Dışişleri Bakanı: Gazeteci olmak kimseye dokunulmazlık sağlamaz!
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, tutuklu gazetecilerle ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Türkiye-AB Ortaklık Konseyi'nin 53'üncü toplantısı Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Johannes Hahn ve AB dönem başkanı Letonya'nın Dışişleri Bakanı Edgars Rinkevics'in katılımıyla yapıldı.
Mevlüt Çavuşoğlu, Ortaklık Konseyi toplantısının ardından düzenlenen basın toplantısında, kimin hangi suç isnadıyla sorgulandığı, yargılandığı ya da hapsedildiğine Adalet Bakanlığı'nın internet sitesinden bakılabileceğini, kimsenin gazetecilik faaliyeti nedeniyle tutuklanmasının söz konusu olmadığını belirtti.
Hidayet Karaca'nın tutuklanmasıyla ilgili bir soruyu cevaplandıran Çavuşoğlu, "Hükümet olarak, hükümet üyesi olarak güçler ayrılığı prensibinden dolayı yargının işlerine müdahale etme şansımız da yok ama bahsettiğiniz şahısla ilgili suçlamaya baktığımız zaman üçüncü şahıslar hakkında sahte deliller üreterek o şahısların zamanında ceza almaları ya da hapse atılmalarına sebep olmaktan ve bunu yapmak için bir çete oluşturmaktan suçlanıyorlar ve henüz haklarında verilmiş bir karar yok. Dolayısıyla ben iddianamede gazetecilik yaptıkları için bir suçlama göremedim, başka hukuk dışı faaliyetlerinden dolayı suçlandığını gördüm" dedi.
Basın ve ifade özgürlüğünün çok önemli olduğunu belirten Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Ama gazetecilerin sırf gazeteci oldukları için başka suçları işlemekten muaf olduğunu ya da dokunulmazlıkları olduğunu söylüyorsanız o başka birşey. Ama bence hiç kimse mesleğinden dolayı işlediği suçtan muaf olamaz, dokunulmazlığa sahip olmamalıdır. Türkiye'de dokunulmazlığın çerçevesi bellidir. Dolayısıyla dışişleri bakanı olarak gazetecilik faaliyetinden dolayı ben bir tane bile gazetecinin içeride olmasını kabullenemem."
"Hükümetimiz yeni AB stratejisiyle katılım sürecine bağlılığını teyit etti"
AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır da Türkiye'nin AB üyeliği konusunda şunları söyledi:
"Hükümetimiz yeni AB stratejisiyle katılım sürecine bağlılığını teyit etti. Kopenhag siyasi kriterlerine tam uyum hedefiyle siyasi reformlara kararlılıkla devam ediyoruz. Ekonomik kriterlerle ilgili Türkiye'nin işleyen pazar ekonomisinin temelleri iyi oluşturulmuş ve sağlam. Her alanda AB müktesebatına uyum için reform çabalarını sürdürüyoruz ve 2002'den bu yana yaklaşık 2 bin 200 birincil ve ikincil yasal düzenlemeler yapıldı. AB müktesebatına uyum çerçevesinde sadece geçen yıl 162 birincil ve ikincil düzenleme uygulamaya konuldu. Katılım sürecinde Türkiye üzerine düşeni yaparken ve yapmaya devam edecekken bazı üye ülkelerin siyasi engelleri nedeniyle katılım müzakerelerinin hızının umut verici olmadığını vurgulamak istiyorum."
Bu aşamada 17'nci fasıl olan "ekonomik ve parasal politika"nın açılışına odaklandıklarını belirten Bozkır, bu alanda Türkiye'nin AB'ye büyük ölçüde uyum sağlamış olması dikkate alınarak "mümkün olan en kısa sürede bu faslın müzakerelere açılması" çağrısını yaptı.
Yeni fasıl yakında
AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu Üyesi Hahn, Türk hükümetinin AB katılım sürecine bağlılığını teyidini memnuniyetle karşıladığını ve AB'nin Türkiye'deki reform sürecinin çıpası olmaya devam etmesi gerektiğini vurguladı.
Hahn, Türkiye ve AB arasındaki sağlam ekonomik bağların, hazırlıklarında ilerleme kaydedilen ekonomik ve parasal politika faslının müzakerelere açılmasıyla daha da güçlenebileceğini söyledi.
Johannes Hahn, ekonomik ve parasal politika faslının "çok kısa süre içinde müzakerelere açılabileceğini" belirterek, "İç çalışmamızı sonuçlandırdık ve raporumuzu mayıs içinde ya da haziran başında üye ülkelere göndereceğiz. Çok kısa sürede onaylanmasını bekliyoruz ki bu faslı açabilelim" dedi.