29 Ağu 2010 09:34
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:35
''DİZİ İZLEYİCİLERİNİ APTAL YERİNE KOYMAYIN! İZLEYİCİ ÖNÜNE KONULAN HER ŞEYİ YEMİYOR, UNUTMAYIN!''
Günaydın yazarı Yüksel Aytuğ'dan televizyon izleyicileri adına yapımcılara ve kanallara dizi manifestosu.
Bu sezon bunlar olmasın
Bu sezon da hayatımızı dizilere göre planlayacağımız kesin... E madem öyle, televizyon eleştirmeni şapkamı bir kenara koyup, "televizyon izleyicisi Yüksel Aytuğ" olarak, yapımcılardan, yönetmenlerden, oyunculardan, senaristlerden ve kanal yöneticilerinden taleplerimi sıralayayım. Umarım bu ricalarım dizi seyircilerinin sesi, nefesi, hatta "manifestosu" yerine geçer:
*** Reklam jeneriği, tanıtıcı reklam, bir reklam, reklam başlıyor, reklam bitiyor başlıklarıyla diziler arasındaki reklam kuşakları neredeyse 12-13 dakikaya çıkıyor. Bir diziyi sonuna kadar izlemek için ekran başında 3 saat kalmak gerekiyor. Lütfen bu eziyete bir son verin.
*** Dizilerin başına yeni reklam kuşağı açmak için en az dizi kadar uzun özetler koymayın.
*** Diyalogların arkasındaki fon müziğinin sesi çok yüksek, konuşmalar anlaşılmıyor. Özellikle ekran başında duyma güçlüğü çeken yaşlı izleyiciler bulunduğunu unutmayın.
*** Trajedi denilince aklınıza hemen "kanser" hastalığı gelmesin. Unutmayın ki bu hastalığın pençesinde kıvranan binlerce hasta ve onların yüz binlerce yakını var. İnsanların hastalık karşısındaki aczini sömürmeyin.
*** Bizim memlekette "çocuk" denilince akan sular durur. Lütfen çocuk zaafı üzerinden ucuz yollu reyting tuzakları kurmayın.
*** Gençleri alkole, uyuşturucuya, disiplinsizliğe, saygısızlığa özendirecek yapımlar reyting açısından parlak sonuçlar getirebilir. Ama siz yine de "vicdanınızın sesini" dinleyin!
*** En ılıman aile dizilerinde bile şiddet kol geziyor. Lütfen kan ve baruttan reyting damıtma kolaycılığına başvurmayın.
*** Her dizinin en az 13 bölüm ekranda kalma hakkı var. Yatırım yapacağınız diziyi iyi seçin ve arkasında durun. Sizin umduğunuz reytingi almasa da o diziyi seyretmeye başlayan ve yeni bölümünü bekleyen izleyiciler bulunduğunu aklınızdan çıkarmayın.
*** Prodüksiyondaki en pahalı kaleminiz başrol oyuncusuna ödenen milyonlar olmasın. Lütfen mekan, kostüm, ışık, senaryo, müzik, ses, montaj, teknik altyapıya da aynı özeni gösterin.
*** Sırf reyting alıyor diye dizi öykülerini sakız gibi uzatıp milleti bıktırmayın. Paranızı, enerjinizi ve yaratıcılığınızı "eskisinden daha iyi bir dizi yapmak için" kullanın.
*** Yabancı dizilerden öykü aşırmak, bölüm araklamak sadece günü kurtarmaya yeter. Bu ülkenin son derece yetenekli senaryo yazarları, edebiyatçıları var. Kullanın!
*** Dizi izleyicilerini aptal yerine koymayın. Yaptığınız işe özenin. Türk izleyicisi artık önüne konulan her şeyi yemiyor, unutmayın!
Yüksel Aytuğ / Sabah
Bu sezon da hayatımızı dizilere göre planlayacağımız kesin... E madem öyle, televizyon eleştirmeni şapkamı bir kenara koyup, "televizyon izleyicisi Yüksel Aytuğ" olarak, yapımcılardan, yönetmenlerden, oyunculardan, senaristlerden ve kanal yöneticilerinden taleplerimi sıralayayım. Umarım bu ricalarım dizi seyircilerinin sesi, nefesi, hatta "manifestosu" yerine geçer:
*** Reklam jeneriği, tanıtıcı reklam, bir reklam, reklam başlıyor, reklam bitiyor başlıklarıyla diziler arasındaki reklam kuşakları neredeyse 12-13 dakikaya çıkıyor. Bir diziyi sonuna kadar izlemek için ekran başında 3 saat kalmak gerekiyor. Lütfen bu eziyete bir son verin.
*** Dizilerin başına yeni reklam kuşağı açmak için en az dizi kadar uzun özetler koymayın.
*** Diyalogların arkasındaki fon müziğinin sesi çok yüksek, konuşmalar anlaşılmıyor. Özellikle ekran başında duyma güçlüğü çeken yaşlı izleyiciler bulunduğunu unutmayın.
*** Trajedi denilince aklınıza hemen "kanser" hastalığı gelmesin. Unutmayın ki bu hastalığın pençesinde kıvranan binlerce hasta ve onların yüz binlerce yakını var. İnsanların hastalık karşısındaki aczini sömürmeyin.
*** Bizim memlekette "çocuk" denilince akan sular durur. Lütfen çocuk zaafı üzerinden ucuz yollu reyting tuzakları kurmayın.
*** Gençleri alkole, uyuşturucuya, disiplinsizliğe, saygısızlığa özendirecek yapımlar reyting açısından parlak sonuçlar getirebilir. Ama siz yine de "vicdanınızın sesini" dinleyin!
*** En ılıman aile dizilerinde bile şiddet kol geziyor. Lütfen kan ve baruttan reyting damıtma kolaycılığına başvurmayın.
*** Her dizinin en az 13 bölüm ekranda kalma hakkı var. Yatırım yapacağınız diziyi iyi seçin ve arkasında durun. Sizin umduğunuz reytingi almasa da o diziyi seyretmeye başlayan ve yeni bölümünü bekleyen izleyiciler bulunduğunu aklınızdan çıkarmayın.
*** Prodüksiyondaki en pahalı kaleminiz başrol oyuncusuna ödenen milyonlar olmasın. Lütfen mekan, kostüm, ışık, senaryo, müzik, ses, montaj, teknik altyapıya da aynı özeni gösterin.
*** Sırf reyting alıyor diye dizi öykülerini sakız gibi uzatıp milleti bıktırmayın. Paranızı, enerjinizi ve yaratıcılığınızı "eskisinden daha iyi bir dizi yapmak için" kullanın.
*** Yabancı dizilerden öykü aşırmak, bölüm araklamak sadece günü kurtarmaya yeter. Bu ülkenin son derece yetenekli senaryo yazarları, edebiyatçıları var. Kullanın!
*** Dizi izleyicilerini aptal yerine koymayın. Yaptığınız işe özenin. Türk izleyicisi artık önüne konulan her şeyi yemiyor, unutmayın!
Yüksel Aytuğ / Sabah