10 Şub 2011 12:34 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:02

DÜNYA MISIR'DAKİ GELİŞMELERİ BU KANALDAN TAKİP EDİYOR!

Ortadoğu'daki halklar birer birer ayaklanırken, dünya gelişmeleri dakika dakika bir kanaldan izliyor.

Mısır’ın başkenti Kahire’nin merkezinde bulunan Tahrir Meydanı’nda toplanan göstericilerin attıkları bir slogan var: “Çok yaşa El Cezire!” Sadece kurumun çalışanları değil birçok Arap, kanalın Ortadoğu’ya halk devrimini getireceğine inanıyordu. Şimdi, 15 yıllık yayın hayatının ardından bu tahminler doğru çıkmış gibi görünüyor.

Tunus’un Sidi Bouzid şehrinde başlayan ve Mısır’ın köklü rejimini devrilme noktasına getiren devrimde El Cezire’nin önemli bir rol oynadığına şüphe yok.

El Cezire’nin Arapça kanalının haber müdürü Mustafa Souag, “Bir şeyler olacağını biliyorduk. Temel hedefimiz olayların olduğu her yere kameralar ve muhabirler göndererek en tutarlı ve kapsamlı yayını yapmaktı. Eğer gönderecek muhabir bulamazsanız o zaman işbirliği yapmaya gönüllü birilerini buluyorduk, çünkü bize inanıyorlardı” dedi.

Tunus ayaklanması, ülkenin rejiminin yaydığı sistemin zapt edilemez, güvenlik güçlerinin ise yenilmez olduğu inancının halkı kontrol altında tutmak için uydurulmuş bir propaganda olduğunu gösterdi. El Cezire bu gerçeği dakika dakika canlı yayınla bölgedeki herkese duyurarak milyonlarca kişiyi ayağa kalkıp meşru haklarını savunmaktan alıkoyan büyüyü bozdu. Bir anda Ortadoğu genelinde değişim olası bir seçenek olarak görülmeye başladı.

El Cezire İngilizce’nin yönetici direktörü Al Antsey ise “Olayların yaratacağı dramı göremedik ancak Tunus’taki gelişmeleri gördük ve bazı şeylerin değiştiğinin farkına varıp dikkatle hazırlandık” dedi. Ekiplerini Kahire bürosuna destek olmaları için Mısır’a gönderdiklerini anlatan Antsey, “Bölgedeki diğer ülkelerde de kadromuzu sağlamlaştırarak olayların bütün açılarını değerlendirmemizi garantiledik” dedi.

EL CEZİRE'YE KARŞI DEVLET TELEVİZYONLARI

El Cezire’nin öfkeli kalabalıkları ve kanlı morgları yansıtan güçlü görüntüleri Mısır rejiminin devlet televizyonunun yaptığı, dürüstlükten uzak, sürekli kendine yontan ve bazı muhabirlerin iğrenerek görevinden istifa etmesine yol açan haberleriyle güçlü bir kontrast oluşturdu. Örneğin sevilen talk show sunucusu Mahmud Saad görevini bıraktıktan sonra Tahrir Meydanı’nda göstericiler tarafından omuzlarda taşındı.

El Cezire yüz binlerce kişinin rejimin sonunun gelmesi için sloganlar atarken gösterirken Mısır televizyonu normal akan trafik görüntüleri yayınlıyordu. El Cezire’de ekmek ve benzin almak için kuyruğa giren yüzlerce insan gösterilirken, Mısır televizyonu ne zaman çekildiği belli olmayan dolu buzdolapları ve neşeli alışverişçilere dair haberlerle doluydu.

Ayaklanma sırasında Kahire’de Mısır hükümeti defalarca El Cezire’nin yayınlarını engellemeye çalıştı. 27 Ocak’ta canlı yayın yapan El Cezire Mübaşir kanalı resmi uydu sistemi olan Nilesat’tan düşürüldü. 30 Ocak’ta o dönemki Enformasyon Bakanı Enes el Fiki, El Cezire’nin Mısır’daki bürolarının kapatılması ve kanal için çalışan gazetecilerin izinlerinin iptal edilmesi emrini verdi.

MUHABİRLERİ DE TUTUKLANDI

Protestoların zirveye çıktığı dönemde Nilesat şirketle olan kontratını sonlandırarak El Cezire Arapça’nın sinyalini kesti. Böylece Mısır dışındaki seyirciler kanalı sadece Mısır yetkililerinin denetimi dışındaki uydulardan izleyebilecekti. Ancak 10 Arap kanalı devreye girerek El Cezire’nin sunduğu içeriği yayınlama kararı aldı. Souag, “Onlar sadece gönüllü oldu. Kendilerine para vermedik ama çok teşekkür ettik” dedi.

Bir sonraki gün El Cezire İngilizce’nin altı muhabiri kısa bir süreliğine gözaltına alınıp serbest bırakıldı, ekibin kameralarına da el konuldu. 3 Şubat’ta adı açıklanmayan iki El Cezire İngilizce muhabiri Mübarek taraftarlarının saldırısına uğradı, üç muhabir daha tutuklandı. 4 Şubat’ta Mübarek destekçileri El Cezire’nin Kahire ofisini bastı. Ofisteki araç-gereç ateşe verilirken Kahire büro şefi ve bir muhabir tutuklandı. İki gün sonra Mısır ordusu bu kez Ayman Mohyeldin’i gözaltına aldı, 9 saat sonra serbest bıraktı. El Cezire’nin internet sitesi de olayların başından beri sürekli olarak korsan saldırıların hedefi oldu.

"MÜBAREK REJİMİ BİZİ DURDURAMADI"

Souag, “Mübarek rejimi bizim için işleri zorlaştırmak adına elinden geleni yaptı ama başarılı olamadı. Hala Mısır’daki en kapsamlı haberleri biz yapıyoruz” dedi. Ayaklanmanın başlamasından birkaç gün sonra Mısır devlet medyası Mısır halkını korkutup sokaklara çıkmaktan caydırmak için bir kampanya başlattı. Kanal 1 protestocuların arasına sızmaya çalışan silahlı kişilerin varlığından bahsederken telefon bağlantılarında yağma olaylarıyla ilgili haberler aktarıldı. Mısır devlet medyası da “gizli planlar”ı olan gazeteciler hakkında halkı uyarırken El Cezire’yi “halkı kışkırtmak”la suçladı.

Ancak Pandora’nın kutusu açıldı bir kere. Tarih bize diğer Arap ülkelerinin de Mısır’ın geçtiği yoldan geçeceğini gösteriyor. El Cezire’nin Arap ülkelerindeki büyük etkisi ve Arap diktatörlerin ölümcül olduğu mesajı düşünüldüğünde bölgedeki diktatörlerin ve despotların neden titremeye başladıklarını anlamak zor değil. Cezayir, Ürdün, Yemen ve Bahreyn’de işaretler şimdiden ortaya çıkmaya başladı. Peki El Cezire iki ay önce bir ofis açtığı Suudi Arabistan’ı da tehdit edebilir mi?

Foreign Policy'de yayımlanan "The Al Jazeera Effect" başlıklı analizden derlenmiştir.