DOKTORUN SÖYLEDİĞİ HANGİ SÖZ SERDAR TURGUT'U KOMAYA SOKTU?... PEKİ DOKTOR MU BİLDİKLERİNİ UNUTACAK TURGUT MU?...
Durum böyleyken doktorun dediğini duyunca bana diyebileceğim laf da kalmadı doğal olarak. Öylesine bakakaldım doktora. Spontane ve geçici komaya da girmiş olabilirim, bilemiyorum...
Lafın bittiği an
Her insanın yaşamında kelimelerin birden tamamen anlamlarını yitirdiği ve yaşananlara cümleler kurarak tepki veremeyeceğini anladığı durumlar olabilir.
O an birden bire gelir, lafların bitip tükendiği andır o.
Daha önce bu köşede yazdım ya; babam 81 yıl ara verdikten sonra doktora görünmeye karar verdi diye. Sonografisi çekilirken doktor aniden bana döndü ve `Babanızın hiçbir kötü alışkanlığı yok galiba, iç organları yepyeni ve çok sağlam´ dedi.
Kontrollere başlamadan önce ben, babamın artık karaciğeri ve akciğeri kalmamış olabileceğini düşünüyordum. Çünkü benim babam sadece kötü alışkanlıklardan ibaret olan bir adamdır. Kendi hesabıyla 1945 yılından bu yana 17 ton rakı içmiş. Tabii ki bunlar sadece rakı üstüne yaptığı hesap. Akşam saatlerinde rakıya başlamadan önce gün içinde içtiği içkiler o hesabın dışında tutulmuş durumda.
Ağzı, alkol seviyesi yüksek düzeyde sıvı içmekle meşgul değilken ise ağzında sürekli pipo vardır. Ben babamı ağzından duman çıkmadan hiç görmedim. (Eh ben de 53 yaşındayım, düşünün siz artık).
Babam bir keresinde ağzında pipo varken aynı anda içki içmeye çalıştı. Ve bunu da başardı. `Nasıl?´ diye anlatamayacağım çünkü ben bunun nasıl olabildiğini gördüğüm halde anlamamıştım.
Bana göre piposunu yutmuş olması gerekiyordu ama bu olmamıştı. İçki de içtiği için ağzından dumanı salmamıştı sadece.
Bütün bunların dışında babam hayatında hiç spor yapmadı. Yaptığı tek spor içki bardağını indirip kaldırmaktan ibaretti. Acele etmesi gerektiği zamanlarda bile yavaş yürürdü (Benim 40´lı yaşını anlattığımı da bilin).
Durum böyleyken doktorun dediğini duyunca bana diyebileceğim laf da kalmadı doğal olarak. Öylesine bakakaldım doktora. Spontane ve geçici komaya da girmiş olabilirim, bilemiyorum...
Doktora bir şey demek gerekiyordu ama konuşma becerimi o an kaybetmiştim. Sevinmek istedim ama şaşkınlıktan sevinemedim bile... Laf tükenmişti... Ayrıca tıp biliminin tamamen tükendiği andı bu...
Sonra babamla aynı anda gülmeye başladık. Doktor sevindiğimizden güldüğümüzü sanmış olabilir diye kendisine durumu anlattık. O da gülmek zorunda kaldı tabii. (Kendi mesleğine duyduğu inanç sürüyor mu hâlâ; bilemiyorum son durumu tabii ki...)
Ben ise şu an sağlıklı yaşam üzerine okuduğum onca yazıya, dinlediğim lafa, harcadığım boşa giden zamana üzülüyorum. Sadece `İnşallah genler hakkında denilenler doğrudur da bu son durumdan bir kıssadan hisse çıkarırım´ diye umuyorum.
Konu hakkında nihai fikrim bundan ibaret. Bilmem anlatabiliyor muyum?..
SERDAR TURGUT/AKŞAM