15 Haz 2021 09:34 Son Güncelleme: 15 Haz 2021 10:30

Dünya liderlerinin sözsüz mesajları NATO zirvesine damga vurdu!

Konuk yazar Tuğba Dalkılıç, NATO zirvesine katılan dünya liderlerinin beden dilini yorumladı.

İnsanlık tarihi açısından kullanılan en eski iletişim aracıdır; beden dili. Beden dili için düşüncelerin vücut bulmuş hali de diyebiliriz. Beden dili samimidir; düşündüklerimizi bazen sözlerimizle ifade etmeyiz, edemeyiz; saklarız dilimizden dökülmez dökülemezler. Ancak beden dili için aynı şeyi söylemek pek mümkün değildir. Zira dilimiz dursa elimiz, elimiz dursa ayaklarımız durmaz. Beden dilimiz yüreğimizdeki ve zihnimizdekileri hemen anlatıverir.

İşte bu yüzden belirtmek gerekir ki; siyasetçiler için beden dili imajlarını doğru oluşturabilmek ve koruyabilmek adına birincil önem arz eder. Özellikle kullanılan pozitif beden dili vatandaş nezdinde olumlu ve kalıcı etki yaratır.

Günlük hayatta insanlarla kurduğumuz iletişimin %60’nı beden dili ile gerçekleştirdiğimizi de göz önünde bulundurursak, beden hareketlerimizin sözlerimizden daha çok konuştuğunu söylemek yanlış olmaz. Nitekim bunu Belçika’nın başkenti Brüksel’de gerçekleşen NATO zirvesinde de bir kez daha gördük.

Zirvede, evrensel bir dil olan beden dilini neredeyse tüm liderler ustaca sergiledi. Bazen elleri ve kollarıyla birbirlerine dost mesajlar verdiler bazen de soğuk savaştılar!

Peki, kimler dost mesajlar verirken, kimler birbirinden haz etmiyordu merak ediyor musunuz? Hadi gelin objektiflere yansıyan ve ölümsüzleşen o karelere bakarak keyifli bir analiz gerçekleştirelim…

Kuşkusuz Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Joe Biden’ın samimiyeti Nato zirvesinde göze çarpan diyaloglarda ilk sırada yerini aldı.

İlk olarak Biden’ın selam vermek için Erdoğan’ın yanına gelmesi, burada samimi bir şekilde selamlaşmaları ve içten gülümsemeleri gözlerden kaçmadı. Şimdi fotoğraflar üzerinden analizimizi derinleştirelim. Bu arada tüm ince detaylara girmeden önemli mesajlar üzerinde duracağız aksi halde köşe yazısı değil kitap yazmak zorunda kalabiliriz.

Biden’ın Erdoğan’ın yanına gelmesi, göz kenarlarındaki kaz ayakları kırışana kadar birbirlerine gülümsemeleri, her iki liderin de bedenlerinin tamamen birbirlerine dönük olması ve yakın mesafede sohbet ediyor olmaları samimiyetin bir göstergesidir. İki liderin samimiyeti baş başa gerçekleşen görüşmenin ardından kameraların karşısına geçtiklerinde de devam etti. Hatta bu kez verilen mesajlar daha dikkat çekiciydi. 2008 yılından bu yana tanışan iki lider bu karedeki beden hareketleriyle bakalım neler anlatıyor?

Bu karede Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağ eli ile yaptığı “okey” işareti her şeyin yolunda olduğu mesajını verirken, Erdoğan’ın gülümserken gözlerinin kısılması Biden’ın gözlerinin ise tamamen kapanması ortak bir memnuniyetin göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Her iki liderin ellerinin pozisyonu ise bir birlerine üstünlük kurma derdinde olmadıkları aksine dost oldukları mesajını veriyor. Bir birlerinin önüne geçmeye çalışmıyor hatta tevazu gösteriyorlar. Kolunu ilk uzatan Biden oluyor, üstelik elini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dirsek hizasında tutuyor. Bu da; “sana üstünlük kurmuyorum dostluk gösteriyorum” anlamına gelir. Ancak elini Erdoğan’ın omzuna koysaydı bu “senden üstünüm” anlamına gelecekti.

Bir önceki fotoğrafta yaptığımız analizleri destekler nitelikteki bu kareye baktığımız da ise içinden geçtiğimiz küresel süreçte selamlaşma haline gelen yumruk vurma hareketini görüyoruz. Lakin buradaki anlamına sadece selamlaşma dersek asıl mesajı gözden kaçırmış oluruz. Zira her iki liderin de memnuniyetle gözlerini kısarak gülümsemeleri, aynı ölçüde bir birlerine eğilmeleri, bir maç kazandıktan sonra takım arkadaşlarının birbirini tebrik etmesini andıran hareketleri ve bu hareketi yaparken özenli davranmaları daha derin mesajları ihtiva ediyor. “Birlikteyiz, güçlüyüz” gibi…

Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD Başkanı Biden ile olan selamlaşmasında ve görüşmesinde ne kadar samimi ve rahat görünüyorsa; Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile olan görüşmelerinde ise bir o kadar rahatsız ve stresli olduğu görünüyor. Objektife yansıyan kareler üzerinde ince nüansları okuyalım şimdi…

Bu kare bize çok şey anlatıyor… Fotoğraf karesinde yer alan her bireyin yüz ifadeleri ne kadar gergin ve kızgın olduklarını anlatmaya yetiyor da artıyor bile. Erdoğan ve Macron’un kollarının bir birine sevgiden dolanmamış olduğunu, yüzlerindeki gerginlik net bir şekilde ortaya koyuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan Macron’un kolunu öyle bir kavramış, kendine çekmiş ve gözleriyle öyle bir hapse almış ki tabi teninin rengi ve kabaran şah damarını da unutmamak lazım. Tam anlamıyla meydan okumuş… Açıkça Erdoğan Macron’a “kolunu kanadını kırarım” mesajı vermiş demekte bir sakınca göremiyorum. Zira ben demiyorum Cumhurbaşkanı Erdoğan diyor ;)

İki liderin arasında geçen bu gergin anlardan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kurmayları da nasibini almış gibi görünüyor. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar tetikte bekler nitelikte bir şahinin avına kilitlenmesi edasıyla Macron’u bakışlarıyla süzüyor. Dış İşleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun kabaran şah damarı ise içinde bulunduğu gerginliği gözler önüne seriyor.

Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bedeni tamamen Macron’a dönükken Macron’un sadece başı Erdoğan’a dönük. Bu da Macron’un kendince Erdoğan’ı muhatap almadığını gösterir nitelikteki hamlesi. Lakin onun da kabaran şah damarı ve kızaran yüzü ne kadar endişeli olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Veee gelelim dikkat çeken bir diğer lidere, duruşuyla beni benden alan Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’e bir göz atalım…

Yunanistan Başbakanı, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan karşısında kendini o kadar tedirgin hissediyor ki; ellerini bir birine kavuşturarak kendinden güç almaya çalışıyor. Gözleri yere bakıyor bu kendini suçlu hissettiği anlamını taşır. Sanki değerli bir vazoyu kırmış yaramaz çocuk gibi!!!

Bu fotoğraf karesinde ise Yunanistan Başbakanı’nın bacakları ters yöne bakıyor yani orada olmaktan hiç hoşnut değil. Gülümsemesinde samimiyetten eser yok zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan da gülümsemiyor. Taraflar bir birlerini görmek istemiyorlar Miçotakis bunu fark ettirmemek için yoğun çaba sarf etmeye çalışsa da görünen o ki Cumhurbaşkanı Erdoğan böyle bir çaba gütmüyor. Bu da Erdoğan’ın Miçotakis’den daha samimi olduğunu gösteriyor.

NATO zirvesinde liderlerin verdiği sözsüz mesajlar böyleydi. Unutmayın ki; bedenimiz sözcüklerimizden daha çok şey anlatır. Karşınızdaki kişinin size karşı dürüst olup olmadığını anlamak istiyorsanız sarf ettiği sözlerden çok hareketlerine odaklanın…

Kişisel Gelişim-İletişim Uzmanı

Tuğba DALKILIÇ

TUĞBA DALKILIÇ KİMDİR?

Kişisel Gelişim- İletişim Uzmanı Tuğba Dalkılıç, yükseköğrenimini “Uluslararası İlişkiler, Sosyoloji, Ekonomi ve Dış Ticaret” bölümlerinde tamamladıktan sonra yüksek lisansını “Yönetim ve Organizasyon” alanında yaptı. Eğitim hayatına doktora düzeyinde “Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik” alanında devam etmektedir.

Yaklaşık 20 yıl TRT ve farklı özel televizyon kanallarında haber spikerliği, program sunuculuğu ve yapımcılık görevlerinde bulundu. Siyasi, tarih ve aktüel alanlarda toplum değerini ve bilgisini artıracak programlara imza attı.