04 Şub 2012 10:27 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:18

DİNDAR BİR NESİL YETİŞTİREMEZSİNİZ ÇÜNKÜ...

Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Başbakan'ın konuşmalarını kaleme alarak göndermede bulundu.

İsyankar bir çocuğun evrak-ı metrukesi

1964 yılının 10 Kasım gününü hiç unutmadım.

Beatles’ın “Love me do” şarkısını dinleyeli bir yıl olmuştu.

Rolling Stones’un “Little red rooster” şarkısı bugün bile playlist’imin ilk 10’unda kalacak şekilde aynı yıl kanıma girmişti.
Saçlarımı uzatmış, önlerini Paul McCartney’inki gibi kestirmiştim.
Siyah dik kazak, paçası hafif geniş siyah pantolon giymiştim.
Ayağımda, İzmir yapımı, kenarları fermuarlı taklit bir Beatles botu vardı.
10 Kasım’dı ve İzmir Namık Kemal Lisesi’nin bahçesinde Büyük Atatürk’ü anıyorduk.
* * *
5 Fen B’nin isyankârlarındandım.
İçim kıpır kıpırdı. Mecburi olduğu halde, fiyakamı bozar diye ceket giymemiştim.
Tabiatıyla, törenin en dramatik anında, arkadaşlarımla matrak geçiyordum.
Şimdi tam hatırlamıyorum, yanılabilirim, galiba töreni müdür yardımcısı bir kadın öğretmen yönetiyordu. Biraz önce, hançeresini zorlayarak, bir Atatürk şiiri okumuştu.
Sonra şu oldu.
Kadın öğretmen, merdivenlerin üst tarafındaki platformdan aniden indi, beni kolumdan tuttu ve müdürün odasına götürdü.
Okul müdürü orada bana hayatım boyunca unutamayacağım şu sözleri söyledi:
“Atatürk’e karşı böyle saygısız davranılamaz. Şu kıyafetine bak. Hal ve tavrına bak. Eğer tören sırasında yaptığın şu densizliği siciline işlersem, askerlik bile yapamazsın.”
Gözümün önüne, İkinci Dünya Savaşı’nın en zor günlerinde 36 ay askerlik yapan babam geldi.
Bana “Ertuğrul” adını, çok sevdiği komutanından esinlenerek verdiğini düşündüm.
Korktum.
Ama bu korkular beni “Kemalist” yapmadı.
Atatürk’e hayran, onu Türk tarihinin en büyük kahramanlarından biri olarak kabul eden, ama tarihteki yerine oturtan bir genç olarak büyüdüm.
Hâlâ öyleyim.
İtiraz kültürünü bana okul değil, ailem öğretti.
* * *
Atatürk, Kemalist değildi.
Hazreti İsa belki kendine “Hıristiyan” bile demiyordu.
Marx Marksist değildi.
Onlara bu sıfatları kendilerinden sonra gelen nesiller verdi.
Çoğunun akıbeti de iyi olmadı. Onların adına çok kanlar döküldü.
Şunu çok rahatlıkla söyleyebiliyorum.
Cumhuriyet, iletişim imkânlarının çok sınırlı olduğu bir dönemde bile “Kemalist nesil” yetiştiremedi.
Nasıl ki, 700 yıllık Osmanlı, “Osmanlıcı” bir nesil yetiştiremediyse...
Nasıl ki, Atatürk, Osmanlı’nın Osmanlıcı yapamadığı bir neslin mensubuysa...
Nasıl ki 10 Kasım törenlerini kaldıran Turgut Özal’ı Cumhuriyet’in Kemalist denen eğitimi çıkardıysa...
Nasıl ki Tayyip Erdoğan, Kemalizm’i rejim haline getirmeye çalışan 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat gibi yıllarda geliştiyse...
Siz Sayın Başbakan...
Hiç boşuna çabalamayın.
Dindar bir nesil yetiştiremezsiniz.
Daha doğrusu, kendi kafanızdaki dindar nesli yetiştiremezsiniz.
Hazırlıklı olun...
Çünkü...

Sakın onlara Brutus muamelesi yapmayın

O kızların hepsinin kafasına türban taktırsanız da...
Onlar artık görücü usulüyle evlenmeyecekler...
O çocukların hepsini imam hatip okullarına gönderseniz de... Kafaları sizin kuşağınızın muhafazakârlık zihniyetiyle dolmayacak...
O çocuklar sizlerin hars dediğiniz, biat zihniyetinde büyümeyecekler...
İtiraz etmeyi öğrenecekler.
Twitter’da tepkilerini dile getirecekler...
Facebook’ta sayfalar açacaklar...
Kendileri gibi olmayan akranlarıyla konuşacaklar...
Tanışacaklar, konuşacaklar, birlikte sinemaya gidecekler, sevişecekler...
Çünkü o çocuklar artık dünyada yaşıyorlar.
Nasıl ki, bir 10 Kasım günü, bir Cumhuriyet lisesinin tören bahçesinde, siyah yakalı bir isyankâr çocuğun kıpırtıları göründüyse...
Sizler de yakında aynı kıpırdanmaları göreceksiniz.
Sinirleneceksiniz.
Çünkü bu defa itiraz, içeriden, kendi içinizden gelecek. Onlara Brutus muamelesi yapacaksınız.
* * *
Bu durumda ne yapacaksınız?
Siz de, o çocukları kulağından tutup “Siciline yazarsam Allah’ın huzuruna çıkamazsın” diye tehdit mi edeceksiniz?
Bilin ki, sökmez, sökmeyecek.
Zorla bastıracak mısınız.
Hiç niyetlenmeyin, o yolun sonu Tahrir Meydanı’dır.
Kendinizi daha mı güçlü hissediyorsunuz?
Sanmayın ki Kemalistlerin imanı, sizinkilerden daha zayıftı.
Kemalistler, çocuklarına, Güneş Dil Teorisi’nin görünmeyen lügatlerinden isimler taktılar.
Tutmadı.
Bizim neslimiz çocuklarına Deniz, Ulaş, Devrim isimlerini taktı.
Tutmadı.
Sizler de kendi itikadınıza uygun isimler taksanız, yine tutmayacak.
İtiraz gelecek...
Mutlaka gelecek...
Çünkü siz torna değilsiniz, onlar da yontulacak bir şey değil.
Gücün ışığı gözlerinizi mi kamaştırdı? İnanmıyor musunuz?
Dördüncü Murat gibi yapın, tebdili kıyafet, size oy veren bölgelerdeki parklara gidip bir bakın.
Erkenden görmüş olursunuz...
Siz, kişilikli, inançlı, temiz, itiraz etmeyi bilen, şahsiyetli, biat etmeyen, adil, demokrat, hoşgörülü, medeni bir insan nesli yetiştirin.
Adı Müslüman olmuş, Hıristiyan ve Yahudi olmuş, ateist olmuş...
Hiç fark etmez...

Ertuğrul Özkök/Hürriyet