12 Nis 2014 16:32
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:05
Diyanet İşleri 'Bakara-makara’ hakkında ilk kez hangi gazeteye konuştu?
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, güncel konularla ilgili görüşlerini gazeteyle paylaştı.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, 17 Aralık sonrası başlayan, zaman zaman Diyanet'i de içine çeken tartışmalarla ilgili sessizliğini bozdu.
"Yaşanan süreçte din algısı büyük yara aldı" diyen Görmez, telefon dinlemelerine yansıyan 'Bakara-makara' konuşmalarını "Din ve dince kutsal sayılan değerleri alaya almak, istihzaya almak insanın kendi tıynetini ortaya çıkarır" sözleriyle yorumladı. Görmez, bu konuda alaycılık kadar, yapılan konuşmayı teşhir etmenin de 'gayri ahlaki' olduğunu vurguladı. Görmez, Diyanet'in yaptığı açıklamalar ve hutbeleriyle 'siyasete müdahil olduğu' eleştirilerini de "Dini tartışmalarla siyasi tartışmaların iç içe geçtiği zamanlarda, Diyanet ikisini bir birinden ayırarak din konusunda konuştuğu zaman, bunu 'siyasete müdahale' diye değerlendirmek doğru değildir" sözleriyle yanıtladı.
Son dönemde kendisinin ve Diyanet'in yaptığı çeşitli açıklamalarla zaman zaman eleştirilerin hedefi haline gelen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, gündemdeki konularla ilgili ilk kez Cumhuriyet'e konuştu.
'Gündemin dini boyutuna müdahil olduk'
- Diyanet'in son dönemde siyasi tartışmaların içerisine katıldığı yönünde eleştiriler yapıldı. Bu eleştirileri nasıl yorumladınız?
Diyanet'in bir geleneği vardır; daima siyasetin dışında, siyasetin üstünde bir duruşla meselelere bakar. Doğrudan içinde Hazreti Peygamber'in tartışıldığı pek çok meselenin konuşulduğu bir süreci geride bıraktık. Diyanet, yalnızca kendi sınırları içinde kalarak, kendi ilgi alanlarıyla ilgili toplumu aydınlatma çabası içerisine girmiştir. Dolayısıyla eğer, dini tartışmalarla siyasi tartışmaların iç içe geçtiği zamanlarda ikisini bir birinden ayırarak din konusunda konuştuğu zaman, bunu 'siyasete müdahale' ya da 'siyasi tartışmaların içerisine giriyor' diye değerlendirmek doğru değildir.
- Bu eleştirilerde son 15 maddelik açıklamanız etkili oldu. O bildiriyi hangi refleksle hazırladınız?
O bildiriye bakarsanız, en büyük talep doğrudan halktan geldi. Çünkü, bu süreçte bir bilgi kirlenmesi, kavram kargaşası yaşanıyor... Her şeyin netleşmesi açısından gecikmiş de olsak, Diyanet, Din İşleri Yüksek Kurulu'nun da görüşlerini alarak 15 maddelik bildiriyi yayınlamayı tarihi bir vazife olarak kabul etmiş ve onunla tarihe not düşmüştür.
Röportajın tamamını okumak için tıklayınız
"Yaşanan süreçte din algısı büyük yara aldı" diyen Görmez, telefon dinlemelerine yansıyan 'Bakara-makara' konuşmalarını "Din ve dince kutsal sayılan değerleri alaya almak, istihzaya almak insanın kendi tıynetini ortaya çıkarır" sözleriyle yorumladı. Görmez, bu konuda alaycılık kadar, yapılan konuşmayı teşhir etmenin de 'gayri ahlaki' olduğunu vurguladı. Görmez, Diyanet'in yaptığı açıklamalar ve hutbeleriyle 'siyasete müdahil olduğu' eleştirilerini de "Dini tartışmalarla siyasi tartışmaların iç içe geçtiği zamanlarda, Diyanet ikisini bir birinden ayırarak din konusunda konuştuğu zaman, bunu 'siyasete müdahale' diye değerlendirmek doğru değildir" sözleriyle yanıtladı.
Son dönemde kendisinin ve Diyanet'in yaptığı çeşitli açıklamalarla zaman zaman eleştirilerin hedefi haline gelen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, gündemdeki konularla ilgili ilk kez Cumhuriyet'e konuştu.
'Gündemin dini boyutuna müdahil olduk'
- Diyanet'in son dönemde siyasi tartışmaların içerisine katıldığı yönünde eleştiriler yapıldı. Bu eleştirileri nasıl yorumladınız?
Diyanet'in bir geleneği vardır; daima siyasetin dışında, siyasetin üstünde bir duruşla meselelere bakar. Doğrudan içinde Hazreti Peygamber'in tartışıldığı pek çok meselenin konuşulduğu bir süreci geride bıraktık. Diyanet, yalnızca kendi sınırları içinde kalarak, kendi ilgi alanlarıyla ilgili toplumu aydınlatma çabası içerisine girmiştir. Dolayısıyla eğer, dini tartışmalarla siyasi tartışmaların iç içe geçtiği zamanlarda ikisini bir birinden ayırarak din konusunda konuştuğu zaman, bunu 'siyasete müdahale' ya da 'siyasi tartışmaların içerisine giriyor' diye değerlendirmek doğru değildir.
- Bu eleştirilerde son 15 maddelik açıklamanız etkili oldu. O bildiriyi hangi refleksle hazırladınız?
O bildiriye bakarsanız, en büyük talep doğrudan halktan geldi. Çünkü, bu süreçte bir bilgi kirlenmesi, kavram kargaşası yaşanıyor... Her şeyin netleşmesi açısından gecikmiş de olsak, Diyanet, Din İşleri Yüksek Kurulu'nun da görüşlerini alarak 15 maddelik bildiriyi yayınlamayı tarihi bir vazife olarak kabul etmiş ve onunla tarihe not düşmüştür.
Röportajın tamamını okumak için tıklayınız