Doğan Grubu Ak Parti'ye neden karşı?
Star Gazetesi yazarı Fehmi Koru bugünkü yazısında Doğan Medyası'nın Başbakan Erdoğan'a neden karşı olduğunu yazarken sert sorular da yöneltti...
İşte Fehmi Koru'nun "Doğan Grubu tartışmasına itirazım var"
başlıklı o yazısı:
Sahip olduğu gazeteler, televizyon kanalları, dergilerle ‘ülkemizin
en büyük medya grubu’ şu günlerde tartışma konusu. Hükümetin
demokratik sistemi devirmeyi amaçladığına inandığı girişimde,
CHP’yle ve ‘paralel yapı’ diye adlandırılan kesimle birlikte
hareket ettiğine inanılıyor...
İddia bu. İddiaya muhatap grup kendini savunmak için birbiri ardına
açıklamalar yapma ihtiyacı hissediyor...
Kusura bakılmasın, ama ben bu suçlamayı yersiz, grubun kendini
savunmak için sarıldığı ‘tarafsız’ ve ‘bağımsız’ olduğu savını da
geçersiz buluyorum.
Medya ve medya mensupları elbette bir ‘siyasi kimliğe’ sahip
olabilir. Ak Parti’yi destekleyenler olduğu gibi CHP destekçileri
de olacaktır. Bugün ülkemizde hemen bütün iddialı partilerin
destekçisi gazeteler, televizyonlar, dergiler ve kalemler var; hem
neden olmasın?
Başka bazı ülkelerden farklı olarak, bizim ülkemizde, taraf olmayan
gazete ve gazeteci neredeyse hiç yok gibi bir şey... Bu sebeple,
tartışılan grubun “Biz bağımsızız, tarafsızız” iddiası havada
kalıyor. Onların da bir tarafı var. Bu seçimde CHP’ye yakın
durdukları, Ak Parti’nin kaybetmesini bekledikleri çok açık...
2002’den beri her seçim öncesinde aynı beklenti içerisinde
oldukları da biliniyor.
Grubun patronu CHP kökenli bir aileden geldiğini hiçbir zaman
gizlemedi. Öyle olunca yöneticilerini ve yazarlarını kendisine
yakın çizgide olanlardan seçmesi neden garip karşılanıyor?
Yöneticileri ve yazarları da gençliklerinde aşırısından ılımlısına
kadar değişik ‘sol’ örgütlerde yer almış insanlar...
Kalkıp da bu yaştan sonra Ak Parti’ye neden destek versinler?
Şimdilerde Ak Parti’nin temsil ettiği zihniyetin siyasi
başarılarından elbette hoşlanmıyor, henüz elleri kalem tutarken
kendilerine yakın birilerinin iktidara gelmesini tabii arzu
ediyorlar.
İktidara gelenlerin kendilerine kulak vermeleri ve çizdikleri
siyasi çerçeve içerisinde hareket etmeleri ile de yetinebilirlerdi;
ancak Tayyip Erdoğan ve siyaset arkadaşları buna razı olmuyorlar
işte...
Yalnız Tayyip Erdoğan’ı mı sevmediler? Hayır. Adnan Menderes de,
Süleyman Demirel de, Turgut Özal da, onlara kendilerini teslim
etmedikleri sürece hayatlarının karartıldığı gerçeğini dönemlerinde
yaşadılar.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e iyileştirilmesine yardımcı olduğu
‘internet yasası’nı veto etmediği için en aşırı tepkiyi
vermelerinin sebebi de budur.
Kendilerini dinlememesi...
Yazının tamamını okumak için tıklayınız