'DOĞAN GRUBU'NUN BAZI YÖNETİCİLERİ AYIP EDİYOR!..' EKREM DUMANLI MİLLİYET'İN HANGİ HABERİNE KIZDI?..
Galiba Fehmi Koru'nun tezi üzerinde çok daha ciddi düşünmek gerekiyor.
Tuncay Güney ile Milli İstihbarat (MİT) arasındaki ilişkiyi belgeleyen bir haber yayınlandı geçen hafta. Sabah'ta yer alan haber üzerine gözler MİT'e çevrildi. Belge yalanlanabilirdi. Ancak MİT ilginç bir açıklama yaparak soru işaretlerini artırmış oldu.
Yeni bir durumla karşı karşıyayız. Şayet Güney, bir dönem MİT görevlisi olarak çalışmışsa; hatta Ergenekon'un içine planlı bir şekilde sızmışsa bir sürü soruya cevap bulunması gerekiyor. Mesela Eymür basına yansıdığı gibi gerçekten 'Zokayı yuttular' demekle neyi kastetmişti? 2001 senesinde İstanbul Emniyeti, Güney'i sorgularken MİT neden işkence gördüğünü iddia eden Güney'e sahip çıkmadı? Madem sahip çıkılmadı ve itirafta bulunmasına göz yumuldu; o zaman hangi güç bu kişiyi yurtdışına çıkardı, pasaport ve vize işlemlerini halletti?
Sorular uzayıp gider; ancak hiçbir cevap bu meseleyi daha anlaşılır hale getirmiyor. Tam şeffaf olmayan bütün devlet yapılarında bu tür kargaşalar yaşanır ve bu derin ilişkileri sorgulamak imkânsız hale gelir. Kördüğüm haline getirilmiş bir meseleyle karşı karşıyayız. Ve tam bu noktada Tuncay Güney ismindeki kişi çıkıyor karşımıza. Yalnız dikkat etmekte fayda var: Güney, Ergenekon davasının tek şahidi ya da referansı değildir; dolayısıyla onu tüketerek bu dava kapanmaz; kapatılamaz.
Türk basınının (en azından bir bölümünün) Tuncay Güney ile ilgili tutumunu bir kenara kaydetmek gerekiyor. Gerçekten ibretamiz bir durum. Bazı medya grupları Güney'i ısrarla güvenilmez, karanlık, sapık, yalancı olarak resmediyor. Bu işin başını da Milliyet çekiyor, Hürriyet de ona destek veren yayınlar yapıyor. Hatta Milliyet Gazetesi büyük bir yayıncılık başarısına (!) imza atarak defalarca haber yaptı ve aslında Güney'in haham olmadığını iki kere iki dört eder katiyetinde (!) ispat etti. Adam oradan 'Ben gerçek bir hahamım' dedikçe öfkelenen Milliyet kırk dereden su getirdi ve Kanada'da hahamlık yapan Güney'i köşeye sıkıştırdı. Haham olsa n'olur, olmasa n'olur; önemli olan o değil; Milliyet'in gayretkeşliği Güney'in güvenilmez olduğunu ispat etmek. Hürriyet de hafta içinde Güney'i iri puntolar ve devasa fotoğraf eşliğinde manşet yaptı. Aynı mantık orada da var. Haberlerin ve yorumların tamamındaki mesaj çok açık: 'Tuncay Güney, güvenilmez bir adam, tutarsız ve yalancı bir insan.' Sanırım bu mesajların arkasındaki düşünceyi de şöyle özetlemek hata olmaz: 'Bu mudur Ergenekon davasında sözüne itimat edilen karanlık kişi?'
Kamuoyu Milliyet'in öncülük ettiği Güney savaşındaki telaşı anlamaya çalışıyor. İyi niyetli bir okumayla denebilir ki Milliyet (ve tabii ki Hürriyet) Güney'i güvenilmez buluyor ve ona dayandırılarak yapılan haber ve yorumlardan rahatsızlık duyuyor. Diyelim ki bu iyimser yorum doğru; o zaman cumartesi günkü Milliyet'in 16. sayfasındaki rezalet ne anlama geliyor? Neredeyse tam sayfa ayrılan haberde Tuncay Güney üzerinden Fethullah Gülen'e saldırılıyor; hem de acımasızca. Acımasızca diyorum çünkü bütün haber şu başlığı atabilmek için: 'Gülen sorularında terledi' Yani? Yeni ve önemli bir laf yok ama olsun; maksat Gülen düşmanlığı yapılsın. Güya sorgusu yapılırken Gülen konusu sorulmuş da o sorular sırasında Güney terlemişmiş. Bu mudur Milliyet Gazetesi'nin kalite çıtası? Kaç gündür yırtınıp duruyordunuz Güney'in güvenilmez bir adam olduğunu ispatlamak için. Bu yaptığınızı gören her insan 'ayıptır ayıııp!' demez mi?
Bizim internet servisindeki arkadaşlar Milliyet'in Güney ile imtihanını görünce 'Milliyet çıldırmış olmalı' diye başlık atmış. Şaşırdım. Her konuya soğukkanlı bakmaya gayret eden internet ekibimizin bile sabrı çatlamak üzere. Çünkü Milliyet terleme haberine nerdeyse tam sayfa yer ayırırken aynı sayfanın altında da Mesut Yılmaz'ın gün içinde yalanladığı habere yer veriyordu. Konu yine Gülen ile ilgili ve Milliyet'in terazisi yine altüst olmuş durumda. Bu gazetede böyle tuhaf bir takıntı var nedense.
Galiba Fehmi Koru'nun tezi üzerinde çok daha ciddi düşünmek gerekiyor. Aydın D