Diyanet'ten Dolmabahçe müezzinine suçlama! İnsanları o yönlendirdi!
Taksim Gezi Parkı eylemleri sırasında "camide içki içildi" iddialarının ardından görev yeri değiştirilen müezzin, Diyanet İşleri'ne karşı açtığı 'tenzili rütbe' davasında 'görevi olan namaz kıldırma dışına çıkarak taraf olmak'la suçlandı!
Dolmabahçe Bezmiâlem Valide Sultan Camisi Müezzini Fuat Yıldırım,
Başakşehir’e bağlı Kayabaşı köyüne görevlendirilmesiyle ilgili
Diyanet’e “tenzili rütbe” gerekçesiyle dava açtı. İstanbul İdare
Mahkemesi’ne açılan davanın dün yapılan ilk duruşmasına müezzin
Fuat Yıldırım ile taraf avukatları katıldı. Yıldırım savunmasında,
tartışılan olay günüyle ilgili bilgiler verdi. Yıldırım'ın dava
ettiği Diyanet'in avukatı ise, "Bizim görevimiz namaz kıldırmaktır.
Oysa bu kişi, bir taraf olmuş ve insanları yönlendirmiş" dedi.
Taraf gazetesinden Aysun Yazıcı'nın haberine göre; olayların
başladığı 31 Mayıs ve 1 Haziran’da camide olduklarını söyleyen
Yıldırım, ilk gün eylemcilerin yoğunlaştığı sırada öğle namazı
vaktinin geldiğini, olayları emniyete haber verdiklerini ancak
emniyetten bir yardım alamadıklarını söyledi.
AMBULANS GELEMİYORDU
Akşam ve yatsı namazı arasında eylemcilerin yoğunlaştıklarını ve
kaos ortamı oluştuğunu söyleyen Yıldırım, yine emniyeti
aradıklarını ancak emniyetin “Başınızın çaresine bakın” dediğini
söyledi. Kaos ortamı içerisinde camiyi terk etmeme kararı aldığını
söyleyen Yıldırım, eylemcilere, “Camiye ayakkabılarınızla girmeyin”
şeklinde uyarıda bulunduğunu söyledi. Bu sırada, cami önünün
kalabalıklaştığını söyleyen Yıldırım, “Provokasyon olasılığı olduğu
için giriş kısmına hasır serdik, orada bazı kişilerin tedavileri
yapıldı. Eylemcileri hastaneye gönderemedik. Ambulans caminin
olduğu yere gelemiyordu.
Yıldırım, ertesi gün yeniden emniyeti arayarak delil olması
bakımından, cami içinin emniyetçe görüntülenmesini istediğini ancak
emniyetin yine eleman göndermediğini söyledi. Yıldırım, “Kurumda
imam yok, Vali, kaymakam, emniyet yok. Bize ‘başınızın çaresine
bakın’ dediler. Benim tek derdim kötü bir olay yaşanmaması, camiye
kan bulaşmaması içindi” ifadelerini kullandı.
Yıldırım’ın avukatı Ali Tizik de, “Görevi ‘toplumu birleştirmek’
olan bir memurun ne yapması gerekiyordu. Cami imamı, müftü,
görevliler, kaymakam yok. Diyanet sahip çıkmıyor, sahip çıktığında
ise tenzili rütbe yapıyor. Müvekkilim basında haberi çıktığı için
suçlanıyor” dedi.
Daha sonra söz alan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın avukatı, dava
konusunun bir yerden bir yere nakil işlemi olduğunu, Diyanet’in yer
değiştirmek gibi bir uygulaması bulunduğunu dile getirdi. Avukat,
“Bizim görevimiz namaz kıldırmaktır. Oysa bu kişi, bir taraf olmuş
ve insanları yönlendirmiş” dedi. Duruşma ileri bir tarihe
ertelendi.