Dinlemeler cemaati aşan bir olay
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başkanlığında toplanan nisan ayı olağan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında, 2 önemli konu görüşüldü.
Kurulun bir önceki toplantısında “ulusal güvenlik” meselesi olarak ele alınan yasadışı dinlemeler konusunda bu kez daha net tavır ortaya konuldu. İçişleri Bakanı Efkan Âlâ’nın sunum yaptığı 6 saatlik MGK toplantısına, MİT Müsteşarı Hakan Fidan da katıldı.
Habertürk'ten Bülent Aydemir'in haberine göre; Toplantıda yasadışı dinlemelere ilişkin şu yaklaşım ortaya konuldu:
CEMAAT’İ AŞAN OLAY: Bir kişi ekseninde olmamakla birlikte, adli-idari tüm süreçler devam ediyor. Tereddüt yok; Cemaat boyutunu çok aşan bir olay. Cemaat’le ilgili boyutu olduğu kadar casusluk-illegal boyutları var. Dışişleri Bakanlığı’ndaki dinleme olayı, (gizli Suriye toplantısı) siyasi tartışmaların çok ötesinde, devletin âli menfaatlerini ilgilendiren bir konu. (Askerler de bunun bir casusluk olayı olduğunu düşünüyor.)
GÜLEN’İN İADESİ: Fethullah Gülen’in iadesi konusunda; yargılanıp suçluluğu tespit edilse ve hüküm giyse bile iadesi, ülkeler arasındaki ikili-diplomatik ilişkilere bağlı. İade konusunu devletler arasındaki ikili anlaşmalar belirliyor.
Dünyadaki örnekler incelenip hazırlandı
TSK’DA REFORM
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 1 yıl önce oluşturduğu çalışma grubu, toplantıda sunum yaptı. Siyasi otoriteye yön verecek nitelikteki çalışmada, “Yeni savunma konseptleri doğrultusunda, ‘Türk Silahlı Kuvvetleri’ nasıl daha etkin olur?” konusu ele alındı. Kolordu yapılanması, savunma sanayii boyutu, TSK’nın denetimi, dünya örnekleriyle değerlendirildi. TSK’nın sivil denetimi; bu kapsamda kararlarının ve uygulamalarının TBMM ve Sayıştay denetimine açılması konusu önerildi. Dünya örneklerinden yola çıkılarak hazırlanan taslak çalışmada, “Modern orduların ihtiyaçları nelerdir, askeri konuların siyasi otoritenin denetime açılması” başlıkları tartışıldı. Türkiye’de ordunun tam denetime açık olmadığı vurgulandı.
SÜLEYMAN ŞAH
El Kaide’ye bağlı Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün Süleyman Şah Türbesi’ne yönelik tehdidi, “Risk var, kriz yok” şeklinde değerlendirildi. Askerlere malzeme ve teçhizat götüren konvoyun 3 ayda bir türbeye gittiği hatırlatıldı.
‘RİSK ALAMAZ’
Çözüm sürecinin iyi gittiği, terör örgütünün yeni bir çatışma ortamına girerek risk alamayacağı, süreci sonuca ulaştırma konusunda bölgede müthiş bir beklenti olduğu vurgulandı. Devletin önemli ve somut adımlar attığı belirtilirken, son dönemde asker kaçırma ve tehdit içeren açıklamaların örgütün “Son adam kalana kadar mücadele veriyorum” mesajı olduğu kayda geçirildi.