DÜNE KADAR İKTİDARA MUHALİFDİ,BUGÜN AĞZINDAN BAL DAMLIYOR!..HANGİ YAZAR CAN DÜNDAR İÇİN "İKİYÜZLÜ" VE "RÜZGAR GÜLÜ" BENZETMESİ YAPTI?..
AKP'nin ikinci kez iktidara gelmesinin ardından usta kalem Can Dündar'ın yazı ve belgesellerinde "ikiyüzlülük" yaptığını yazan ünlü köşe yazarı geçmişte yaşadığı bir örneği de vererek Dündar'ı rüzgar gülüne benzetti.İşte o yazı...
Can Dündar'dan soğumak
Düne kadar iktidardaki düşünceye muhalif kalan Can Dündar´ın ağzından bal damlıyor... Rüzgara göre yön değiştirmek bu olmalı... İki yıl önce film galasında yaptığıyla, bu belgeselde yaptığı aynıdır kanımca...
Sesi mi daha hüzünlü?... Yazdıkları mı?.. Üniversiteden haksız yere atılmış ve buna itiraz etmemiş bir öğrenci duruşu...
Tabaktaki son köfteyi aldığı için utanmış bir genç veyahut da...
Onu bu kadar hüzünlü yapan ne sahi?.. Bilemedim... Ama okudum yazdıklarını...
Mühimseyerek... Alkışlayarak...
Hatta bir dönem yazılarını kesip saklayarak...
En çok onun yazıları dolaştı internette...
"Can Dündar´dan" yazıyordu e-posta başlıklarında...
Ciddi ve sessiz bir kitlesi olduğu muhakkaktı...
Belgeselleri muazzamdı...
Bir diktatör bile, insan olabiliyordu onun sesinde...
Ve bazen masum...
İki yıl önceydi...
Bir filmin galasındaydım...
(Dedikodu olmasın ve Can Dündar´ın her şeye rağmen arası bozulmasın diye isim vermiyorum...)
Filmin yönetmeni, oyuncusu, senaristi benim sevdiğim bir isim...
Film gösterimi bitti... Can Dündar tam önümde...
Filmi beğenmediğini yanındaki arkadaşına, burada yazamayacağım bir ifadeyle beyan ediyor...
Sesi hüzünlü... Yazıları hüzünlü...
Üniversiteden haksız yere atılmış ve buna itiraz etmemiş öğrenci...
Tabaktaki son köfteyi aldığı için utanmış genç gidiyor... Yerine başka biri geliyor... Hazımsız, kıskanç, ulaşamadığı ciğere mundar diyen biri...
Sonra filmin yönetmeni, oyuncusu, senaristi olan kişi de Can´ı görüyor ve kollarını açarak, yakışıklı bir gülümsemeyle Can´a doğru geliyor... Can da kollarını açıyor...
"X´im harika olmuş film... Yine yapacağını yapmışsın" diyor...
Nasıl yani?..
Az önce filmi beğenmediğini, yanındaki arkadaşına söyleyen, hem de yakışıksız şekilde söyleyen o değil miydi?.. Bu hızlı dönüş neden?..
Orada bitti benim için Can Dündar...
Yazılarını okumayı bıraktım...
Söylediklerini ciddiye almadım...
Belgesellerine denk gelince, küçümsedim, kanalı değiştirdim...
* * *
Koşu bandı üzerindeyim...
Koşu boyunca seyredebileceğim bir şeyler arıyorum...
Aksi gibi, seyre değer yapım bulamıyorum...
Can Dündar´ın Abdullah Gül´ü anlattığı belgeseli yayında... Dimağıma yine film galasında gördüğüm Can düşüyor... Değiştirmek istiyorum kanalı...
Ama o hüzünlü ses fena halde çekiyor beni...
Seyrediyorum...
Abdullah Gül, meğer ne masummuş...
Can Dündar anlatıyor...
Koşu bandından fırlayıp, televizyon ekranındaki yeni Cumhurbaşkanımıza sarılmak istiyorum bir an... "Affet beni n´olur... Ön yargılı davrandım sana karşı" diyesim geliyor... Sonra gidiyor...
Abdullah Gül´ü sevecenlik yarışı şampiyonu yapmak için aceleyle hazırlanmış, sübjektif bir belgesel...
Düne kadar iktidardaki düşünceye muhalif kalan Can Dündar´ın ağzından bal damlıyor...
Rüzgara göre yön değiştirmek bu olmalı...
Ve Can bunu gayet iyi başarıyor...
İki yıl önce film galasında yaptığıyla, bu belgeselde yaptığı aynıdır kanımca... Şaşırmıyorum...
Koşmaya devam ediyorum...
Kaçıyorum tüm iyi niyetlerimden kan revan içinde... Küfrediyorum çok çabuk insan benimseyen tavrıma...
"Tamam işte bu" deyişlerime... Evet...
Zeki Kayahan Coşkun/Akşam