Doğan Grubuna vergi cezasıyla kaç kuş vuruldu?
Nasıl olsa bir gün öğreneceğiz; hangi paralarla kuruldu bu “yeni” medya düzeni? Kimler, ne karşılığında bir çek defterini doldurur gibi yazdılar köşelerini?
T24 sitesinin kurucusu ve Genel Yayın Yönetmeni Doğan Akın, bugün
köşesinde ilginç bir yazı kaleme aldı. “Doğan grubunun kuyruğuna
takılma yaftası”ndan endişe etmeden kaleme aldığı yazısında
Akın, Doğan Grubuna kesilen vergi cezalarının dökümünü
yayımladı.
6,5 milyar lira'ya ulaşan cezayı, Sabah ve ATV'nin 750 milyon
dolarının Halkbank ile Vakıfbank kredisi ile 1,1 milyar liraya
satıldığı gerçeği ile karşılaştıran Akın, Şimdilerde Taraf da
geçiyor o vergi-denetim tünellerinden, Erdoğan’ın “Batmış zaten”
buyruğuyla el koydurmaya çalıştığı Gülen cemaati cephesindeki Bank
Asya da... diyerek bu konuyu neden hatırlattığını da okurları
ile paylaştı.
İşte Akın'ın yazısından çapıcı bir bölüm:
"Akşam ve Güneş gazeteleri ile Sky360 TV, beş dergi ve iki de radyo
kanalı barındıran bu yayın grubu Kasım 2013’te 62 milyon dolara
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a en yakın işadamlarından Ethem
Sancak’a satıldı. Medyaya “AKP misyonuna destek için
girdiğini” açıklayan, Erdoğan için “En önemli idolüm, adamın
sevdalısıyım” diyen ve 2012’deki 4. Olağan Kongre’de AKP yönetimine
de giren Sancak’a.
(...)
Evet, “yeni Türkiye’nin yeni medyası” yakın çevre ile gönüllü
olarak, yakın çevre dışındakilerle de kılıç zoruyla çoktan inşa
edildi. O kılıç yeri geldi vergi idaresi oldu, yeri geldi
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Batmış zaten” buyruğuyla Bank Asya’ya el
koymaya çağırdığı Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu.
Velhasıl, “Alo Fatih” hatlarında tanık olduğumuz üzere yeni katlar
çıkılıyor, havuz mavuz ekleniyor ama “yeni medya inşaatı” eski.
DOĞAN GRUBUNA NE KADAR VERGİ KESİLMİŞTİ
2009 yılını hatırlayın. Deniz Feneri’ne ilişkin yolsuzluk
haberlerini izleyen süreçte Doğan Yayın Holding için hesaplanan
vergi ve cezaları.
Kaç liralık bir vergi ve ceza rakamı konmuştu Doğan Medya Grubu’nun
karşısına?
1 milyar?
2 milyar?
3 milyar?
Kaç lira?
2009 yılındaki iki dalgada Doğan Medya Grubu için hesaplanan vergi
aslı ve cezalarının toplamı yaklaşık 6,5 milyar lirayı buldu. Eski
para ile 6 katrilyon 448 trilyon lira. Yaklaşık 3 milyar dolar.
SABAH-ATV 1,1 MİLYAR LİRAYA SATILMIŞTI
Rakamı 2009 yılında Türkiye bütçesi gelirlerinin 215 milyar lira
olduğunu hatırlayarak okuyun. Rakamı, TMSF’nin Sabah-ATV grubunu,
Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın yönettiği Çalık
Holding’e 2008 yılında 1,1 milyar dolara sattığını hatırlayarak
okuyun. 1,1 milyar doların 750 milyon dolarının Halkbank ile
Vakıfbank kredisi ile karşılandığını unutmayın. Yıllardır hükümeti
kızdıracak tek haberin bile yayınlanmadığı Sabah-ATV grubunun
Erdoğan’a en yakın işadamlarından Ahmet Çalık’a bu şekilde satılışı
da, sonra havuzlara atılışı da bir “yeni Türkiye’nin yeni medyası”
hikâyesidir.
İKİ DALGADA YAKLAŞIK 6,5 MİLYAR LİRA
6,5 milyar lira, diyorduk. Rakamlarda, yuvarlamalardan kaynaklanan
sapmalar olabilir kaydını düşerek, tabloyu ortaya koyan
dökümü verelim:
18 Şubat 2009 - Birinci dalga: Maliye Bakanlığı’nın Doğan
grubuna hesapladığı ilk vergi ve cezanın toplamı 826 milyon
liraydı. Bu rakam için, Doğan Yayın Holding bünyesindeki Doğan
TV’nin hisselerinin yüzde 25’inin 2006 yılında Alman Axel
Springer’e 365 milyon Euro’ya satılması işlemine ilişkin gelir
vergisinin 2006 sonu değil 2007 yılında geç ödenmesi gerekçe
gösterildi.
6 Eylül 2009 - İkinci Dalga: Maliye Bakanlığı, Doğan TV
hisselerinin Axel Springer’e satışında Doğan Yayın Holding içinde
yapılan kademeli yeni hisse yapılandırma işlemlerinde
kurumlar vergisi kaçırıldığını ileri sürdü. Kademeli
yapılandırmaya dahil olan üç şirkete şu vergi ve cezalar
kesildi:
DOĞAN TV:
Vergi/Ceza: 2 milyar 8 bin lira
Gecikme faizi: 700 milyon lira
Toplam: 2 milyar 700 milyon 8 bin lira.
DOĞAN PRODUCTION:
Vergi/Ceza: 863 milyon lira
Gecikme faizi : 465 milyon lira
Toplam: 1 milyar 328 milyon lira
D YAPIM:
Vergi/ceza: 1 milyar 114 milyon lira
Gecikme faizi: 480 milyon lira
Toplam: 1 milyar 594 milyon lira
İkinci dalga toplamı: 5 milyar 622 milyon lira
Birinci ve ikinci dalga toplamı: 6 milyar 448 milyon 8 bin lira
BU RAKAMLAR NEDEN ÖNEMLİ?
Bu dökümü özellikle verdim. Zira –Doğan grubunda çalışanlar dahil-
çevremdeki bütün gazetecilere sordum, hiçbiri Doğan Yayın Holding’e
2009 yılında hesaplanan vergi aslı, cezası ve faizlerinin toplamına
ilişkin rakamı bilemedi. En yakın tahmin edenler bile toplam
rakamın yarısında kaldı.
Bu durumun nedenleri önemli. Bir kesim, “Doğan grubu, yıllardır
yaptıklarıyla bunu hak etti” diyerek Türkiye tarihinin en büyük
vergi/ceza/faiz hesabını memnuniyetle izledi. Geniş bir bölümünü iş
dünyasının oluşturduğu bir kesim, iktidarın tepkisinden çekinerek
sessiz kaldı. Aralarında gazetecilerin de olduğu bir kesim ise
“Doğan grubunun kuyruğuna takılma yaftası”ndan endişe ederek sorunu
geçiştirdi. Sonuç olarak, meselenin peşi bırakıldı, arşa yükselen
rakamlar kamuoyuna hak ettiği ölçüde yansımadı.
Oysa mesele Doğan grubunun ve o çatı altındaki yayınların
geçmişindeki günahlar veya grubun rutin bir vergi denetiminden
geçirilmesi değil, hükümetin bir medya grubunun üzerine vergi
idaresiyle çullanmasıydı.
UZLAŞMA, ÖDEME VE SONRASI
Bakın sonra ne oldu…
Doğan Yayın Holding, Maliye Bakanlığı’yla uzlaşma masasına oturdu.
Yaklaşık 6,5 milyar liralık devasa bir vergi/ceza tablosu
karşısında kalan Doğan grubunun, bu rakam yerine devlete 1 milyar
200 milyon lira ödemesine karar verildi. Haziran 2011’deki bu
uzlaşmadan sonra Doğan grubu 1 milyar 200 milyon lirayı devlete
ödedi.
Peki konu kapandı mı?
“Yeni medya inşası” açısından hayır! Bu süreçte Petrol Ofisi ve
bazı iştiraklerini elden çıkaran Doğan grubu Milliyet ve Vatan
gazetelerini de sattı. Milliyet ve Vatan’ın yeni patronu Erdoğan
Demirören telefona sarılıp dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ı
arayıp, yayınlarının başına kimi getireceğini sordu! Dedikodu
değil, Tayyip Erdoğan açıkladı bunu. 21 Mart 2013’te Erdoğan’ın
gazetecilere yaptığı o açıklamayı hatırlayın:
“Satın aldıktan sonra Erdoğan (Demirören) Bey bana, ‘Kimi tavsiye
edersin’ diye sordu. O zaman Kanal 24’den ayrılmakta olan Akif
Bey’i tavsiye ettim…”
Hem Doğan grubunun medyada küçültülmesi maksadı hasıl olmuş, hem de
Başbakan’a telefonda “Patron” deyip iki gözü iki çeşme ağlayan,
haberciliği savunduğu için Hasan Cemal ve daha sonra Can Dündar
başta olmak üzere muhalif yazarları kapının önüne koyan kullanışlı
bir medya patronumuz daha olmuştu. Bu süreçte diğer patronlara da
kuvvetli bir mesaj verilmiş, bir vergiyle çok kuş vurulmuştu.
“Medyada kartel daha mı iyiydi, Doğan grubu yayınlarının geçmişine
ne yapacağız” diye düşünenleri de ihmal etmesin bu yazı. “Vay
şerefsiz” infazlarını, “411 el kaosa kalktı” buyurganlığını
habercilik sanmayı, medya patronlarının kamu ihalelerine girmesinin
yasaklanmasına ilişkin düzenlemeye karşı lobileri ve medya
kartellerini mahkûm etmek için gazeteci olmaya bile gerek yok.
Ama bu yapının alternatifi, vergi kılıcıyla da yontulan yine
iktidara müptela bir medya mimarisi mi?
Ve vergi idaresinin hükümetin sopası olarak kullanılması, “rutin”
denetimlerin “mahalle” yayınlarına pek uğramaması kabul edilebilir
mi?
Şimdilerde Taraf da geçiyor o vergi-denetim tünellerinden,
Erdoğan’ın “Batmış zaten” buyruğuyla el koydurmaya çalıştığı Gülen
cemaati cephesindeki Bank Asya da.
Evet, 6,5 milyar lira.
Hikâyeyi, Erdoğan’ın, vergi davalarına bakan idari yargının temyiz
makamı olan Danıştay’a kimin başkan olması gerektiği konusundaki
telefon konuşmalarını da hatırlayarak okuyun.
Oku oku bitmez bu hikâyeler.
Sonuçlarına her gün tanık oluyoruz da… Nasıl olsa bir gün
öğreneceğiz; hangi paralarla kuruldu bu “yeni” medya düzeni?
Kimler, ne karşılığında bir çek defterini doldurur gibi yazdılar
köşelerini?