11 Eki 2012 18:02 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 14:15

DİZİLERDEKİ SİGORTALI OYUNCU SAYISI ŞAŞIRTIYOR!

Televizyonda dizi üstüne dizi yayınlanıyor, sektöre adım atan oyuncu sayısı günden güne artıyor. Peki, iş güvencesi?

Oyuncular Sendikası Genel Başkanı Mehmet Ali Alabora, “Bu sezon itibariyle dizilerde yer alan 820 oyuncunun 4 tanesi yapımcısı tarafından sigortalıdır. Diğerleri 4-B'lidir. Bu oyuncuların kısa süre sonra yarısından fazlasının yavaş yavaş sigortalı olduğunu göreceksiniz” dedi.

49. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında Rixos Dowtown Otel’de Oyuncular Sendikası Genel Başkanı Mehmet Ali Bora, Sinema Oyuncuları Meslek Birliği (BİROY) Genel Başkanı Janset Paçal, Oyuncular Sendikası Hukuk Birimi Koordinatörü Sedef Erken Şanslısoy, ünlü sanatçılarla bir söyleşi gerçekleştirdi. Oyuncular Sendikası Genel Başkanı Mehmet Ali Alabora, 2003 yılından bu yana dizi sürelerinin uzamasıyla birlikte çalışanların mesai saatlerinin uzadığını bildirdi. 2009 yılından bu yana çalışanların sorunlarının daha da büyüdüğünü kaydeden Alabora, “Bu sorunlar 40 yılı aşan zamandır var. Sadece oyuncuların değil, yazarların, yapımcıların, ışıkçısının, sesçisinin sorunları var. Sorunlar sadece dizi setlerini kapsamıyor. Tiyatro, sinema, televizyon da aynı oyuncu havuzlarından yararlanıyor. Diziler bu sorunların ateşleyicisi oldu. Sendika böyle bir ortamda kuruldu. Bu haklı mücadelemizi daha da genişletmek amacıyla sendikamız hayata geçti” dedi.
Oyuncu olarak temel olarak 7 sorunlarının olduğunu aktaran Alibora, “Bütün oyuncular işçi statüsünde olmalı, temel çalışma koşulları sağlanmalı, taban ücretleri belirlenmeli, telif hakları genel uygulama alanı olmaktan çıkmalı, emeklilik mesleğe göre düzenlenmeli, hiçbir oyuncunun emeklilik sorunu kalmamalıdır” diye konuştu.

“820 OYUNCUNUN 4'Ü SİGORTALI”

Bağlı çalışan olmanın önemine değinen Alabora, “Temel mesele oyuncuyla yapımcı arasındaki ilişkinin işçi-işveren ilişkisi olarak yeniden tanımlanmasıdır. Bugün sektörde oyuncu serbest meslek makbuzu ile çalışıyor. Bizim sektörümüz inşaat sektörü kadar bile değil. Çünkü inşaat sektöründe işçiyi iki gün 18 saat çalıştırın, yemek vermeyin bakın ne oluyor. Bir serbest çalışan mesai saatinden şikayet edemez. Üç temel sıkıtımız ve şikayetimiz var. Bir çalışma şartları, iki ücret, üç iş güvencesidir” dedi.

Sendika olarak SGK ile sürekli bağlantı içinde olduklarını kaydeden Alabora, “SGK'dan hamle bekliyoruz. Bir genelge çıkacak. Bu sezon itibariyle dizilerde yer alan 820 oyuncunun 4 tanesi yapımcısı tarafından sigortalıdır. Diğerleri 4-B'lidir. Bu oyuncuların kısa süre sonra yarısından fazlasının yavaş yavaş sigortalı olduğunu göreceksiniz” diye konuştu.

Oyuncular Sendikası Hukuk Birimi Koordinatörü Sedef Erken Şanslısoy ise, oyunculuğa emek vermiş kişilerin haklarının kazanımı ve yeni gelen oyuncuların haklarının yerine oturtulması gibi iki hedeflerinin olduğunun altını çizdi. Önümüzdeki haftadan itibaren hakların kazanılması için gereken davaları açacaklarını kaydeden Şanlısoy, "Bugüne kadar hiçbir oyuncu hiçbir şeyden telif alamıyor Türkiye’de. Bugüne kadar Türkiye’de telif alan bir oyuncu yok. 1995 sonrasından, 2011’den, 2012’den telif alamıyor. Ama 95 öncesinin özelliği şu. 95 yılından sonra yasada değişiklik yapılıp haklar kazanıldığı için yapımcılar artık bugün olduğu gibi sanatçılara sözleşme imzalatmaya başladılar. Ama öncesinde hiç böyle bir sözleşme imzalatmamışlardı. Çünkü gerek yoktu. Bugün geriye dönük baktığımızda 1995 öncesindeki hiçbir hakkı devralmadığı için yapımcılar, bugün yayıncılara devrettikleri haklarda oyuncu hakları bulunmamakta. Biz yapımcıları dava edecek değiliz. Ama biz yayıncıları dava ettiğimiz noktada yayıncılar zorunlu olarak dönüp yapımcılara bu gelir belgelerini sormak zorunda kalacaklar. Eksiklik varsa bazı sorunlar yaşanacak. Eksiklik yoksa problem olmayacak. 153 sanatçının 3 bine yakın filminin telifi alınacak” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE’DE BİR OYUNCU İLK TELİFİNİ YURT DIŞINDAN ALACAK”

“Telif hakları alındığı zaman nasıl dağıtılacak?” sorusuna ise Şanlısoy şu yanıtı verdi:

"Bu dağıtılmadan önce AR-GE departmanı dünya örneklerini inceleyecek, oyuncuların önüne sunacak. Türkiye’ye uygun bir modelle haklar dağıtılacak. Biz şu an AB ülkeleri ile ortak çalışmalar yapıyoruz. Belki de Türkiye’de bir oyuncu ilk telifini yurt dışından alacak bu gidişle. Bizim dizilerimiz 52 tane ülkede dönüyor. Buralardan dizilerin teliflerini alacağız. Umuyorum biz telifleri çok hızlı alacağız. Paralar duruyor. Sözleşme imzaladığımız zaman paralar buraya akacak. Dolayısıyla onlar da şimdi şunu söyleyecek; 'Siz de bizimkileri toplar mısınız?' Çok yakın bir zamanda uluslararası bir mahcubiyet yaşamaya başlamış olacağız bu sektörde. Bu nedenle yapımcı ve yayıncıların hepsiyle oturup bu sorunu çözmeliyiz. Yoksa biz Avrupa’daki oyuncusuna telif ödemeyen, yurt dışından aldığı hiçbir filme de telif ödemeyen bir ülke konumuna düşeceğiz. Bakanlık bu noktada devreye girecektir sanırım.”

Sanatçı Ahu Tuğba ise, oyunculuğu hep sevdiğini belirterek, "Benim saatim yoktu oyuncu olarak. Hep bir sevgim vardı. Çocuğuma nasıl sevgim varsa oyunculuğa da öyle bir sevgim vardı. Ben önemli değilim, büyüklerinizi düşündünüz mü? Bizler nerdeyiz. Bizim telif hakkımız yok zaten. Hayatlarını bu işe vermiş o kadar şerefli, o kadar güzel duran insanlar var ki. Ağlamazlar. Telif hakları için bu kadar yüce insanlar için ne yapmayı düşünüyorsunuz diye sormuştum. Sizler var olun güzel ışıklarda yol alın" dedi. Sorusuna sağlıklı cevap alamayan Ahu Tuğba, salonu terk etti.