17 Kas 2010 09:06 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:48

DİZİLER SANSÜR MÜ EDİLECEK?

AK Parti Miletvekili İncekara'nın senaristleri 'Ruh Hastası' olarak suçlaması sanat dünyasında 'Sansür' korkusu yarattı.

iNCEKARA’NIN SÖZLERi YASAKLARIN HABERCiSi


Halide İncekara’nın açıklamalarını, ‘Bir bardak suda koparılan fırtına’ gibi görüp, hafife almamak gerekir. Bu çıkış, ‘pek yakında’ senaristlerin elini kolunu bağlayacak, RTÜK yaptırımlarının habercisi ya da ‘işaret fişeği’ olabilir

AK Parti İstanbul Milletvekili Halide İncekara’nın ‘Fatmagül’ün Suçu Ne?’ ve ‘Yaprak Dökümü’ gibi yüksek reytingli dizilerin senaristleri için “Ruh hastası” demesini ‘kişisel bir çıkış’ olarak görüyorsanız, bilin ki yanılgı içindesiniz...
İncekara’nın saptamasına psikiyatrlardan da destek gelmesi tesadüf olabilir mi?
İncekara’nın yorumu için “Sert, ama haksız değil” diyen Bakırköy Psikiyatri Tedavi ve Araştırma Merkezi’nden Dr. Ayhan Akçan’ın şu açıklamasını nasıl değerlendireceğiz peki?
Akçan, Habertürk’e şunları söyledi:
“Senaristler hep abartarak en çok reyting alabilecek konuları süzgeçten geçirmeden, toplumsal sorumluluğu ön plana çıkarmadan cinsellik ve şiddet içeren konuları işliyor. Keşke sosyal psikiyatri ve iletişim sosyolojisi bilenlerden danışmanlık isteseler.
Tecavüz edenin haklı görüldüğü senaryo, tecavüzü haklı kılar.”

RTÜK, yeni yaptırımlar peşinde
Akçan’ın bu sözlerini, “Fırsat bu fırsattır deyip, dizi pastasından bizim de nasiplenmemiz lazım” gibi değerlendirenler olabilir, ama ben aynı kanaatte değilim.
Akçan’ın söylediklerini, İncekara’nın ilk harcı attığı temeli, sağlam bir zemine dönüştürmek için dökülen ‘hazır beton’ gibi değerlendirilmesi kanaatindeyim.
Projenin ‘bilimsel ayağı’ eksikti, o da tamamlandı.
İncekara’nın başlattığı tartışmanın nasıl sonlanacağı şimdiden belli... Çünkü RTÜK Başkanı Davut Dursun, “Senarist ya da yapımcıların uyarılması bizim için söz konusu olamaz, ama senaristlerle oturup konuşmak mümkün” deyip, ardından da, dizilere
yönelik daha etkin bir ceza
sistemi üzerinde çalıştıklarını açıkladı.
RTÜK Başkanı Dursun, bir anlamda ‘baklayı ağzından çıkardı’...
O yüzden İncekara’nın açıklamalarını, ‘Bir bardak suda koparılan fırtına’ gibi görüp, hafife almamak gerekir.
Demem o ki, İncekara’nın bu çıkışını, ‘pek yakında’ senaristlerin elini kolunu bağlayacak RTÜK yaptırımlarının habercisi ya da ‘işaret fişeği’ gibi değerlendirmek lazım.
Yasa çıkarıp dizi senaristlerinin elini kolunu bağlamak mümkün.
Peki, bunu yaparak, ‘tecavüz’lerin, ‘cinsel istismar’ın ya da aklınıza gelecek her türlü ahlaksızlığın önüne geçmek mümkün mü?
Türkiye, bu sorunlarla ‘yerli dizi furyası’ndan sonra tanışmadığına göre demek ki sorunun kaynağı başka...
Dizilerin toplum üzerinde etkisi yok mu?
Amerikalıların yaptığı araştırmalar, toplumun etkilenme olasılığının çok düşün olduğu yönünde...
Demek ki dizileri toptan kaldırarak bu sorunu çözmek mümkün değil.
Demek ki asıl sorun başka yerde...
Eşek yerine ha bire semerini dövüyoruz nedense...

Ali Eyüpoğlu/Milliyet

ETİKETLER
#yasak #sansür #diziler