasi hareketin kurban kesiminde bu başlığı atmış? Bunlar bunu hâlâ yapıyorlar. Ama bu başbakan böyle bir şey yapmıyor. Orada vatandaşlar gelmişler, kesmişler. Ben yaptıkları işi tasvip etmiyorum, keşke bunu bir hayır kurumunda yapsaydılar. O ayrı. Ama atılan başlık ve tam sayfa bunu oraya vermek çok çirkin. Biz, durmak yok hizmete devam diyoruz. Size ve onlara rağmen diyoruz bunu. Onların bu yalanı, bizi durdurmayacak. Onlar da diyor ki `Durmak yok yalana devam.´"


Başbakan Erdoğan´a anlaşılan hatırlatmak gerekiyor: Gazetelerin görevi eleştirmektir. Bu eleştirinin düzeyinden düzeysizliğinden şikâyet edebilirsiniz, bu hakkınızdır. Bu eleştirilerin yalan veya yanlış haberlere dayalı olmasından şikâyet edebilirsiniz, boykot çağrısı yapmamak şartıyla bu da hakkınızdır.


Bu hatırlatmadan sonra, bu gazetenin yöneticisi olarak söylemem gereken iki şey var:

1.
Haberde Ak Parti´ye karşı herhangi bir art niyet söz konusu değil. Bu fotoğrafı hangi siyasi parti açılışında ya da töreninde görsek böyle basardık, çünkü fotoğrafın kendisi sayfalarca yazıdan daha fazlasını anlatıyordu. Başbakanın en çok `Durmak yok, kesmeye devam´ başlığımıza kızdığı anlaşılıyor; bence güzel ve kibar bir kelime oyunuydu, herkesin zekâsına hitab ediyordu, ben Başbakan olsam bu başlığa gülümsemeyi tercih eder, getirilen eleştiriden ders çıkartır, ayrıca Gaziantep Büyükşehir Belediyesi´nin bizzat Ak Parti tarafından çıkarılan ilgili kanunu uygulayıp uygulamadığını, yani AKP Gaziantep il teşkilatına sokakta kesilen kurbanlar nedeniyle ceza kesip kesmediğini takip eder, ceza makbuzlarını grup toplantısında gösterirdim.

2. Buradan geliyoruz ikinci noktaya: Başbakan, kendisinin katıldığı hiçbir törende kurban kesilmesine izin vermediğini, bunların hayır kurumlarına bağışlanmasını sağladığını belirtiyor, Gaziantep´teki kanlı görüntüyü tasvip etmediğini de açıkça söylüyor zaten. Bu tutumu nedeniyle kendisini alkışlıyorum ve bu tavrı en azından kendi partisinin faaliyetlerinde benzer görüntülerin tekrarlanmaması için önlem de alınacağının vaadi olarak görüyorum. Türkiye için çok güzel bir haber bu.
Bu iki noktayı aktardıktan sonra, bir haksızlığın kurbanı olmamak için son bir açıklama yapmam gerek. Başbakan´ın söylediği `Durmak yok, yalana devam´ benzetmesinin muhatabı Radikal olamaz. Başbakan kişisel olarak da gayet iyi bilir ki, Radikal´in kasıtlı yapılmış anlamında yalan haberle bir ilişkisini kimse kuramaz, olsa olsa biz yanlış haber yayımlamış olabiliriz, bunu yapmama konusunda gösterdiğimiz onca özene rağmen. O zaman da, yanlışımızı düzeltmesini biliriz, bu gazetenin arşivleri böyle düzeltmelerle doludur, bununla da gurur duyarız.
Çünkü biz kimseyle kan davası içinde değiliz, herkese eşit mesafedeyiz ve işimiz gerçekleri okuyucularımıza yansıtmak.