DOKSANLAR DİZİSİ BAŞLARKEN... TELEVİZYON HİÇ BU KADAR SEKSİ OLMAMIŞTI!
ATV'nin iddialı aile dizisi Doksanlar yayınlandı. Yazarımız Murat Tolga Şen 90'lar yayınlarını yazıyor: Biz o zamanlar ne izlerdik?
ATV’nin yeni dizisi Doksanlar bu akşam yayınlandı. Sağlam bir kadrosu var, bu türden mahalle dizileri de genelde uzun ömürlü olur ancak ben diziyle ilgili düşüncelerimi birkaç bölüm daha izledikten sonra yapmayı düşünüyorum. Şimdilik merak ettiğim şu; neden bu dizide oynayan genç kızların hepsinin sesi nodüllü? Sanki bir tercih sebebi gibi...
Neyse, asıl yazmak istediğimize dönelim; 90’lar şimdilerde özel TV’de bir dizi adı/hikayesi olmasının dışında özel televizyonları ve çok ilginç bir seyir dönemini hayatımıza sokan yıllar. Bu akşam ATV’de Doksanlar’ı izlediniz. Peki, o zamanlar neler izlerdik?
80’lerde hayatımıza giren video çılgınlığının sinemaya ölümcül bir darbe vurduğu düşünülür. Video’nun katili olacak ve anılara gömecek olan özel televizyon macerasının başlangıcı aynı zamanda epey şehvetli ve erotiktir de…
Seyircinin Mutlaka Durduğu Kırmızı Nokta
Yaşı yeten herkes Show TV’nin ünlü “kırmızı nokta” kuşağını bilir. Cumartesi geceyarısından sonra bu kuşakta gösterilen erotik filmler, Tutti Frutti gibi cinsellik dozu yüksek striptiz şovları bir dönem seyircisinin ilgisini çekmiş ancak otoriteyle baş edemeyen kanalın “temiz yayıncılık” ilkesiyle hareket edeceğini açıklamasıyla yayından kaldırılmıştı.
Tutti Frutti, Colpo Grosso ve Bir Dolu Meyve!
Kırmızı nokta kuşağının fenomen yapımı açık ara Tutti Frutti’dir. Colpo Grosso adlı İtalyan şovunun Alman versiyonu olan Tutti Frutti’de, her biri bir meyveyi temsil eden “Çinçin Kızları”nın ilginç danslarından sonra bir erkek bir de kadın yarışmacı striptiz yaparak soyunur ve puan toplamaya çalışırdı. Programın çılgın sunucusu Hugo Egon Balder ve ona yardım eden Monique adlı seksi sarışını, izleyenler bugün bile hatırlarlar. Monique Sluyter hem İtalya’da yayınlanan Colpo Grosso’da hem de Alman Tutti Frutti’sinde asistanlık yapmış tek model… Programda soyunurken zorlanan kadın yarışmacıların imdadına ise Sebastian adında tombul bir beyefendi yetişir ve genellikle sutyen kopçalarını açardı. Dünyanın en keyifli işi olsaydı gerek!
Çinçin Kızlarının en yürek hoplatanı ise “Çilek” olarak bilinen Anjelik’tir. Kendisini izlerken elinde, anne-baba baskınına karşı kanal değiştirmeye hazır kumanda, donup kalan pek çok liseli gençte kalıcı hasarlar bırakmış bir güzellikti.
İşin daha da ilginci, Show TV bir dönem Türk işi bir Tutti Frutti bile yayınladı. Tarık Tarcan’ın sunduğu programda asistanlık görevini Emel Acar ve ünlü gösteri adamı Yıldo yapıyorlardı. Tarık Tarcan’ın programda (yılbaşı gecesi yayınlanan bir bölümde) dediğine göre Türk işi Tutti Frutti’ye katılmak isteyen 20.000 erkek ve 28.000 kadın vardı. Tarık Tarcan’ın sinir bozucu bir Hugo taklidi olduğu program Yıldo’nun varlığıyla daha da anlamsız hale geliyordu. Ancak içerdiği yerel cüret açısından takdir edilecek bir çaba olarak aklımda yer etmiş. Ne diyelim, ilginç zamanlar…
Tutti Frutti’nin yayını sonlandıktan sonra yerine konan Colpo Grosso’da ise artık bir erkeğin soyunmasını izlemek zorunda değildik. Çinçin Kızları yine görev başındaydı ancak bu defa iki kadın yarışıyordu.
Yine akılda kalan erotik bir geceyarısı şovu, Yasemin Evcimle Gece Jimnastiği’dir. Star televizyonunun Show TV’ye cevabı sayılabilecek bu yapımda rahmetli dansçı Coşkun Evcim’in güzel kız kardeşi Yasemin Evcim olabilecek en seksi kıyafetlerle bir tür Jane Fonda taklidi olarak yarı erotik bir Aerobik gösterisi sunardı. Sporla alakası olmayan göbekli Türk erkeklerinin bir jimnastik programına bu kadar düşkün olması Televizyonculuk tarihimizde bir daha asla tekrarlanmamıştır!
Emanuelle ile TV’de Karşılaşmak!
Bu dönemin en akılda kalan filmleri ünlü Emanuelle serisi ve The Adventures of Justine’dir. 1998-2001 arasında tüm seri olarak TV’den yayınlanan Emanuelle’ler toplum ve otorite baskısı yüzünden epey bir makas yiyordu.
Justine ise erotik bir dişi Indiana Jones olarak her bölüm maceradan maceraya koşarken ona yardımcı olan yakışıklı Profesör Robson ile de erotik maceralar yaşamaktadır. Bazı bölümleri kırmızı-mavi 3D gözlüklerle 3D olarak izlenebilen Justine kırmızı nokta kuşağında yayınlanan en ilginç yapımlardandı.
Show TV’nin kardeş kuruluşu olarak yayına başlayan, dönemin İzmit Belediye başkanı Sefa Sirmen tarafından Kartepe’ye vericiler kurularak şifresiz yayınlanan Cine5 ise erotik film gösteriminde gerçek bir zıplama yaşatmıştı. Show’da ve ara sıra Star TV’de gösterilenlerden çok daha cüretkâr yapımlar geceyarısından sonra şifresiz bir biçimde TV’lerimize kadar geliyordu. Dönemin ve kanalın favori filmi sert sahneleri ayıklanmış ve daha soft sevişme sahneleri konmuş olan Rocco Siffredi’li bir Tarzan filmidir.
Yine aynı dönemde, seyircinin Yeşilçam erotiklerine olan ilgisini fark eden kanallar birbiri ardına 70’ler boyunca üretilmiş erotik komediler yayınlamaya başladılar. Bir Zerrin Egeliler, Aydemir Akbaş filmi olan Öttür Kuşu Ömer’i bir Cumartesi öğleden sonra az biraz makaslanmış olarak göstermeye kadar uzanmıştı iş…
Yeşilçam erotikleri, erotik şovlar ve filmler ulusal kanalları terk ettikten yıllar sonra bile Yeşilçam TV, Sinematürk ve benzeri tematik kanallarda geceyarısından sonra gösterilmeye devam etti. Her seferinde biraz daha kısalarak ve geriye hiçbir erotik gösteri içermeyecek kadar kırpılarak tabi…
Hayat Uydusu Olana Güzel!
Türk TV’lerinin gösterdiği erotik yapımlar azalırken dönem seyircisi bir şeyi daha farketmişti. Her apartmanda giderek çoğalan kocaman uydu antenlerinin en sevdiği kanallar Sat1 ve Pro7 olmuştur. Cumartesi geceyarısı her iki kanalda bazen de RTL’de gösterilen, makaslanmamış erotik filmler 90’ların en büyük TV sırlarından biridir. Halkımızın Almanca telaffuzuna yakın olmasını sağlayan en önemli etki bu iki kanaldan ve geceyarısı yayınlarından gelir.
Özel televizyonlar büyük bir heyecan dalgası yaratarak hayatımıza girdiler ve bir dönem kanuni boşlukları iyi değerlendirerek oldukça cüretkar yayınlar yaptılar. Halkın cinsel açlığını bu defa TV üzerinden sömürmeye kalkan bu anlayış oldukça renkli bir on yıllık TV izleme sürecine yol açtı denebilir. Sansürsüz filmler, erotik şovlar, cinsel imalarla dolu gece programları… Şimdi izleyemeyeceğiniz ne varsa hepsi!
Türk TV’leri belki bir daha asla böyle bir yayın yapamayacaklar. İyice devlet ve ebeveyn kontrolüne girmiş bir medyadan tersi de beklenemez zaten. Bu dosya sadece Türk Televizyonculuk tarihinin ilginç bir durağını aktarma amacındadır. Sinemadan, TV’ye oradan da internete atlayan seks gösterileri… Anne-babaların kovdukları yerlerden ötede daha güçlü biten yabani otlar gibi hayatımızda yer almaya devam ediyorlar.
MURAT TOLGA ŞEN / [email protected]