07 Mar 2011 16:18
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:06
DÖRT YIL SONRA KARASAL YAYINA SON VERİLİYOR!
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanvekili Prof. Dr. İlhan Yerlikaya çarpıcı açıklamalar yaptı
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanvekili Prof. Dr. İlhan Yerlikaya, RTÜK Yasası’nın 16 yıldır değiştirilemediğini kaydetti.. Yerlikaya, "Bu bugünkü RTÜK’ün başarısıdır" dedi.
RTÜK Yasası’nda bazı tadilatların yapıldığını ancak genel anlamda bir değişikliğe gidilmediğini belirten Yerlikaya, "Yüksek yargı bazı maddelerini iptal etmiş. Dolayısıyla içi boşaltılmış, uygulanamayan bir yasa haline gelmişti" diye konuştu.
Yeni yasanın frekans ihalesi ve frekans planlaması hakkında yetkiyi RTÜK’e verdiğini söyleyen Yerlikaya, "Frekans planlamasının yapılması ve geçici yayın lisansının değil artık daimi yayın lisansının verilmesi gerçekleşecek. Bu da yayıncılığın önünü açacaktır. Şimdiye kadar yayıncılarımız hep geçici izinle çalıştıkları için yatırım yapamıyor, önünü göremiyor, ne yapacağını bilemiyor, yeni teknolojileri yeterince takip edemiyordu" şeklinde konuştu.
Yeni yasayla birlikte frekans ihalesi gerçekleşeceğini belirten Yerlikaya, bu sürecin 2 artı 2 şeklinde olacağını açıkladı. Yerlikaya bu süreci şöyle anlattı:
"2 yıl içinde frekans planlaması yapılacak ve ihale edilecek. Geriye kalan 2 yıl içindeyse hem karasal yayınlar hem sayısal karasal yayınlar devam edecek. Dördüncü yılın sonundaysa karasal yayınlara tamamen son verilecek. Bizim amacımız dört yıllık süre içinde karasal yayınların tamamını ortada kaldırmak, dijital hale geçebilmek."
YAYIN DURDURMA VARDI
Yeni yasaya göre, milli güvenliğin gerekli kıldığı hallerde veya kamu düzeninin bozulmasının kuvvetle muhtemel olduğu durumlarda başbakan veya görevlendireceği bakan, kanallara geçici yayın yasağı getirebilecek. Yasadaki bu maddenin yeni yasa ile geldiğini söyleyenlerin kamuoyunu yanlış bilgilendirdiğini dile getiren Yerlikaya, bu maddenin eski yasada da yer aldığını söyledi. Yerlikaya, 16 yıllık dönem içinde bu yetkiyi başbakanlardan sadece birkaçının kullandığını belirtti.
Türkiye Ortadoğu gibi olmaz
Ortadoğu’da son dönemde yaşanan ayaklanmaların Türkiye’de asla olmayacağını dile getiren Yerlikaya, bunun sebebini ise şöyle açıkladı: Çünkü bu ülkelerde RTÜK yok. Bu belki paradoks gibi gözükebilir. Ancak bu ülkelerde özel yayıncılık yok. Özel yayıncılığın olmadığı yerlerde toplum dilek ve taleplerini iletemiyor. Eleştirilerini yönetime yansıtamıyor. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın tabiriyle adeta bir gaz sıkışması yaşandığını dile getiren Yerlikaya, "Gaz sıkışması bir noktada patlamaya yol açıyor. Şimdiye kadar patlamadı çünkü imkan, mecra ve ortam bulamadılar. Yeni bir mecra oluştu twitter ve facebook gibi. Sosyal ağlar Ortadoğu ülkelerinde özel yayıncılık olmasa bile insanları bu bağlamda bir araya getirdi belki de örgütledi. Bu da devrimleri doğurdu" dedi.
Senaryoyu izleyici seçecek
RTÜK olarak yaptıkları ve yapacakları yeni çalışmaları da anlatan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanvekili Prof. Dr. İlhan Yerlikaya, IPTV ile ilerleyen zamanlarda gelecek yeni yayınlardan bahsetti. IPTV ile dört alternatifli senaryolu dizilerin artık izlenebileceğini kaydeden Yerlikaya, seyircinin isteğine bağlı olarak dizilerin mutlu bitebileceğini belirtti.
Yerlikaya, IPTV ile gelecek olan diğer bir yeniliğin de telefon faturası, internet faturası ve cep telefonu faturasının tek bir faturada toplanacağını söyledi. Türk dizilerinin adeta bir diplomasi aygıtı haline geldiğini belirten Yerlikaya, "20 ülkede 60’tan fazla dizimiz yayınlanıyor. Ortadoğu’da, Balkanlar’da, Avrupa’da, Orta Asya’da ve Kafkasya’da" diye konuştu. Yerlikaya artık dizilerin sadece reyting yapan ve para kazandırmaktan çıkıp Türkiye’yi tanıtan önemli bir araç haline geldiğini kaydetti. Yerlikaya, toplumsal sorumluluk ve milli bilincin bu noktada ön plana çıkması gerektiğini söyledi.
Yerlikaya, 28 Şubat sürecindeki medya ile şimdiki medyayı karşılaştırdı. Yerlikaya, 28 Şubat sürecinde medyanın bir aygıt olarak kullanıldığını belirterek, bundan sonra 28 Şubat sürecindeki gibi bir müdahalenin artık zor olacağını kaydetti.
Postmodern darbe olarak nitelendirilen bu sürece "pastmodern" darbe diyen Yerlikaya, yeni dönemde medyanın sadece televizyonlardan ibaret olmadığını interaktif medyadan da söz edildiğini söyledi. Türkiye’de artık bir çoğulculuğun olduğunu belirten Yerlikaya, 27 Nisan bildirisinde bu çoğulcu medyanın demokrasiye sahip çıktığını kaydetti.
27 Nisan bildirisinin bu yüzden çok başarılı olamadığını kaydeden Yerlikaya, "Bundan sonra böyle birşey olmayacak diye düşünüyorum. Çoğulcu medya bu tarz postmodern darbelere zemin hazırlayacak durumda değil" diye konuştu. Yerlikaya, 28 Şubat sürecindeki hükümetin koalisyon hükümeti olduğunu hatırlatarak, 27 Nisan’daki e-muhtıranın başarıya ulaşamamasında tek parti iktidarı ve bildiriye karşı dik durmasının etkili olduğunu söyledi.
Aynur Ekiz / Yeni Şafak
RTÜK Yasası’nda bazı tadilatların yapıldığını ancak genel anlamda bir değişikliğe gidilmediğini belirten Yerlikaya, "Yüksek yargı bazı maddelerini iptal etmiş. Dolayısıyla içi boşaltılmış, uygulanamayan bir yasa haline gelmişti" diye konuştu.
Yeni yasanın frekans ihalesi ve frekans planlaması hakkında yetkiyi RTÜK’e verdiğini söyleyen Yerlikaya, "Frekans planlamasının yapılması ve geçici yayın lisansının değil artık daimi yayın lisansının verilmesi gerçekleşecek. Bu da yayıncılığın önünü açacaktır. Şimdiye kadar yayıncılarımız hep geçici izinle çalıştıkları için yatırım yapamıyor, önünü göremiyor, ne yapacağını bilemiyor, yeni teknolojileri yeterince takip edemiyordu" şeklinde konuştu.
Yeni yasayla birlikte frekans ihalesi gerçekleşeceğini belirten Yerlikaya, bu sürecin 2 artı 2 şeklinde olacağını açıkladı. Yerlikaya bu süreci şöyle anlattı:
"2 yıl içinde frekans planlaması yapılacak ve ihale edilecek. Geriye kalan 2 yıl içindeyse hem karasal yayınlar hem sayısal karasal yayınlar devam edecek. Dördüncü yılın sonundaysa karasal yayınlara tamamen son verilecek. Bizim amacımız dört yıllık süre içinde karasal yayınların tamamını ortada kaldırmak, dijital hale geçebilmek."
YAYIN DURDURMA VARDI
Yeni yasaya göre, milli güvenliğin gerekli kıldığı hallerde veya kamu düzeninin bozulmasının kuvvetle muhtemel olduğu durumlarda başbakan veya görevlendireceği bakan, kanallara geçici yayın yasağı getirebilecek. Yasadaki bu maddenin yeni yasa ile geldiğini söyleyenlerin kamuoyunu yanlış bilgilendirdiğini dile getiren Yerlikaya, bu maddenin eski yasada da yer aldığını söyledi. Yerlikaya, 16 yıllık dönem içinde bu yetkiyi başbakanlardan sadece birkaçının kullandığını belirtti.
Türkiye Ortadoğu gibi olmaz
Ortadoğu’da son dönemde yaşanan ayaklanmaların Türkiye’de asla olmayacağını dile getiren Yerlikaya, bunun sebebini ise şöyle açıkladı: Çünkü bu ülkelerde RTÜK yok. Bu belki paradoks gibi gözükebilir. Ancak bu ülkelerde özel yayıncılık yok. Özel yayıncılığın olmadığı yerlerde toplum dilek ve taleplerini iletemiyor. Eleştirilerini yönetime yansıtamıyor. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın tabiriyle adeta bir gaz sıkışması yaşandığını dile getiren Yerlikaya, "Gaz sıkışması bir noktada patlamaya yol açıyor. Şimdiye kadar patlamadı çünkü imkan, mecra ve ortam bulamadılar. Yeni bir mecra oluştu twitter ve facebook gibi. Sosyal ağlar Ortadoğu ülkelerinde özel yayıncılık olmasa bile insanları bu bağlamda bir araya getirdi belki de örgütledi. Bu da devrimleri doğurdu" dedi.
Senaryoyu izleyici seçecek
RTÜK olarak yaptıkları ve yapacakları yeni çalışmaları da anlatan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanvekili Prof. Dr. İlhan Yerlikaya, IPTV ile ilerleyen zamanlarda gelecek yeni yayınlardan bahsetti. IPTV ile dört alternatifli senaryolu dizilerin artık izlenebileceğini kaydeden Yerlikaya, seyircinin isteğine bağlı olarak dizilerin mutlu bitebileceğini belirtti.
Yerlikaya, IPTV ile gelecek olan diğer bir yeniliğin de telefon faturası, internet faturası ve cep telefonu faturasının tek bir faturada toplanacağını söyledi. Türk dizilerinin adeta bir diplomasi aygıtı haline geldiğini belirten Yerlikaya, "20 ülkede 60’tan fazla dizimiz yayınlanıyor. Ortadoğu’da, Balkanlar’da, Avrupa’da, Orta Asya’da ve Kafkasya’da" diye konuştu. Yerlikaya artık dizilerin sadece reyting yapan ve para kazandırmaktan çıkıp Türkiye’yi tanıtan önemli bir araç haline geldiğini kaydetti. Yerlikaya, toplumsal sorumluluk ve milli bilincin bu noktada ön plana çıkması gerektiğini söyledi.
Yerlikaya, 28 Şubat sürecindeki medya ile şimdiki medyayı karşılaştırdı. Yerlikaya, 28 Şubat sürecinde medyanın bir aygıt olarak kullanıldığını belirterek, bundan sonra 28 Şubat sürecindeki gibi bir müdahalenin artık zor olacağını kaydetti.
Postmodern darbe olarak nitelendirilen bu sürece "pastmodern" darbe diyen Yerlikaya, yeni dönemde medyanın sadece televizyonlardan ibaret olmadığını interaktif medyadan da söz edildiğini söyledi. Türkiye’de artık bir çoğulculuğun olduğunu belirten Yerlikaya, 27 Nisan bildirisinde bu çoğulcu medyanın demokrasiye sahip çıktığını kaydetti.
27 Nisan bildirisinin bu yüzden çok başarılı olamadığını kaydeden Yerlikaya, "Bundan sonra böyle birşey olmayacak diye düşünüyorum. Çoğulcu medya bu tarz postmodern darbelere zemin hazırlayacak durumda değil" diye konuştu. Yerlikaya, 28 Şubat sürecindeki hükümetin koalisyon hükümeti olduğunu hatırlatarak, 27 Nisan’daki e-muhtıranın başarıya ulaşamamasında tek parti iktidarı ve bildiriye karşı dik durmasının etkili olduğunu söyledi.
Aynur Ekiz / Yeni Şafak