02 Şub 2011 16:22 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:00

DİNK AİLESİNDEN 3 BAKANA MEKTUP!

Agos gazetesinin önünde öldürülen Hrant Dink'in ailesi hazırladığı mektupları, Dışişleri, İçişleri ve Adalet bakanlıklarına gönderildi

Dink ailesinin avukatı Fethiye Çetin'in, Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararının yerine getirilmesi bakımından sorun alanları ile yapılması gerekenlere ilişkin hazırladığı mektup, Dışişleri, İçişleri ve Adalet bakanlıklarına gönderildi.

Hrant Dink'in eşi Rahil Dink, kızları Delal ve Sera Dink ile oğlu Arat Dink ve kardeşi Hasrof Dink adına avukat Fethiye Çetin tarafından hazırlanan mektupta, Dink'in öldürülmesine ilişkin AİHM'in verdiği kararın 14 Aralık 2010 tarihinde kesinleştiği, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik'in karara itiraz edilmeyeceğini ve gereğinin yapılacağını açıkladığı hatırlatıldı.

Mektupta, ''AİHM'in kararının yerine getirilmesini, yalnızca tazminat yükümlülüğü bakımından değerlendirmek mümkün değildir. Aksi halde, bir bireyin yaşam hakkı ile hükmedilen tazminatı karşı karşıya getirmek gibi bir sonuç doğacak ve bireyin yaşamının bu tazminatın miktarı ile ölçülmesi gibi kabul edilmez bir sonuç doğacaktır'' denildi.

AİHM kararında belirtilen sorun alanlarının anlatıldığı mektupta, Hrant Dink cinayetinin soruşturma ve yargılamaları sonucunda devlet kurumlarının tümünü kapsayacak şekilde ortaya çıkan olumsuz görüntünün engellenmesi gerektiği belirtildi.

Dink'in öldürüleceği bilgisine sahip oldukları halde önleyici, koruyucu önlemler almayan bütün sorumluların tespit edilerek haklarında caydırıcı cezai yaptırımlar uygulanması istenen mektupta, bu kişilerin sanıklarla ilişkileri ve yardımlarının doğrudan savcılarca araştırılması talep edildi.

Mektupta, şu taleplere yer verildi:

''Cinayetin ardından delilleri yok eden, gizleyen, değiştiren, katil zanlısına kahraman muamelesi yapan tüm sorumlular hakkında etkili soruşturmalar yürütülmelidir. Yine bu sorumluların halen yargılanmakta olan sanıklarla ilişkileri ve örgüte yardımları hususu aydınlığa kavuşturulmalıdır. 4483 sayılı yasa uyarınca ya da Trabzon Savcılığınca yürütülen ancak cezasızlıkla sonuçlanan tüm soruşturmalar yeniden yargılama konusu yapılmalıdır. Ancak, yürütülecek soruşturmaların, etkili bir soruşturma yolu olmadığı AİHM kararıyla saptanmış olan 4483 sayılı yasa kapsamında değil, doğrudan Hrant Dink cinayetini soruşturan savcılarca yürütülmesi maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından gereklidir.''

Türkiye aleyhine 2007 ve 2008 yıllarında yapılan 5 başvurunun birleştirilmesinden oluşan Dink başvurusunu inceleyen AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 3 maddesinin ihlal edildiğine karar vermiş ve başvuranlara toplam 105 bin avro tazminat ödenmesine hükmetmişti.