18 Eki 2012 15:41
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 14:16
DOLUNAY SOYSERT ÖLÜM ORUCUNU ANLATAN FİLMDE!
Okşan Dede'nin “Ölümden Kalma” filmi Aralık ayında motor diyor. Wernicke Korsakoff hastası Behrem karakterine “Dolunay Soysert” nefes veriyor.
Okşan Dede’nin senaryosunu yazdığı ve yönetmenliğini de yapacağı
“Ölümden Kalma” filmi Aralık ayında motor diyor. Wernicke Korsakoff
hastası Behrem’in öyküsünün anlatılacağı film de Behrem karakterine
“Dolunay Soysert” nefes veriyor. Bunun dışın da Emre Karayel, Taies
Farzan, Hande Kaptan ve Sezgin Cengiz gibi isimler de filmin diğer
oyuncu kadrosunu oluşturuyor.
Wernicke Korsakoff Olmak..
Behrem On yıl evvel üniversitedeyken cezaevine girmiş ve orada katıldığı ölüm orucu eyleminin 127.günün de zorla müdahale ile tedavi görmüştür. Ancak gördüğü tedavi topyekûn kurtuluşu olmamıştır. Kurtarabildikleri ise eksik bir yaşamın sireni gibi her dem çalar. Wernicke Korsakoff’un ileri safhasındadır. Gerçek bir aksayıştan çok farklı olan topallığı, konuşmasındaki fısıltı hali ve en ağır olanı artık bir belleğinin olmayışı.. En fazla üç dakika muhafaza edebildiği anılarla üç dakika sonra tekrar yüzleşiyor ve tekrar yaşıyor. Geriye akan bir hayatı, kendi başa çıkma yollarıyla yaşanabilir kılmıştır. Üzerine kilitlenen kapının öte tarafın da takı tasarımı yaparak idame ettirir hayatını. Kendinden sekiz yaş küçük teyze kızı Leyla’nın erken anaçlığına iltica etmiş, onun koruyucu-kollayıcılığı ile güvende hissetmektedir kendini. Filmin ortasın da rutin kontrollerin birin de Behrem’in hamile olduğu ortaya çıkıyor ama kimden? Nasıl? Bilinmiyor çünkü behrem hiçbir şey hatırlamıyor.
Okşan Dede’nin Ağzından “Ölümden Kalma”
“Epik bir anlatımla kurmaya çalıştığım senaryo da yine Brechtyen yabancılaştırma etmenlerini kendimce sağlamaya çalıştım. Behrem’in üç dakikalık unutmaları bir duygu kırma aracıdır. Çünkü en can alıcı, en duygunun doruğa çıktığı noktalarda bile Behrem’in unutup, direk nötrleşmesi seyircideki özdeşim kurma dürtüsünü kıracaktır. Buradaki sıkıntım, seyircide empati duygusunu dinamitlemektir. Behrem’e kimsenin acımasını veya içerlemesini istemiyorum. Aksine seyirci Behrem’in yanın da yürümeli, onunla birlikte çözüm aramalıdır. Ara ara Behrem’in yaşadığı ataklar ise seyircinin zihnini hep diri tutmak isteğimdendir. Alt metin de ilerleyen huzursuzluk, seyirciye rahat bir seyir imkânı sunmayacak. Bertolt Brecht seyircinin her daim rahatsız izlemesi için tiyatro koltuklarına raptiye yerleştirirmiş ben de bu raptiyeleri seyircinin gözlerine yerleştirme gayesindeyim. Çünkü konformist bir seyir, izlenileni orada bırakır, illüzyon yaratır ve seyir bittikten sonra biter. Ama epik argümanla kurgulanmış bir seyir, bittikten sonra da devam eder. Seyirci o salondan ayrıldığından da düşünür, hatta sonrasında da, daha sonrasında da..
“Ölümden Kalma” bir kadın hikayesi... Kadınlığın daha doğarken anatomik olarak ağırlaştırıldığı, ilerledikçe de karakteristik yaftalamalarla iyice güçleştirildiğine bir seslenmedir. Bu devrimci de olsan, kariyerli de olsan, parasal bağlam da güçlü de olsan pek fazla değişmiyor. Kadınlık her coğrafya da kendince ön kabulleri ile bir tanıma bürünüyor. Behrem özelin de anlatmaya çalıştığım bu genel durum, kadın-hastalık ve bununla yaşama üçlemesinde kendine konuşlanacak bir yer bulacaktır. Sistemin dayattığı meşru kadın kimliği yani suskun, bilgisiz, evine sadık ve yumuşak başlı kadın görüntüsü bir gün bir kadının kulakları delip geçen çığlığıyla yerle bir olacaktır.. belki bu Behrem olur belki de Yelda…ya da ben veyahut sen…”
Filmin Hazırlanma Evresi Ve Çekim Koşulları
“Ölümden Kalma” filmi Avrupa Birliği Projeleri üzerinden yurt dışına başvurulan yarışmalar da ( BRÜKSEL VE DANİMARKA) iki birincilik elde etmiştir. Parasal destek ödüllerine hak kazanmıştır. çeşitli sponsorluk anlaşmalarıyla hayata geçireceği filminin gerçek bir emek üretimi olacağını söylüyor Okşan Dede. “ Kendi ülkemin yapım destek fonunun ön elemesini bile geçemedim ancak yurt dışın da iki ödülüm ve de yine yurt dışı ile sponsorluk anlaşmalarım var. Onun haricin de bilindik eş-dost desteği özellikle de oyuncularımın sonsuz desteğiyle kuracağım setimi”.
31 yaşındaki senarist-yönetmenin ilk uzun metraj deneyimi olacak “Ölümden Kalma”. Daha önce çeşitli projeler de “senaryo doktorluğu/dramaturgluk” yapan yaklaşık iki yıldır da “sinema yazarlığı” yapan Dede, yine iki yıldır hazırlandığı projesi için sıvadı kollarını. Proje danışmanlığını “Ercan Kesal”ın yaptığı, Behrem karakterini ise “Dolunay Soysert”in oynayacağı filmin yönetmen yardımcılığını ise “Ali Ata Bak” kısa filmi ile ulusal ve uluslararası pek çok ödül alan “Orhan İnce” yapacak.
Dolunay Soysert Behrem karakteri için Psikiyatrist Canan Ketenoğlu ile çalışmalarına devam ediyor, kendisine rol model teşkil edecek bir wernicke korsakoff hastası ile görüşüyor, hastalıkla ve “ölüm orucu” süreci ile ilgili okumalar yapıyor. Karakter için beş kilo veren Soysert, hala diyetisyen gözetimin de kilo veriyor. Yine filmin önemli karakterilerinden Nörolog Doktor Onur rolünü oynayacak olan Emre Karayel Doç.Dr. Hakan Gürvit ile çalışıyor ve yine filmin ortasında dahil olana karakter Psikiyatrist “Yelda” rolünü oynayacak olan Taies Farzan da Psikiyatrist Canan Ketenoğlu ile çalışıyor. Dişil bir karakter olan Yelda karakteri için saçlarını yönetmenin isteğiyle kızıl yaptı ve kilo veriyor.
Wernicke Korsakoff Olmak..
Behrem On yıl evvel üniversitedeyken cezaevine girmiş ve orada katıldığı ölüm orucu eyleminin 127.günün de zorla müdahale ile tedavi görmüştür. Ancak gördüğü tedavi topyekûn kurtuluşu olmamıştır. Kurtarabildikleri ise eksik bir yaşamın sireni gibi her dem çalar. Wernicke Korsakoff’un ileri safhasındadır. Gerçek bir aksayıştan çok farklı olan topallığı, konuşmasındaki fısıltı hali ve en ağır olanı artık bir belleğinin olmayışı.. En fazla üç dakika muhafaza edebildiği anılarla üç dakika sonra tekrar yüzleşiyor ve tekrar yaşıyor. Geriye akan bir hayatı, kendi başa çıkma yollarıyla yaşanabilir kılmıştır. Üzerine kilitlenen kapının öte tarafın da takı tasarımı yaparak idame ettirir hayatını. Kendinden sekiz yaş küçük teyze kızı Leyla’nın erken anaçlığına iltica etmiş, onun koruyucu-kollayıcılığı ile güvende hissetmektedir kendini. Filmin ortasın da rutin kontrollerin birin de Behrem’in hamile olduğu ortaya çıkıyor ama kimden? Nasıl? Bilinmiyor çünkü behrem hiçbir şey hatırlamıyor.
Okşan Dede’nin Ağzından “Ölümden Kalma”
“Epik bir anlatımla kurmaya çalıştığım senaryo da yine Brechtyen yabancılaştırma etmenlerini kendimce sağlamaya çalıştım. Behrem’in üç dakikalık unutmaları bir duygu kırma aracıdır. Çünkü en can alıcı, en duygunun doruğa çıktığı noktalarda bile Behrem’in unutup, direk nötrleşmesi seyircideki özdeşim kurma dürtüsünü kıracaktır. Buradaki sıkıntım, seyircide empati duygusunu dinamitlemektir. Behrem’e kimsenin acımasını veya içerlemesini istemiyorum. Aksine seyirci Behrem’in yanın da yürümeli, onunla birlikte çözüm aramalıdır. Ara ara Behrem’in yaşadığı ataklar ise seyircinin zihnini hep diri tutmak isteğimdendir. Alt metin de ilerleyen huzursuzluk, seyirciye rahat bir seyir imkânı sunmayacak. Bertolt Brecht seyircinin her daim rahatsız izlemesi için tiyatro koltuklarına raptiye yerleştirirmiş ben de bu raptiyeleri seyircinin gözlerine yerleştirme gayesindeyim. Çünkü konformist bir seyir, izlenileni orada bırakır, illüzyon yaratır ve seyir bittikten sonra biter. Ama epik argümanla kurgulanmış bir seyir, bittikten sonra da devam eder. Seyirci o salondan ayrıldığından da düşünür, hatta sonrasında da, daha sonrasında da..
“Ölümden Kalma” bir kadın hikayesi... Kadınlığın daha doğarken anatomik olarak ağırlaştırıldığı, ilerledikçe de karakteristik yaftalamalarla iyice güçleştirildiğine bir seslenmedir. Bu devrimci de olsan, kariyerli de olsan, parasal bağlam da güçlü de olsan pek fazla değişmiyor. Kadınlık her coğrafya da kendince ön kabulleri ile bir tanıma bürünüyor. Behrem özelin de anlatmaya çalıştığım bu genel durum, kadın-hastalık ve bununla yaşama üçlemesinde kendine konuşlanacak bir yer bulacaktır. Sistemin dayattığı meşru kadın kimliği yani suskun, bilgisiz, evine sadık ve yumuşak başlı kadın görüntüsü bir gün bir kadının kulakları delip geçen çığlığıyla yerle bir olacaktır.. belki bu Behrem olur belki de Yelda…ya da ben veyahut sen…”
Filmin Hazırlanma Evresi Ve Çekim Koşulları
“Ölümden Kalma” filmi Avrupa Birliği Projeleri üzerinden yurt dışına başvurulan yarışmalar da ( BRÜKSEL VE DANİMARKA) iki birincilik elde etmiştir. Parasal destek ödüllerine hak kazanmıştır. çeşitli sponsorluk anlaşmalarıyla hayata geçireceği filminin gerçek bir emek üretimi olacağını söylüyor Okşan Dede. “ Kendi ülkemin yapım destek fonunun ön elemesini bile geçemedim ancak yurt dışın da iki ödülüm ve de yine yurt dışı ile sponsorluk anlaşmalarım var. Onun haricin de bilindik eş-dost desteği özellikle de oyuncularımın sonsuz desteğiyle kuracağım setimi”.
31 yaşındaki senarist-yönetmenin ilk uzun metraj deneyimi olacak “Ölümden Kalma”. Daha önce çeşitli projeler de “senaryo doktorluğu/dramaturgluk” yapan yaklaşık iki yıldır da “sinema yazarlığı” yapan Dede, yine iki yıldır hazırlandığı projesi için sıvadı kollarını. Proje danışmanlığını “Ercan Kesal”ın yaptığı, Behrem karakterini ise “Dolunay Soysert”in oynayacağı filmin yönetmen yardımcılığını ise “Ali Ata Bak” kısa filmi ile ulusal ve uluslararası pek çok ödül alan “Orhan İnce” yapacak.
Dolunay Soysert Behrem karakteri için Psikiyatrist Canan Ketenoğlu ile çalışmalarına devam ediyor, kendisine rol model teşkil edecek bir wernicke korsakoff hastası ile görüşüyor, hastalıkla ve “ölüm orucu” süreci ile ilgili okumalar yapıyor. Karakter için beş kilo veren Soysert, hala diyetisyen gözetimin de kilo veriyor. Yine filmin önemli karakterilerinden Nörolog Doktor Onur rolünü oynayacak olan Emre Karayel Doç.Dr. Hakan Gürvit ile çalışıyor ve yine filmin ortasında dahil olana karakter Psikiyatrist “Yelda” rolünü oynayacak olan Taies Farzan da Psikiyatrist Canan Ketenoğlu ile çalışıyor. Dişil bir karakter olan Yelda karakteri için saçlarını yönetmenin isteğiyle kızıl yaptı ve kilo veriyor.