DOKUNULMAZLIKLARI KALDIRACAĞIZ LAFI KÜRTLERİ ÖFKELENDİRİYOR!
Ahmet Ahmet BDP'lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması hakkında çarpıcı bir yazı kaleme alarak AKP hükümetine tavsiyelerde bulundu.
Türkiye, bir saçmalıktan bir saçmalığa koşmaktan babaannemin
deyimiyle “tepe sersemine” döndü.
Toplum şaşkın ve yorgun.
Üstelik bütün bunları niye yaşadığımızı AKP’liler de dâhil kimse
bilmiyor.
Şu anda yaşananları, “muhafazakârların” demokrat olmamasına,
intikamcı olmasına, milliyetçi damarlarının kabarmasına bağlamak da
çok tatminkâr bir açıklama değil, aynı “muhafazakâr” damardan
gelen, AKP’nin kurucusu olan Cumhurbaşkanı Gül, sakin ve aklı
başında uyarılarıyla, bir “başka” muhafazakâr politikanın da mümkün
olabileceğini herkese gösteriyor.
Bugün AKP, Cumhurbaşkanı’nın rotasını çizdiği politikayı izlese
ülke huzura kavuşacak, sorunları aşabilmek için demokratik adımlar
atacak.
Başımızda dağ gibi birikmiş sorunlar varken her sabah yeni bir
sorunla uyanmayacağız.
Hadi yaşadığımız saçmalıkları, “bu da böyle bir dönem, geçer” diye
sineye çekelim ama “kalıcı hasar” bırakacak işler oluyor.
Bozulacak olan sadece Osmanlı’dan bize kalan o muhteşem İstanbul
silueti değil, Türkiye’nin kaderini değiştirebilecek girişimlere
tevessül ediliyor.
Şimdi de Başbakan Erdoğan, BDP’lilerin “dokunulmazlıklarını
kaldıracaklarını” söyledi ve dosyaları komisyona gönderildi.
Dokunulmazlıkları gerçekten kaldıracaklar mı yoksa bu da
Başbakan’ın son zamanlarda çok alıştığımız üfürmelerinden biri mi
bilmiyorum.
İdam gibi bu da öyle bir palavra olabilir ama “BDP’lilerin
dokunulmazlıklarını kaldıracağız” lafı bile Kürtlerin içinde
iyileştirilmesi zor yaralar açıp, öfkelendiriyor.
Türkiye, başbakanların aklına geleni söyleyebileceği bir ülke
değil, burası 30 yıldır iç savaş yaşayan, karşılıklı olarak
duyguların keskinleştiği bir yer.
Yöneticilerin özellikle böyle konularda her lafı tartarak söylemesi
gereken bir memleket.
Tabii, daha korkuncu AKP’nin bunu gerçekten yapması ve
dokunulmazlıkları kaldırması.
Eğer Meclis’te bekleyen 800 küsur fezleke arasından BDP’lilerin
dosyalarını seçip, BDP’li milletvekillerinin dokunulmazlıklarını
kaldırırlarsa, çok açık söyleyeyim, “bağımsız Kürdistan” sloganının
kapısını da açarlar.
Kürtler, Türklerden tümüyle ümidini keser.
“Biz Türklerle birlikte yaşamak istiyoruz” lafı biter.
“Dokunulmazlıklarını” kaldırarak Kürtleri siyasetten tasfiye etmek,
siyasetin önünü keser, silahın önünü açar.
İktidarın tümüyle yanlış hesaplara, kör böbürlenmelere dayanan dış
politikası sonucunda güneyimizdeki üç ülkeyi birden Türkiye’ye
düşman, PKK’ya dost yaptık.
PKK, şu anda belki de tarihinin en büyük dış desteğine sahip.
Bir de BDP’li milletvekilleri Meclis’ten çıkarır ve hapse atmaya
kalkarsanız, PKK kendisini bugüne dek desteklememiş Kürtlerin bile
desteğini alarak dümeni “bağımsızlığa” kırar.
Eğer Kürt sorununun yakın tarihine bakarsanız, Türk devletinin her
olağandışı baskısından sonra Kürt taleplerinin de bir basamak
zıpladığını görürsünüz.
Baskı, Kürtleri sindirmez.
Zaten savaşı ve ölümü göze almış bir toplum neden sinsin?
Baskı, Kürtlerin Türklerle birlikte yaşama isteğini geriye
dönülemez biçimde sona erdirir.
Öcalan’ın da yapabileceği hiçbir şey kalmaz.
Benim görebildiğim kadarıyla, bir siyasi iktidar bu çağda ya
“Kürdistan’ın bağımsızlığı” için gizli bir anlaşma yaptığı ya da
çıldırdığı için BDP’lilerin dokunulmazlıklarını kaldırır.
Böyle bir anlaşma mı var yoksa çıldırdılar mı, kestirmek zor.
İkisi de mümkün.
Delirmiş olma ihtimalleri daha kuvvetli bence.
Zaten Cumhurbaşkanı Gül de “çıkmaz sokaklara girmeyin” diye
uyarıyor iktidarı.
Ama iktidarda “aklı başında” hiçbir sözü dinleyecek bir hâl
gözükmüyor.
Hâlbuki bu “dokunulmazlığını kaldırıp hapse atma” politikasını
Türkiye’nin çılgın yöneticileri daha önce denedi, sonucu
görüyoruz.
Kürd’üyle Türk’üyle hep birlikte çok ağır bedeller ödedik, binlerce
genç insanı gömdük.
Bu iktidar ihtirası ne mene bir hastalıkmış, “analar ağlamasın”
diyen adamı alıyor “hepinizin anasını ağlatacağım” diyen bir
zorbaya çeviriyor.
Benim bu söylediklerimi elbette AKP’liler de görüyor.
Cumhurbaşkanı Gül, her gün “demokrat bir politikanın temsilcisi”
olarak sesini ve itirazını biraz daha yükseltiyor.
Eğer Erdoğan bu uyarıları dinlemezse ve AKP milletvekilleri ona
uyup BDP’lilerin dokunulmazlıklarını kaldırırsa, bu ülkenin
çocukları büyük bir çatışmanın kurbanı olacak demektir, bunu da
aklınızdan çıkarmayın.